Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

Arada kalmak ne zordur!

Arada kalmak ne zordur!
 

Oğlumun babasıyla yeni evliyken, çalıştığım şirkette de pek de eski sayılmazdım.

İşler çok yoğundu, ancak o dönemler için sevdiğim bir işi yapıyordum, öncelikle kendime sonra da şirkete kendimi kanıtlama aleviyle yanıp tutuşuyordum!

İyi de para kazanıyordum…

Oğlumun babası beni kullandıklarını düşünüp, sanıyorum ki çok çalışmama üzülüyordu, veryansın ediyordu, açıklamaya çalışıyordum, ya da bazen ben de ona katılıp yakınıyordum ama aslında olması gerekenin bu olduğuna inanıyordum, sorumluluk bilincim epey bir yüksektir de!...

Şöyle şöyle yap, böyle böyle söyle derdi, yapamam, diyemem demelerim zaman içinde denmez olmaya başladı, çünkü onun doğrusu ile benim doğrum buluşmuyordu!

Evde problem çıkmasın diye, bu konularda sessiz kalmayı tercih eder olmuştum…

İş yerindeki durum da evden farksız değildi, orada da eşsiz olan, ya da göz boyamak için gereksiz yere mesaiye kalan, ya da mesai parası almak uğruna işini uzatanlar vardı, kocama göre geç olan çıkış saatim onlara göre de erkendi!

Onlar da laf çarptırmaya başlamışlardı…

Ne zor zamanlardı!...

İki tarafı da idare etmeye çalışmak, iki tarafı da tam anlamıyla memnun edememek…

….

Türkiye’nin yönetimindeki sancıları bu nedenle anlamamam olanaksız!

AKP belli vaatler, belli amaçlarla yıllarca gençlere yatırım yaparak Türkiye’nin yönetimine geldi; bakınız on, on iki yaşlarındaki çocuklara yapılan beyin yıkamalar, ki, yıllar öncesine dayanmaktadır örgütlenme zamanları!

Vaatlerinin arasında mutlaka türban özgürlüğü de vardı…

Türkiye Cumhuriyeti diye ifade etmek yerine “Türkiye” demek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı demek yerine “Halkım” demek belli vaatlerin, amaçların adınadır!

İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın ülkemize yapacağı ziyaret sırasında Anıtkabir’e gitmek istememesi, aslında bir çok bürokratın da aklından, yüreğinden geçenlerdir bence!...

Orada bulunup da içlerinden küfür edenler, affet beni Allah’ım diye dua edenler, özel görüşmelerinde “Nabzı tutmak lazım amacımız uğruna, dayanalım az biraz daha, gazamız mübarekle sonlanacaktır nasıl olsa” diyen bedeni Anıtkabir’de bürokratlar Ahmedimejad’ı çok iyi anlar!

Özel görüşmelerinde ne derler birbirlerine tam olarak bilinmez, ancak tahmin etmek için de müneccim olmak da gerekmez!

Bu ara formül arayışları bana pek de yabancı gelmedi, işte bu yüzden!...

İran diretiyor, neden?

Ara formül aranıyor, neden?

Kocam erk olarak diretiyordu, diğeri işveren! Arada kalan ben! Neden!

Aşıktım, kocamı kaybetmek istemiyor, işimde de kariyer yapmak istiyordum, katlanma nedenim bunlardı, aslında korkulardı!

Bizim yönetimimizin arada kalma nedenini de çok iyi anlıyorum işte bu yüzden!

Yürekleri, beyinleri, amaçları ile bulundukları mevki, sorumlulukları buluşmuyor bir yerde, korkuları var çünkü verilecek hesapları var birilerine, sanmayın ki verilecek hesaplar Türkiye Cumhuriyeti ve bireylerine, başka başka yerlere…

Bilmem anlatabildim mi?
.....

Atatürk'ü pek bir severim, işte tam da bu yüzden!...


Gülgün Karaoğlu
Ağustos,06/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..