Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Araban mı var? Sana müstahak!-3

Araban mı var? Sana müstahak!-3
 

www.arabaresimlerim.net


Tekrar sıra bana geldi, yine alaylı alaylı yüzüme bakıp “geldin mi 32 madde” diyerek imalı imalı gülüverdi! Sesi sanki içimi tırmalıyordu az önce giden melun kadının yüzümüzü tırmalayacak hali geldi gözlerimin önüne.
—"Bunun süresi geçmiş git dernekten bir EK–1 al tekrar yaz ama daktilo olsun el yazısını bilgisayar kabul etmiyor."
… Emrin olur sultaniyemmmm! Var mı başka bir arzuhaliniz?
—Yok
:((
"Hasbiyallahü la ilahe illahü  

Tekrar dışarı çıktım Cemiyetten 1 YTL ye boş Ek–1 dosyası aldım hemen oradaki muameleciye gidip elimdeki eski evraktaki bilgileri, daktiloda, yenisine geçmesini istedim.
Bu arada bu yasalardan laf açıldı. Muameleci kardeş bana vatandaşa çektirilen eziyetten bahsediyor. (Yersen tabi) iki dakika sonra işim bitti. 

—Affedersin borcum kaç lira?
—10 YTL
—O' ha bu ne be?
—Ee kurtarmaz ağabey

Adam döndü kçnı.
Sayıyla yazdığı on kelime!
Çıkardım verdim parayı, ister istemez... 

Kapıdan çıktıktan sonra kendiliğinden ağzımdan
” Haram zıkkım olsun, Ş...z." sözü çıkıverdi! 

"Hasbiyallahü la ilahe illahü ...

Kulaklar çınlataraktan!
Yoldaki kaldırım taşlarına tek tek basaraktan,
Bade süzerekten,
İnci dizerekten,
Gel canım gel aman.
Tek tek basaraktan bade süzerekten
İnci dizerekten gel canım gel aman... 

Gel kaz’ım gel aman…
Gel ördeğim gel aman. 

Gel tavuğum gel aman... 

Tekrar girişe geldik.
Haydaa adam tanımıyor kardeşim, zorla mı?
Yeminle bu kadar eziyeti Hitler, Yahudi’lere bile yapmamıştır!
Tam dört kere fasılalı cebimdeki kuruşları, tırnak makasını, cep telefonunu, fotoğraf makinesini falanı filanı çıkardım. 

Sıcak bir yandan, eksik dosyalar bir yandan, görevli ikide bir millete "kışş kışş" diye bağırarak, tavuk muamelesi yapıyor! Diğeri "bozuk para" diye bağırır. Bir diğeri "burası danışma değil git başkasına danış" der. Kapıdaki "acele et arkada yığılma var" diyor. Sanki bütün münferit olay biziz (!) daireyi çöp götürüyor, kç kadar yerde nefes alamıyoruz. 

Daraldım, patlayacağım. Ülen şimdi başlayacağım arabasına da ruhsatına da yeter be yeterrrr.... 

Girişin dışında her yer açık 1.70 yüksekliğinde bir duvar var. Yani isteyen istediğini dışarıdan bir arkadaşına içeriye rahat rahat verebilir ama insanlara eziyet olacak ya! O nedenle bu cepleri boşaltmalar ve dışarıdan üç beş kere bir şeyler istemeler tamamen organize! 

Muameleciler elinde onlarca dosya abilerini ararken bu kapılardan transit geçiyorlar (!) artı ayaklarımıza basıyorlar. Birilerini ararlarken, onlara herkes güler yüzlü, bir tek biz bireysel kişiler, münferit olaylar olarak düzeni bozan taraf oluyoruz! 

Daha yeni kayıt olan, acemi asker psikolojisi ile “aman Allah belasını versin şu işimi bitirsem de bir kurtulsam” diye sabrediyoruz. (İstersen sabretme) 

Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sık sık pişman olunur.
Confucius 

Hem okuyor hem yazıyor
Kirpikleri diken olmuş gözüme batıyor
Tek tek basaraktan bade süzerekten gel yanıma gel aman. 

Gel kaz'ım gel aman,
Gel ördeğim gel aman. 

Gel tavuğum gel aman... 

Nihayet evrakları, Memure hanıma gönüllü yardım eden 150 kg borazan sesli bir muameleci arkadaşımıza veriyoruz. O muhteşem bilgisi ve dâhiyane fikirlerini 35 yıllık memur tecrübesi ile (!) iki dakikada biz kaz'lara… Pardon müşteki'lere sıralıyor. 

—Gönüllü muameleci sesleniyor; "Aaa... Bir dakika bana evrakları teslim eden arkadaşlar cemiyetten bir dosya ve ruhsatın fotokopisini çektirip getirsinler." 

Tekrar dışarı çıkılacak! 

Ağlamak istiyorum, bağırmak istiyorum, küfretmek istiyorum. Dudaklarımı ısırıp içimden ‘^+%&/)?= kim ne anlıyorsa işte Allah ne verdiyse kim bu eziyeti bize uygun görmüşse kulacıkları çınlasın gayri! 

"Tek tek sayaraktan bade süzerekten" saydık gayri işte Allah ne verdiyse! 

Sonunda tüm olmazları oldurarak terhis olmuş asker sevinci ile işkence odasından çıktık!
Şöyle dışarıdan geriye dönüp baktığımda, gördüğüm koskocaman ihtişamlı bir bina var, ya içi? 

Hani bir laf vardır “dışı seni yakar içi beni” kesin burası için söylenmiş! 

Yazımın başında bundan 25–30 yıl önce insanların otobüs yolculukları sırasında ihtiyaç molası için durduklarında bazı insan portrelerinden ve tuvaletlerin içler acısı durumundan bahsetmiştim. 

Sonra rahmetli Turgut Özal’ın bu konudaki çalışmalarından bahsetmiştim. Şimdiki zamanda bu tuvaletlerin %95 i %100 Güzel hizmet vermekte olduğunu söylemiştim. 

Dışı da içi de temizlenmiş tuvaletlerden ne kadar memnun olduğumuzu belirtmiştim.
Şimdi baktığım binanın 30 yılda ancak dışını değiştirebilmişiz! İçi halen eski düzen!
İçindeki hizmet sektörünün büyük bir çoğunluğu alet ve edevatı bıraktığı yerde bulamayan ve tuttuğunun “kafasını kopar” psikolojisi ile dolu olduğunu görüyorum! 

Dışarı da yüz binlerce boşta gezen üniversite mezunları varken, bunları silah zoruyla mı çalıştırıyorlar anlamadım. Siz (!) para topluyorsunuz; oysa biz, halk; hem para veriyoruz, hem çile çekiyoruz, hem hakaret yiyoruz! 

İnsanların bilgisizliklerinden, insanların iyi niyetlerinden, insanların suskunluğundan, insanların çaresizliğinden faydalanan ve kendilerine çıkar sağlayan bu kayıtlı (!) kayıt dışı kazanç sağlayan kişilere bir kuruşum dahi nasip olduysa; haram zıkkım olsun inşallah. Hiç kimse yerinin doldurulamayacağını düşünmesin, dışarıda çok daha vatansever ve ahlaklı insanlarımız bulunmaktadır! 

İster sivil, ister resmi; her nerede olursa olsunlar, bu tip insanların varlıkları herkesçe bilinmektedir. Çünkü bu kötü şöhretleri o kadar çok alenidir ki, sağır sultanın bile duyduğunu, gördüğünü ve sesini çıkarmadığını biliyorum! Fakat unutmasınlar; bu dünyada adalet varsa (!) onların da bu yaptıklarından; yüzlerinin kızaracağı günleri hep birlikte göreceğiz! İşte o zaman dışarıda kalan sahtekârlar, içerideki sahtekârların bedava avukatlığına soyunacaklardır! Çünkü sıranın kendilerine geleceğini çok iyi bilirler! 

Nedir Allah’ım, nedir, bu diyarın şu hali?
Bezginlikten ruhunu kaybetmiş bir ahali; 

........................................... 

N.F.Kısakürek 

Not: Kendinden emin helalinden çalışıp kazanan tüm insanlara tenzih ederim. Onlara selam ve saygılarımı sunarım. Benim kastettiklerim bir cebine helal, diğer cebine haram katanlar ve üstüne üstlük insanlarımıza gâvur eziyeti yapanlaradır!  

M.Talip Girgin. 

 

 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..