Ara gazları

Çok ilginç kelimeler var mesela gaz…

Uçar, yanar, uçanın haricinde tüyü yolunacağa da aynı tabiri kullanırız.

Gaz vermeler vardır birde…

Koçum aslanım sen yaparsın, yürü kim tutar seni dendi mi?

Yürüyerek değil belki ama bu gazı aldık mı da yüzerek Atlas okyanusunu bile geçeriz.

İşte verilen bu gaza bedford ara gazı denir.

Bu bedford ara gazı bayağı deyim niteliği almıştır.

Bilmeyenlere anlatmak ve bilenlere hatırlatmak için hikâye kısaca anlatımla şöyledir; “Acemi birliğinin birinde; yeni gelen acemi askerlerle eğitimi tamamlayıp usta birliğine giden askerlerin buluşma yeri kantin önündeki boş ve ağaçlık alan olur, orada sohbetler edilirmiş.

Bu sohbetlerde tecrübe kazanmış olan askerlerden yeni gelenler yol yordam dersi alırlarmış. İlk verilen nasihat da şayet kışlanın bedford kamyonunun kantine gelen yokuşu çıkartırken verdiği ara gazının sesini duyarsanız bu kantin ve çay ocağı önünde durmayın hemen kaçın olurmuş.

Bir acemi asker gülmüş ben ara gazın sesinden korkacak değilim ya demiş. Çay ocağı önünde sırada iken bedford kamyonun ara gazı sesi duyulmuş; alış-veriş yapanlar, çay alma sırasında olanlar hemen kaçışarak arazi olmuşlar, bizim korkusuz acemi tüm bu olanları sadece seyretmiş.

Sıra olmadığı için rahatça çayını alıp yudumlamaya başladığında bedford da kantinin önüne yanaşmış kamyondan inen onbaşı sağa sola bakmış, kimseler yok! Bizim çay içen korkusuzdan başka… Bağırarak yanına çağırmış. Korkusuz gitmiş. Kısa künye arkasından emret komutanım hitabı ve soluğu doğruca kamyonun arkasında almışlar, kamyonun arka tahtaları indirilmiş ve bizim korkusuz acemiye dönülüp; yaklaşık beş tonluk kantin malzemesi gösterilerek;

Taşı bunları kantine emri verilmiş.