- Kategori
- Gündelik Yaşam
Aralık
Aralık ayını seviyorum. Yıllardır seyrettiğimiz Amerikan filmlerinin etkisi yok değil bunda. Noel zamanı, ışıklı sokaklar, tatlı bir telaş, hediyeler... Beynimize yer etmiş. Ama sevmemin bir nedeni de doğum günümün bu ayda olması. Hem yeni yıl, hem de yeni yaşım nedeniyle bu ay durup durum muhasebesi yaparım. Yeni bir sayfa açarım, ya da açmaya çalışırım.
Bu ay öğrencilerim için de yeni başlangıç olacak. Okumayı sökecekler. Bilgi dünyasına adım atacaklar. Kalıpların dışına çıkıp onları insan olarak tek tek gözlediğimde her biri daha bir değerleniyor. Bu okul işi çok komik geliyor aslında bana. Dört duvar arasında eğitim yapıyoruz. Öğretmenliği ilkel bir kabilede yapabilmeyi isterdim. Ormanda, çevrede, görerek, dokunarak, duyarak... Burada başkaldırmak geliyor içimden, öğrenciler gibi. Neden spor ayakkabı yok, neden ders sürelerine hapisiz? Neden alternatif üretemiyoruz? Memurluğu da sevmemiştim zaten. Filan makama şöyle yazı yazılır, kağıtlar şöyle iğnelenip dosyaya konup imzalatılır vs. Kendimiz kural koyup bunların sıkıcılığına esir oluyoruz, gardiyanı oluyoruz kendi hapishanemizin.