Arabesk hayat 1

Bir zaman iki kişi için bu kadar kısa ve unutulmaz olabilir miydi?

Kız... Yaşamının en hızlı zamanlarındaydı. Uyandığında gözlerini açtığı dünyaya koşarak başlıyordu her an için. Ama aynı zamanda üzgün benliğini tedavi etmenin yollarını bulamıyordu. İçinde yerleşmiş olan özlemleri özlüyordu. Hayal dünyası kabarık sayfalarla doluydu. İşte bu zamanlardaydı ki, arabesk zamanların ortasına düşeceğini nereden bilebilirdi ki?

Erkek... Yaşamının en hızlı zamanlarını geride bırakmıştı. Dinginliği manevi dünyalarda arayan, huzurun peşinden hala koşan ama bulabildiği anlaşılamayan anlarındaydı. Yaşamda her anı görmüş, tatmış, tatsız anları da olmuş, doyasıya zamanları da... Arabesk zamanlar yanındaydı onunda ama maalesef o bunu farkedemezdi. Kız daha da yoğun düşecekti arabesk zamanların içine.

Zamanı geldi ve kız ile erkeğin gözleri birbiriyle buluştu. Farklı dünyalarda olan kız ve erkek, birbirlerinin dünyalarını tanımanın heyecanı içindeydiler. Zamanla birbirlerinin dünyalarının farklı ama hislerinin aynı olduğunu farkettiler. Bu yeter miydi?

Birlikte bir ömrü paylaşmaya karar vermişler miydi? Ya da ömürleri onlardan uzak yazgılarını mı yazıyordu. Hızlı yaşandı herşey aralarında. Ama hepsi GERÇEKTİ... Ne kadar gerçekti, ne kadar yalan Tanrı biliyordu ya herşeyi. Sorgulanan herşey yıpratırmış insanların hayatlarını. Sorgulamak yoktu artık, yaşananlar vardı. Yalın, yalansız, hissederek, paylaşarak yaşananlar.

Yaşanan herşey onlarla birlikte.

Yürünebilecek miydi hayat yolu?

Arkası yarın...