Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Arife suyu ile yıkanmak

Arife suyu ile yıkanmak
 

Önce evlerde tüm perdeler, çarşaflar, örtüler giysiler yıkanırdı. Bahçede ağaçlar arasına gerilen ipler üzerine sıra sıra dizilir özenle komşu çocuklarına testi kırılmadan kulakları çekilir" Aman haaa çamaşırlarıma dokunanın annesine yollarım yıkar yeniden" diye bir gözdağı verilir, başında yemenisi naylon terliklerini şıklata şıklata eve girilirdi.
Tüm eşyaların altları süpürülür, radyo son ses açılır, "bayram gelmiş neyime, anam anam "nakaratlarına arada bir eşlik ederek arada bir evin kızına bağırılır "kız adı batası yine daldın o mecmuaya, gel şu işin ucundan tut, bıktım artık her şey bana bakıyor" diye de bir duygu sömürüsü yapılır. Hep yapardı bunu annelerimiz değil mi?

Bayram tatlısı bayram yemekleri için de bir gün gerektir. Alışverişe gidilir un, yağ şeker alınır, helva karacağız sandınız değil mi? cık... ek olarak yumurta yoğurt ceviz şeker alırız şimdi anladınız bayram tatlımızı aşka geldi annelerimiz ev baklavası yapacak yaşadık. (nedense çarşı baklavası daha bir revaçta idi, annem Hacı babadan bülbül yuvası tatlısı alırdı, amanın ağzım sulanıyor a dostlar erirdi ağzımızın içinde) Pek de sinirli olur anneler iş yapacakları zaman oturur yere bir bacağını uzatır diğeri yarı bükük açar incecik baklavalık yufkaları...
Şimdiki gibi hazır yufkalar nerde, iyiki de yokmuş yoksa o tatları hiç bilemeyecektik. Annemizin elinin tadı da geçerdi o tatlıya, bakmayın söylenmelerime.

Biz uşaklar annemin yeni emirlerini beklerdik, un yetmedi un getir, cevizi kır,git gel...(kızardım içten içe böyle baklavayı bende yaparım derdim, ne var böylesin de, diyene bakın yufka açmasını bilmiyor halen)

Siniler hazırlanır, dilim dilim kesilir baklava tören eşliğinde dualarla mahallenin fırınına gönderilir ve tembihlenir giden "aman haaaa yakmasın, dikkat etsinler "diye.

Anne babayı usulca havasına sokar birazdan cebinden çıkacak paracıkları için. Bayramlık giysisi olmayan çocuklar için para gerektir.
"İrfan çocukların bayramda giyecek bir şeyleri yok şöyle onları bayram günü sevindirecek kadar para versen de mahzun bırakmasak çocukları" der. Baba da ister elbet çocukları sevinsin elini atar cebine, çıkarır ne varsa ekler "biraz da eve şeker alın kıyma, turfanda da olsa içine birkaç biber ve domates al bayram sabahı kavururuz kıymamızı keyif ederiz. der.

Arife günü gelir çatar; tüm çocuklar arife suyu ile yıkanmak için mahalle hamamına gider annenin o meşhur tasını kafalarında bir kaç kez yiyerek, misler gibi olurlar. O zamanlar hamamın o sıcak atmosferinde kabarırdı tüm kirimiz pasımız, el yapımı kese ile kıpkırmızı olana kadar keselerdi annem bizi. Sabunlar daha mı etkili idi ne kıpkırmızı çıkardık hamamdan.
Giysilerimizi giyerken o tenimiz tam güç nefes alırken buz gibi gazozun serinliğin de "işte hayat bu" diye mutlu mu olurduk ne. Halen o hamam sonrası içilen gazozların tadı damağımdadır.

Bayram hazırlıklarının ilk aklıma gelenlerini duydunuz...ben bunları anlatırken ne çokşey tanıdık geldi size değil mi? sevgi ile kalın efendim.

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..