Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Arap saçı mı? İpin ucu mu?

Arap saçı mı? İpin ucu mu?
 

Hayatımın başlangıcından hatırladığım sarı çiçeklerle dolu bir bahçe, kocaman bir pencereden görünen masmavi deniz. Bir çocuk yuvasında beş yaşındayım. Sonrası sizinkine benzer. Her insan zamanın aklında kurduğu köprülerle hayatı anlamaya çalışır. Anladıklarını kazanımlarıyla birleştirir ve bizim gördüğümüz şeklini alır.

İşte tam bu noktada birşeyi farkettim. Belki herkesin değişik zamanlarda farkettiği birşey bu. Neden hayatımızda çıkmaz sokaklar karanlıklar ve uçurumlar var? Ya köprüler yanlış yerde ve gereksiz ise yanlış geçişler oluyorsa? Yaşadığımız her olay kişi ve etrafımızdaki her objeye bir anlam yükleme aralarında bağlantı kurma çabasındayız. Çoğunlukla dış çevrenin beynimize yerleştirdiği bir programa uyar gibi yaşıyoruz. Hatta bazen yaptığımız ölümcül abartılar bile var.

İkili Delilik
Hani özel olduğunu düşündüğünüz birisini delice seversiniz hayatınızdaki tüm değerler anlamını yitirir, artık siz siz değilsinizdir davravışlarınız alışkanlıklarınız zevkleriniz değişir. Siz artık o'sunuzdur. İşte size delilik derecesinde aklınızın oluşturduğu köprü. Bu düşünceleri başlatan nedir? Bu benim aklımsa en büyük düşmanım ben miyim?

Başarı Hırsı
Kazanacığınız sadece bir sıralama ve verilecek madalya ise yanıncaya kadar kaslarınızı günde 9 saat çalıştırır mısınız? Hayatın yemek içmek ve sevdiklerinizle vakit geçirmek gibi temel zevklerinden yanlızca bir metal parçası için vazgeçer misiniz ? Çözümlenememiş aklımızın kaç numaralı oyunudur bu? Bu oyunda yanlız siz mi varsınız? Öyleyse kazanan da kaybeden de siz misiniz?

Tutkular
Çok para kazanmak en yüksek sınıfta olmak tüm dünyayı hatta uzayı dolaşmak bilinmeyene ulaşmak gibi çabaların sonunda yine kendimle kalıyor ve gerçek sevgiye muhtaç oluyorsam bunların ne anlamı var? Her yanımızı saran bu yakıcı tutkular aklımızın mantığı ve gerçek değerleri hiçe sayarak hırs duygusuyla işbirliği içinde bizi yanlış yola götürmesi değil midir?

Beynimizin İşlenmesi
Ne yiyeceğimize ne giyeceğimize ve nerede hafta sonunu geçireceğimize karar veren modayı popülarizmi boş kafalardan çıkan ahlak kurallarını kötüye özentiden gelen dejenerasyonları kendimiz için daha iyisini istemenin hakkımız olduğu yalanının doğurduğu bencillik çığını bu satırları okurken aklınızdan geçenler buraya yazamadığım binlercesinden bahsetmiyorum bile tıpkı çözmek için her uzanışımızda daha da karışan bir arap saçı.

Şişirilip dolaşımı engellenmiş özünden saptırılıp anlam karmaşasına sokulmuş hayatımız üstelik bu durum normalleştirilmiş hatta zorunlu hale getirilmiş. Arap saçına dönmüş ve ağırlaştırılmış hayatı taşıyamaz duruma gelmişiz. Farketmeden kaçış yolları arar olmuşuz şair olmuşuz yazar olmuşuz belki başkalarına ulaşırsak yükümüz azalırmış gibi.

Hayatın kuruluş düzenine bakalım yaratılış doğuş yaşam boyut değiştirme ölümün bir son olmadığını hem din hem bilim otoriteleri kabul etmiştir. Ruhun boyut değiştirmesi veya hiçbir maddenin yok edilemediği gibi konular uzun uzun açıklanmıştır. İçinde yaşadığımız bu muhteşem dengeye sadece ayak uydurmalıyız.

Hayatın renklerini asla inkar etmiyorum tersine onları kendi içinde anlamayı ve anlamlı karışımlar yapmayı öneriyorum. Unutmayin ki tüm renklerin karışımından siyah renk elde edilir. İpin ucunu kaçırıp hayatın ışıklararından uzaklaşıp karanlığa kalmayalım. Hayatın varolan dengesi yeterlidir. Ortada durabilmek uçları sadece kontrol etmek doğru olan
 
Toplam blog
: 7
: 287
Kayıt tarihi
: 11.05.07
 
 

Hayatın özünün sevgi olduğuna inanan bir hümanistim. Hayat emek ister, emeğin değerlidir, değerin se..