Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Aragones'ten Fatih Terim'e Euro 2008

Aragones'ten Fatih Terim'e Euro 2008
 

Luis Aragones Türkiye'ye "Avrupa Şampiyonu" apoletiyle geliyor.


2008 Avrupa Futbol Şampiyonası finalinde Almanya’yı Torres’in golüyle 1-0 mağlup eden İspanya, kıtanın futboldaki yeni efendisi olmayı başardı. 7 Haziran tarihinde başlayan turnuva genel görünümü itibariyle kale önlerine kimi teknik adamlarca kurulan etten duvarların yıkıldığı bir organizasyon oldu. Bu açıdan bakıldığında biz futbolseverleri mutlu eden bir turnuva yaşandığını söyleyebiliriz. Özel olarak da A Milli Futbol Takımımıza sergilediği performans ve aldığı derece için teşekkür etmemiz gerekiyor.

Almanya ile İspanya arasında oynanan final maçını analiz etmek bizi şampiyona geneline ve futbolun evrimsel sürecine dair önemli noktalara götürebilir. Bu yüzden final maçı özelinde de olsa bütünsel bir yaklaşımla futbolun global seyrine değinmek sanıyorum en doğrusu olacak.

Kupanın 31. ve son maçına çıkan takımlardan Almanya; hem Portekiz hem de millilerimiz karşısında “ne kadar adil olduğu” sorgulanan maçlar oynayarak zihinlerdeki determinist imajı pekiştirmiş, finale de bu rüzgarı arkasına alarak çıkmıştı. Oysa finale kadar maç kaybetmeden gelen İspanyollar, Alman meslektaşlarının aksine futbol oynayarak, zevk alarak ve zevk vererek kupanın kulpuna yapışmışlardı. Her iki takım da maça başlarken beşli orta sahalarla oynamayı seçmişlerdi. Aslında Almanya’nın orta alanda ileriye dönük kullandığı Ballack tercihi sebebiyle bu bölgedeki mücadeleyi eksik yürüttüğü söylenebilir ama bizim anlatmak istediğimiz başka. İspanyol orta sahası (Senna, Silva, Xavi, Fabregas, Iniesta) 25,4 yaş ve 1.72cm boy ortalamasına sahipken, Alman orta sahasında (Hitzlsperger, Frings, Podolski, Ballack, Schweinsteiger) bu rakamlar 27,4 yaş ve 1.83cm boy ortalaması şeklindeydi. Kâğıt üzerinde Alman orta sahası rakibinden ortalama olarak 2 yaş tecrübeli ve tam 11 santimetre uzundu. Aradaki muazzam fizik farkı ve tecrübe faktörüyle Alman takımının avantaj sahibi olduğu düşünülebilirdi. Ta ki, bu turnuva oynanana kadar. Artık futbolun fizik yanını; fizik yapı ve fizik kondisyon olarak ayırmamız gerektiğini bu şampiyona ile kesin şekilde gördük. Maç boyunca rakibini sürklase eden İspanyol orta sahası bu başarısını büyük ölçüde genç, hareketli, çabuk, pas yüzdesi ve fizik kondisyonu yüksek orta sahasına borçlu. Bu satırları okurken aklınıza Arda, Sabri, Hamit, Mehmet Topal, Aurelio, Emre, Tuncay gibi isimler mi geldi? Şampiyonayı ve yarı finale yükselen Türkiye’yi anlama konusunda doğru yoldasınız demektir. Elbette ki, hem fizik yapısı rakiplerine göre avantajlı hem de ileri doğru pas trafiğiyle topa sahip olan bir takım olmak tercih sebebi. Ancak Alman orta sahasındaki gibi bir yapılanmayla İspanya’nın turnuva genelinde ulaştığı %81’lik pas yüzdesine ulaşmak pek mümkün görünmüyor. İsterseniz sekiz sene geriye gidin ve UEFA şampiyonu Galatasaray’ın Hagi’li, Emre’li, Suat’lı, Okan’lı bücür, becerikli ve çok koşan orta sahasını düşünün. Ulaşacağınız sonuç aynı olacaktır. Aradan geçen yıllarda sürekli defansif yönde gelişen ve Euro 2004’te Yunanistan’ın şampiyonluğuyla taçlanan takım savunmaları 2008’de top yapan, oyuna çıkan ve cesur futbol oynamaya dayanan temel düşünceye yenildi. Kupadan çıkan en büyük ders bu.

Şampiyon takım İspanya’dan bahsedip şampiyon teknik adam Luis Aragones’ten bahsetmemek olmaz. Fenerbahçe’nin başına geçeceği açıklanan tecrübeli teknik adamın şampiyonada ilerlemiş yaşıyla ters orantılı biçimde hareketli bir performans sergilediğini belirtmek gerekiyor. Her ne kadar İspanya’nın elinde üst düzey oyuncular olsa da bu kadroyu seçip bu futbolu oynatmak başlı başına bir performanstır. Üstelik Aragones’in kenardaki görüntüsüyle futbol takımındaki teknik adamdan çok bir basketbol koçu imajı çizdiğini de es geçmemek gerek. Tüm bunların üzerine isterseniz ilginç bir istatistik daha verelim. Alman orta sahası rakibinden 2 yaş tecrübeliydi ama acaba tandemlerde durum neydi? Metzelder-Mertesacker ikilisinin yaş ortalamaları 26, Puyol-Marchena ikilisininki ise 30. Mücadele gereken orta alanda rakibinden 2 yaş genç olan İspanya, büyük deneyim gerektiren tandemde Almanya’dan 4 yaş tecrübeli. Bu takımı kuran da Aragones olduğuna göre, uzaktan izlediğimiz kadarıyla Avrupa Şampiyonu apoletli bu teknik adama şapka çıkarmak gerekiyor.

Hazır teknik adamlardan konu açılmışken, Fatih Terim’in şampiyonaya veda eder etmez yaptığı “Bırakıyorum!” açıklaması hakkında da biraz beyin jimnastiği yapalım. Terim’in içinde ukte kalan İtalyan futbol iklimine dönüşü büyük bir ihtimalle gerçekleştireceğini düşünüyorum. Bu Napoli eşofmanlarıyla da gerçekleşebilir, başka başka renklerle de. Biz futbol kamuoyuna düşense Fatih Terim’in isteklerine saygı göstermektir. Bu noktada asıl konuşulması gereken Fatih Terim’den sonra olacaklardır. İsterseniz, hemen bir senaryo yazayım. Fatih Terim’in arkasından duygusal bir fırtına kopar. Başta Federasyon Başkanı Hasan Doğan olmak üzere çeşitli kademelerden ikna ve dönüş baskıları yapılır. Terim, tüm bu baskıları göğsünde yumuşatır süreci soğutur. Dönüş umutları kesilirse Türk futbolunun konuşulmayan “futbol dışı dinamikleri” devreye girer. Ertuğrul Sağlam’a teklif götürülür. Sağlam, “Bu onurlu görevi seve seve kabul ederim.” der. İstemem yan cebime koy tavrıyla Yıldırım Demirören Türk futbolunun âli menfaatleri gereği izin verir. İçten içe de “Oh, bu sefer ben kovmadım” diye mırıldanır. Hatta bakarsınız Hakan Şükür, Hakan Ünsal gibi isimleri de Ertuğrul Sağlam’ın yardımcısı yapmak üzere çalışma başlatılır. Ne dersiniz imkânsız mı?

GENEL TURNUVA İSTATİSTİKLERİ

Gol Krallığı
1) David Villa – İspanya 4 Gol (345 Dakika)
2) Hakan Yakın – İsviçre 3 Gol (219 Dakika)
3) Semih Şentürk – Türkiye 3 Gol (257 Dakika)
4) Roman Pavlyuchenko – Rusya 3 Gol (394 Dakika)
5) Lukas Podolski – Almanya 3 Gol (553 Dakika)

Toplam Gol Sayısı
1) İspanya 12 Gol
2) Hollanda 10 Gol
3) Almanya 10 Gol
4) Türkiye 8 Gol
5) Portekiz 7 Gol

Toplam Şut Sayısı
1) İspanya 117 Şut
2) Rusya 87 Şut
3) Hollanda 78 Şut
4) Portekiz 65 Şut
5) Türkiye 64 Şut

Topa Sahip Olma
1) Portekiz 55,50%
2) Hollanda 53,75%
3) İspanya 53,67%
4) Türkiye 52,80%
5) Fransa 51,33%

Toplam Sarı Kart
1) Türkiye 16 Sarı Kart
2) Rusya 10 Sarı Kart
3) İtalya 9 Sarı Kart
4) Avusturya 8 Sarı Kart
5) Yunanistan 8 Sarı Kart

Toplam Pas Yüzdesi
1) İspanya 81,33%
2) Hollanda 78,50%
3) Fransa 77,67%
4) Almanya 76,33%
5) Portekiz 76,00%

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..