Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Araplaşmaya karşı Çanakkale savaşını savunmak, laikliği savunmaktan daha önemli…

Araplaşmaya karşı Çanakkale savaşını savunmak, laikliği savunmaktan daha önemli…
 

Bir kere Çanakkale Savaşı bir din savaşı değildir.


“Bisiklet şeytan icadı” dedi Ufuk sonra ellerini ovuşturdu. “Bisiklet mi?” diyebilen Hayri şaşkınlıkla bakarken küçük dilini yutuyordu az kalsın. O yıllarda inancın saf dili bisikleti bile şeytan icadı görür ve uzak dururdu.

O günlerden bugünlere aradan yıllar geçmiş ve köprünün altında çok sular akmıştı. O günlerin modern yaşam araçlarına“şeytan icadı” dışında tanım bulamayan “Araplaşmış” inanç tüccarları bugün modern yaşam araçlarının neredeyse tamamını siyasi ve iktidar mücadelelerinin doğal argümanları olarak kullanıyorlar.

Suret denilen resim yasağından sıralı resim olan videoyu propaganda aracı olarak kullanmaya başlayana kadar geçen süreçte, otomobiller, her tür iletişim aracı ve hatta demokrasi adı bile bu siyasi mücadelenin aracı haline gelmiş durumda.

Ekonomik argümanlar, siyasi söylemler derken şimdi sıra toplumu oluşturan ve ulus olmamıza geçiş sağlayan değerlerimiz de inanç tüccarlarının geçer akçelerine dönüştürülmeye çalışılıyor. Yıllardır ulusal savaşımızın en önemli örneklerinden Çanakkale Savaşını bugün bir din savaşı ve “uhud”, “bedir” savaşına benzetme yarışı içindeler.

Bir kere Çanakkale Savaşı bir din savaşı değildir. Tarafları belirleyen faktörlerde inanç ve din ön sırada değildir. Bu nedenle Çanakkale’de savaşmış Türkler orada inançlarından dolayı bir diziliş içinde değildiler, Seyit Onbaşı ve simge diğer kahramanların gerçekte hangi inançtan oldukları konusunda da bir fikrimiz olmadığı ve olması gerekmediği de açıktır. (Bu birinci derecede önemli bir şey değildi Savaşta daha çok coğrafi ve etnik yanın ağır bastığı bilinmektedir.)

Ellerine geçirdikleri avantajlarla toplumumuzun önemli bir kesimine ekonomik abluka uygulayarak toplumumuzu ayrımcılığa sürükleyenler, genç Türkiye Cumhuriyetinin kazanımları olan modern kurumları kullanarak bugün toplumsal değerlerimizin üzerini “Arap” şalı ile örtmeye çalışıyorlar. Bu coğrafyada yaşayan insanlar, inançları benzese dahi hiçbir zaman Arap geleneklerine e kültürüne uygun yaşamadılar, inançlarını yaşama biçimlerini onlardan saymadılar. Bu nedenlerle savaşları bile kendi özgün kültürlerine ve geleneklerine bağlı oldu. Birçok nedenden dolayı Anadolu’da yaşayan inanç biçimine Anadolu Müslümanlığı demek daha doğru bir tanımdır.

Türk tarihini Araplaştırma yaklaşımı olarak adlandırılabilecek karşı devrimle başlayan bu olgu, dinin siyasi araç olarak kullanılmaya başlamasıyla hız kazandı. Antep direnişini, karayılanı ve Kurtuluş Savaşının tüm olaylarını ve kahramanlarının “Türk” olma özelliklerini bir yana atıp “inanç” örtüsü ile üzerlerini örttüler. Belediyelerin Çanakkale’ye düzenledikleri anma gezilerinde savaşın ana kahramanlarından Atatürk’ün fotoğrafları dışında her tür görüntüye yer verdiler yaptıkları poster ve afişlerde.

Kurtuluş savaşı kahramanlarına ve tarihimize yönelik yürütülen Araplaştırma sonu gelmeyecek görünen başka yok etme çabalarının da nerelere kadar uzanacağı hakkında fikir vermektedir.

Günümüzde ana çabamız Anadolu’da, Türklüğü, cumhuriyeti ve kazanımlarımızı ve toplumsal geleneklerimizi (Araplaşmaya göre daha üst çember olmasından dolayı da) yaşatmak ve geliştirmektir.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..