Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '07

 
Kategori
Felsefe
 

Aralık...

Aralık...
 

Her ne kadar kış kendini hissettirmeye çalışsa da ısrarla direniyor sonbahar, yapraklarını teslim etmemek için ağır esen rüzgârlara. Beklenen ay geldi çattı ve Kasımdan sonra daha bir kesinleşti yerini başka esintilere bırakması ikinci baharın. Kurumuş ve direnmeye mecali kalmamış savrulan yaprakların istemese de gitme vakti şimdi. Sokaktaki yapraklar kıştan habersiz, savrulurken kuru toprak üzerinde, mevsimin bitmek üzere olduğunu benden duymalarını istemedim, bitmesin istedim.

***

Nedendir bilemem, sonbahardan saymam Aralık ayını. Kasımla son bulur bende yaprak dökümü. Aralık olsa da ismi, hiç de arada olmayan öyle kararlı, haberci bir aydı bana göre. Hayatta yaşanılacak, insan başına gelebilecek her olayın, heyecanlarla, endişelerle, sezgilerle önceden haber verildiği gibi doğa da sert esecek rüzgârları haber veriyor bize Aralık ayıyla birlikte.

***

Her mevsimin tadını alabilme zamanıydı bendeki mevsim. Belki olgunlaşmanın vermiş olduğu duygulardandı hissettiklerim. Hani son demlerini çıkarırcasına hayatın, dolu dolu yaşamak tüm mevsimleri, huzurlu, sakin ve bir o kadar da ürkek. Yapraklarından arınmış çitlembik ağacının dalındaki bir serçe misali tepeden bakıyordum şehre. Üşüyor ama hissettirmiyordum. Endişelerimin sebebi daha da setreleşecek bir mevsimin habercisini sezmekti. Vaktin sanıldığı kadar geç olmadığını bildiğim gibi çitlembik ağacının ince dalları üzerinde tek başıma şarkılar söylemenin de bir anlamı olmayacağını bilmekteydim. Lâkin vakit susma vakti de değildi…

***

Başlayacak çetin bir kışın habercisiyle iç içeydik şimdi. Cama vuran yağmur sesleri de hızlanmaya başlamıştı. Daha bir deli esiyordu rüzgâr, daha bir hırçındı sanki yağmur. Tatlı esen yellerden uzaktı şimdi şehrim. Rüzgârın uğultusu kulaklarımı tırmalıyor, senin sessizliğin ise kışı hatırlatıyordu. Şimdi ölü bir zamana hazırlanıyordu topraklar. Öyle ya da böyle bir kış gelecek ve şiddetini çarpışan rüzgârlar belirleyecekti. Endişelerim sırf bu yüzdendi. Lâkin çok yakındı artık.

***

Faydası olur muydu bilmem, kamburundayken feleğin, ufku sorsak da rüzgâra, sonra savrulmaz mıydık diyardan diyara…

 
Toplam blog
: 106
: 1384
Kayıt tarihi
: 21.02.07
 
 

Bir yaz gecesi hatırasıyım. Haziran doğumluyum. Bilirler haziran doğumlular. Hele ki haziranın tam..