Ara geçiş formu

Darwin’in Evrim Teorisi’ne göre canlılar bir hücreli canlılardan başlamak üzere evrim geçirerek birbirlerinden türemişlerdir. Bu süreç henüz sonra ermemiştir ve ermeyecektir. Esas olarak düşünecek olursak evrim sürecinde ara geçiş formu diye nitelenebilecek tür veya türler yoktur. Günümüzde veya geçmiş tarihi dönemlerde bilinen, görünen canlıların tümü, evrim sürecinin belli bir noktasındaki hayatta kalmayı ve döl vermeyi becerebilmiş duraklardır.

Bununla birlikte bazı türlerin soyu tükendiği için, bazıları genetik nedenlerle bugün gözleyebildiğimiz türler arasında eksiklikler, boşluklar oluşmuştur. Bunların en belirgin olanı insanla maymun arasındadır. Bir sebep şudur: Maymunla insan arasında bulunan türlerin bugün soyu tükenmiştir. Ancak şans yardım ederse iskeletlerine ulaşılabiliyor. Geçtiğimiz yüzyılda maymunla insan arasındaki boşluğu dolduracak iskeletler bulunmuş, bir soyağacı çıkarılmıştır. Hâlâ bulunması gereken türler olabilir, ancak henüz bulunmamış olması onların yokluğunu göstermez. Çünkü bundan önce elimizde daha eksik örnekler vardı, veya örnek olacak bir tür yoktu. Şimdi var. Lütfen aşağıdaki videoyu izleyiniz.

http://vimeo.com/30191609

Maymunla insan arasındaki türlerin soyu bugün tükenmiş olduğu için yanlış olarak ara geçiş formu şeklinde isimlendirilmiştir. Gerçekte evrim süreci içinde, konum itibarıyla o türlerle maymun ve insan arasında bir fark yoktur.

Bunun gibi günümüzde yaşamakta olan birçok canlı türü yine günümüzde yaşamakta olan başka canlı türlerinin evrimleşmesinden ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte her canlıdan başka ve alakasız bir canlı türemez. Belli olgunlaşma ve süreç şartları vardır. Canlılar tek hücrelilerden başlayarak, bir ağaç gövdesinden dallara ve yapraklara giden bir yapı içinde türleşmişler ve öylece sınıflandırılmışlardır. Bir dalın bir türünden başka bir dalın bir türüne evrimleşme gerçekleşemez. Bu gerçeğin, doğru bakış açısının yaratılışçılar tarafından göz ardı edilmesiyle garip savlar türemiştir. Örnek olarak bir yaratılışçı sitesinde photoshop kullanarak deniz yıldızından  balık türetmeye çalışılmış ve bunun olamayacağı için evrimin de olamayacağı iddia edilmiştir. Beş omurgalı, 6 bacaklı insan figürleri çizilmiştir. Resimde de görüldüğü üzere alnında 6, çenesinde 2 tane gözü olan insan iskeletleri çizilmiştir.

Şimdiye kadar insana benzeyen, 8 gözlü, veya 5 tane kuyruğu olan bir memeli hayvan türü bulunamamıştır. Bu resimler photoshop ile türetilmiştir. Bulunacak olsa, acaba bunlar hangi tür ile hangi tür arasında bir ara geçiş formu olabilir? Böyle şeyler bilinçli insanlar tarafından ciddiye alınmamakta, alay konusu olmaktadır. Bir örnek daha, batıda bir yaratılışçı, elinde photoshop’la yapılmış ve adına croco-duck dediği yarısı timsah yarısı ördek olan bir resimle tv kanallarında dolaşmaktadır. Halinden, resimlerinden çok mutlu olduğu anlaşılıyor ancak bunun bilimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Ağacın dallanmasını gözünüzün önüne getirin, timsah ve ördek ağacın farklı dallarındadır, ataları aynı olabilir. Ancak birinden diğerine bir geçiş olmamıştır. Bunun gibi bir deniz yıldızından balığa geçiş olmaz, olmamıştır.

Bunu böyle tespit ettikten sonra yaratılışçılara şu rast gele soruları sormak gerekir: Neden modern insan iskeletleri son 200 bin yıl içinde bulunuyor da daha öncesinde bulunmuyor? Neden kambriyen dönemine ait bir maymun fosili yok? Neden bulunan fosiller tarihe ve benzerliklerine göre sınıflandırıldığında aynı bir ağaç ve ağacın dalları gibi kendilerine yer buluyor? Neden bulunan hiçbir fosil bu dallanmayı yıkamıyor?

Onlar düşünedursunlar, ben cevabı vereyim. Her gelişmiş canlı türü, kendisinden önce yaşamış  olan daha basit bir canlı türünden gelmektedir. Basit olanı ortaya çıkmadan diğeri ortaya çıkamaz. Tanrı, insanı yaratmak için dünyayı yaratmasından sonra 6 gün değil, 4,5 milyar yıl geçene kadar beklemiştir. Bu arada milyonlarca tür yaratmış, beğenmemiş, yok etmiştir. Ama nedense hepsini bir sıra içinde yaratmıştır.

Bir de şu soruyu sorarlar: Niye maymundan insan çıkmıyor?