Apo'llon!

Eski Yunanda çok tanrıcılık vardır, malum...Her biri bir insan zaafiyetiyle malül onlarca tanrı..Öfkeli, hırslı, arzulu, düzenbaz tanrılar bunlar...

Bu "insandan bozma tanrılar" ın ya da "tanrılaşmış insanlar" ın sadece eski Yunanda olduğunu sananlar yanılır. İnsanı tanrılaştırma günümüz modern hayatı dahil, insanın yaşadığı her dönemde olagelmiştir.

İnsanlar, tarih boyunca bu kendi yarattıkları "tanrılarından" çok çekmişlerdir üstelik. Kanlar döküp kurbanlar vermişlerdir tanrıları adına...

Biz, tarihin akışını bir yana bırakıp "Kürt gençliği" nazarında "putlaştırılan" son "tanrı" ya getirelim sözü: Eski Yunan'ın Apollon'unun ilk hecesiyle ortak nam taşıyan; Apo!...

Yıllarca ötelenmiş bir halk, bugün terör yoluyla binlerce insanın kanına girmiş bir adamı tanrılaştırıyor. Sanıyorlar ki, o olmasaydı, özgür olamayacaklar, bağımsız kalamayacaklar; hatta hiç var olamayacaklardı.

Apo, Kürtlerin Apollon'u olabilir; eğer uzun yaşamazsa...Onu, ABD güçlerinden "emanet" olarak alan Türk Devleti, asmak gibi bir "hata"ya düşseydi (hoş, zaten yapamazdı da..), Apo, tanrılaşma evresini şimdiye kadar tamamlamış olurdu.

İmralı'da gözden ırak bir yerde tutulması da şimdilik Onun Kürt gençleri nazarında putlaşmasına yardımcı oluyor; çünkü onlara öyle anlatılıyor. Görülmeyen, duyulmayan sadece "vahiy" gönderen bir tanrı...

Kendisine kesilmiş "müebbet mahkumiyet" bir şekilde son bulur ve dışarı çıkarsa, bir süre Kürtlerin "milli şefi" olarak yaşar; ama daha sonra birileri gelir ve onu şeflikten düşürür.Yani, tüm "milli şef" lerin başına gelenler onun da başına gelir.

Bugün, İmralı'da gözden ıraklarda olduğu için "hasretini çekenler" onu sosyal ya da siyasal hayatta tanısalardı, nice zaaflarla malül olduğunu görür ve muhtemelen uzak dururlardı.

Belki de gelecekte gerçekleşecek olan da bu olacaktır. Demokratik hayat içerisinde gözü açılan Kürt gençleri Apo'larının hiç de Apo'llon olmadığını; zaten Apollon'un da pek makbul bir tanrı olmadığını görecekler.

Cezası kesilmiş, mahkumiyeti kesinleşmiş..Sadece yargı alanında da değil, vicdanlarda mahkum olmuş birini kimse salıvermeye cesaret edemez ama eğer bu yapılabilseydi çağdaş bir "tanrılaşma" süreci sona erdirilmiş olurdu.

Ancak, görülen o ki, bir süre daha onun İmralı'dan gönderdiği "vahiy"ler, müminleri için "yol haritası" olmaya devam edecek..

Ne demişler, insan kendi putunu kendi yapar, kendi tapar!...