Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '08

 
Kategori
Meslekler
 

Arabamı verin kardeşim!

Arabamı verin kardeşim!
 

www.resimland.net/data/media/2/araba1.jpg


Refik, yine sevinçle başlamıştı güne. Yeni tahsis edilen arabasına binerek, fabrikaya geldi. Kapıdan arabayla bahçeye girerken kornaya hafif dokundu. Elini kaldırıp, neşeyle nizamiyede ki güvenlikçiye selam verdi. Her zaman neşesiyle, pozitif enerjisiyle dikkat çeken birisiydi. Daha iki ay olmuştu, yeni iş yerinde. Bir gurubun finans müdürlüğünü yapıyordu. İçinden, ‘’Çok güzel bir gün olacak, bu gün dünden de iyi’’ diye geçirdi. Temel felsefesi oydu. Her gelen yeni günün bir önceki günden daha iyi olacağına inanırdı. 

Arabayı bahçeye park ettikten sonra hızla merdivenlerden ofisinin olduğu ana salona yöneldi. Gözlerinin içi gülüyordu, pırıl pırıldı, neşesinden. Yeni işinde 

Kendine göre başarılıydı. Altına arabada vermişlerdi. Baharda gelmişti, tüm güzelliğiyle. Daha ne olsundu. Kırk beşinden sonra lotodan da para çıkacak değildi ya zaten. 

Masasına oturduğunda genel müdür aradı. Akşamdan getirttiği maaş parasının 

Tam olarak hazır olup olmadığını sordu.’’ Hazır ‘’dedi, Refik. Daha sonra da personel müdür yardımcısı aradı.’’Ağbi, maaşın hepsini mi ödeyeceğiz ?’’, dedi. 

Ona da ‘’ Evet, hepsini ödeyeceğiz’’ diye cevap verdi. Maaş ödemek insanları mutlu etmek çok hoşuna gidiyordu. Vezneye de talimatını verdi.’’Maaşlar ödenebilirdi’’.Çok enteresan bir yerdi, bu çalıştığı kurum. Herkes birbirinin akrabasıydı. Önemli mevkilere yerleşmiş kişiler her personel alımında ‘’TORPİL’’ olayını patlatarak eş dostlarını işe aldırmışlardı ve daha da aldırıyorlardı. Biri birisinin kardeşi, diğeri birisinin yeğeni vb. idi. Hepsi kesinlikle birileriyle delme takmaydı. Personel müdür yardımcısı da Personel Daire Müdürünün damadıydı. Buraya göre çok ama çok normaldi. Derken daha telefon görüşmelerinin üzerinden yarım saat geçmemişti ki genel müdür, Refik’i yine aradı.’’ Refik Bey, sen ne yaptın kardeşim? Eylem Bey’e maaşların hepsini ödeyeceğiz demişsin. O da fazla mesai ve avansları da ödemiş. Ne olacak şimdi? Diğer bölümlere maaş yetişmeyecek. ‘’. Refik, birden bire oluşan bu duruma bir yandan anlam veremiyor, bir yandan da istemeden de olsa büyük bir hatanın tamamen kendisinin üstüne yıkılmasının ezikliğini hissediyordu. Hemen, kalkıp vezneye yöneldi. Veznedarına hafifçe bir seslenişle sordu. ‘’Ne oldu böyle Ağbi, ya?’’ 

Bu arada Eylem Bey’in genel müdürün odasından geldiğini gördü. ‘’Ya sen bu sıkıntıda daha maaşlar tüm bölümlere dağıtılmadan hiç avans ve fazla mesai dağıtıldığını gördün mü, sen ne biçim adamsın tüm sorumluluğu da benim üstüme atıyorsun ‘’ diye hiddetle çıkıştı. Bu kez de daha çok öfkelenen Eylem Bey, gömleğinin en üsteki düğmesini açarak hızla Personel Müdürü’nün yani kayınpederinin odasına yöneldi. 

Refik, biraz öfkesini atmış. Odanın etrafında ki salonda volta atıyordu. Allah’tan mesai bitmek üzereydi. Birazdan arabasına binecek ve evine gidecekti. 

Derken yine genel müdür aradı. ‘’ Refik Bey, bu gün bizi çok zor durumda bıraktın onun için cumartesi sana tahsis edilen arabayı geri alıyoruz. Bilgin olsun.’’ Refik, adeta yıkılmıştı. Gerçi kendisi döviz bürosundan bulduğu ek para ile sorunu çözmüştü. Ama artık araba gitmişti. Düşündü ve kendi kendine söylendi. ‘’Tabii, bizim Eylem, beni kayınpederine şikâyet etti. O da çok iyi dostu olan genel müdüre. Yapılabilecek sadece bir iş vardı. O da yapıldı. Araba geri alındı.’’. Gülümsedi, bilgisayarını kapattı. Minibüs durağına dek yaklaşık 

15 dakika yürüdü. Hava iyice kararmıştı. Ve de soğumuştu. Öfkeyle söyleniyordu. ‘’ Benim bir suçum yok ki. Arabamı verin kardeşim’’… 

Ama, araba gitmişti.Belki de artık hiç gelmeyecekti. Ya oyunu kuralına göre oynayacaksın.Ya da arabanın veya işinin elinden gitmesine razı olacaksın... 

 
Toplam blog
: 55
: 921
Kayıt tarihi
: 08.07.06
 
 

40 Yaşından Sonra Evet, ben yıllarca okudum, okudum. Ne bulursam, elime ne geçerse. Kırkından sonra..