Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '08

 
Kategori
Siyaset
 

APO, MECLİSTE

“ AB uyum” ve “Eve dönüş” yasaları çıktı.

AB’ye uyum yasalarından maksat daha demokratik ve insan haklarına saygılı bir idare kurmak, Eve dönüş yasasından umulan ise dağdaki terör örgütü eline düşmüş kişilerin pişmanlıklarını sunarak devlete dönmeleri idi.

Bu yasadan kim, kaç kişi faydalanır?

Ne kadar kişi döner, bilinmez. Ancak APO döndü.

Hem de Meclis’e girerek.

Yanlış anlaşılmasın APO’nun fiziki görüntüsü değil. Düşüncesi Meclis'te.

Zaten fikir ve aksiyon adamlarının fiziki görüntüsü ne ola ki?

Fikri ve aksiyonu olmasa, insanların kendinden uzaklaşacağı bir cesetten farkı ne ?

İnsanı insan yapan, demek ki fikri ve olaylara karşı aldığı tavrı.

Aksi halde canlı cesetten ya da ottan, itten farkı olmuyor.

Fikrini eylemlerin tasvip edersiniz ya da etmezseniz ayrı mesele fakat APO, fikri ve eylemleri ile APO..

Yoksa her hangi bir kişiden farkı olmazdı.

Neyse sadede gelelim.

Bay Abdullah Öcalan..

Şu İmralı sakini var ya ondan bahsediyorum.

“ Özgür İnsan Savunması” isimli bir kitap yazmış.


Koyu yeşil zemin kapaklı kitabının baskısı içinde iyi özen gösterilmiş. Okuyucular kaldığı yeri unutmaması için kitap aralarına konan ayraç bile her satırı APO ile takip edecek şekilde düzenlenerek Apo’nun portresi ile süslenmiş!


152 sayfa tutan kitabın sonuna;

“20 Mayıs 2003

İmralı Tek kişilik Tutukevi

Abdullah ÖCALAN”

kaydı düşülmüş.


“Uluslararası komploya karşı kendini ateş topu yaparak şehit düşenlerin anısına” diye girizgah yapılan APO’nun “yeşil kitabı” ÇETİN BASIN YAYIN REKLAM FİLM İLETİŞİM SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. tarafından APS ile tüm milletvekillerine gönderilmiş.

Kitap ellerine geçen milletvekillerinin tepki göstermesi ve Meclis yönetimi nezdindeki girişimleri sonucu, kitabın Cumhuriyet Savcılığından alınan bir yazı ile Meclisin hukuka saygı anlayışı çerçevesinde dağıtıldığı öğrenildi.


Kitabın kapağında “Bir toplumun zorunlu özgür yaşam hakkı dışında, özünde de tüm hukuk sistemlerinde kabul gören meşru savunma hakkına dayanmayan, rahatlıkla egemen sömürücü nitelik kazanabilecek ‘ zor teorileriyle” ideolojik hesaplaşmayı önemli bir kazanım olarak görmek gerekir. Eskinin şiddet yüklü sosyalizm anlayışı zafere ulaşsa dahi, Sovyet Rusya deneyiminde de görüldüğü gibi çözülmeye uğramaktan kurtulamayacaktır. Bir döneklik olarak hep eleştirilen ve suçlanan bu tutum, aslında özgür insanlık adına en önemli bir kazanım değerindedir” diyerek sosyalizm maskeli ateist temelli kominizmanın reddiyesi gibi bir görüş ileri sürerek güya yıllarca uyguladığı şiddet politikasına artık karşı çıkıyor.


Ancak 105 sayfasında ise; ne kadar kalmışsa taraftarlarına da “ Bulunacak çözümlerin kapitalizmin hegomonik sisteminin dışında, onun devlet yönetimine düşmeyen, sınıfa karşı sınıf, zora karşı benzer zor, aynı dilden cevap verme ve benzeri tuzak kavramlara düşmeden geliştirilmesi gerekir. Çözümün sistem dışında geliştirilmesi, yeni Berlin duvarları inşa etmek anlamına gelmez. Bu ne kör bir çatışma ne de güç yetmeyince içinde erime anlamına gelir. Devlete karşı tavırda da, ya onu amaçlarımız için yıkmak, ya da bir parçasına konmak amaçlanmaz. Devletten uzak durmak ancak koşullar doğduğunda sınırları ölçülmüş geçici uzlaşılara gitmesini bilmek demokratik yaşamın gereklerindendir.” diyerek damardan giriyor.

Kendi değilse bile kitabı ile Meclise giren APO, uyum modasına ne kadar uyduğunu ortaya koyuyor.

APO’nun başında bulunduğu örgütün en acımasız ve insanlık dışı eylemler koyduğu günlerde, “APO yakalansa dahi bir şey olmaz. Kim bilir meclise bile girer” dediğimde olmaz diye dudak bükünlerin kulakları çınlasın.

İnşallah APO’nun şimdilik kitapla da olsa Meclise girme ısrarı demokrasiye ve AB’ye uyum çabalarına sekte vurmaz.

NOT: Bu yazı 1.8.2003 tarihinde yazılmış ve Anayurt Gazetesi nde ki köşemde yayınlanmıştır

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..