Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '14

     
    Kategori
    Anılar
     

    Araf

    Araf
     

    Çocuk Esirgeme Kurumu'nda kalmanın zorluluğunu ilkokul birinci sınıfa başlayınca anladım. Yuvadaki bütün kızlar gibi benim de saçlarım bit var gerekçesiyle erkek gibi kesilmişti. Cinsiyetimi belli eden tek şey üzerimdeki siyah kız önlüğüydü. Okula başlamadan önce yuva bahçesinden başka hiçbir yere gitmemiş olmamdan dolayı diğer kızların saçlarının da benimki gibi kısacık olduğunu sanıyordum. Okul bahçesinde toplanan kız çocuklarının upuzun örgülü saçlarını gördüğümdeki şaşkınlığımı hiç unutamıyorum. Tabii onlarda beni görünce çok şaşırmış olmalılar ki hepsi bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Sınıflara girdiğimizde de aynı durum devam ediyordu. Herkes bana uzaylıymışım gibi bakıyordu. Bu hal sona erdikten sonra birisi bana cinsiyetimi sordu. Bunun cevabını öğrendikten sonra saçlarımın erkek gibi olmasının nedenini sordular. Ben başıma geleceklerden habersiz onlara yuvadaki yetkililerin saçımda bit olduğu gerekçesiyle kestiğini söyledim. Bundan sonra adım bitliye çıktı. Bırakın benimle arkadaş olmayı istemeyi benimle aynı ortamda bulunmayı dahi istemiyorlardı. Öğretmenimiz içeriye girdikten sonra beni ona adeta şikayet edercesine tanıştırdılar. Öğretmenimiz de artık benden iğreniyordu. Sanki diğerleri tarafından farkedilmemişim gibi beni tahtaya çıkardı. Diğer öğrencilere yanıma kesinlikle yaklaşmamaları konusunda uyardı. Artık ağzımla kuş tutsam kimseye yaranamayacağımı o zaman anladım.

    Her çocuğun ilkokul birinci sınıfa başlayışı mutlaka değişik tecrübeler edinmesini sağlar. Ben de okuldaki ilk günüm de çocukların ne kadar çok zalim olabileceği konusunda deneyim sahibi oldum.

    Okuldaki diğer günlerim ise ilk günümü aratmadı. Hatta artık çocukların zulümleri mertebe mertebe artıyordu. Çünkü artık şiddet de görmeye başlamıştım. Özellikle erkek çocukları beni ders dışında gördükleri yerde dövüyorlardı. Teneffüs zili çaldığında herkes sevinç içinde bağırarak bahçeye koşarken bense teneffüslerin hiç gelmemesini istiyordum. Çünkü ders saatlerinde kimse bana sataşmadığı için kendimi daha güvende hissediyordum.

    Diğer çocukların aksine benim en sevmediğim ders Beden Eğitimi dersiydi. Öğretmenimizin öğrencileri kızlı erkekli sırayasokması benim için tam bir kabustu. Tesadüfen ön sırada yer almışsam orayı haketmediğimi düşündükleri için beni  bir top gibi en arkaya fırlatırlardı. Gerisi tam bir komedi... Ben doğal olarak kız öğrenci sırasının en arkasına yerleştikten sonra önümdeki kız öğrenci  hemcinsi olmadığımı iddia ederek erkek öğrenci sırasına iter, onlarda erkek olmadığımı söylerler beni tekrar kız öğrenci sırasına fırlatırlardı. Ben de çareyi her iki sıranın ortasında durmakta bulurdum. Beni ötekileştirdeki yerde... Ortada... Hiçbir öğrencinin durmadığı yerde... İşte ben öğrenciliğim boyunca hep böyle arafta kaldım.

             

     
    Toplam blog
    : 1
    : 110
    Kayıt tarihi
    : 21.05.14
     
     

    Dört çocuk annesiyim. Kamu kurumunda memurum.  ..