Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '19

 
Kategori
Güncel
 

Arkadaş ve İlişki Matematiği

Arkadaş ve ilişkilerle ilgili matematiğin ne alakası var demek doğru değil, tam olmasa bile günlük hayatımızın hemen her evresinde, susmamızı konuşmamızı, çeşitli hamleler yapmamızı ve durmamızı sağlayan doğumdan itibaren bize yüklenen birtakım değer yargıları, mantık silsilesinin seçimlerinden, karar vermelerinden başka bir şey değildir.

Misal bir arkadaşlık ilişkisi düşünelim, birlikte yemek yiyorsunuz, birinci durumda; hesabı paylaşabilirsiniz, birlikte ödersiniz. İkinci durumda ise; arkadaşınızda yoktur ancak sizde vardır; bu durumda siz ödersiniz. Üçüncü durumda ise; sizde yediğiniz yemeği veya arkadaşınızın yemeğini ödeme gücü yani para yoktur, arkadaşınızda olduğu ve sizde olmadığı için arkadaşınız öder. Birinci durum haricindeki her durum süreklilik arz ettiği zaman sürdürülebilir bir ilişki, denk bir ilişki değildir. İkinci durumda siz denk durumdan üstün konuma geçersiniz, üçüncü durumda ise; arkadaşınız üstün konuma geçer. Sürdürülebilir bir durum o halde denk durumdur. Ancak bu durumda ilişki arkadaş olarak denk bir biçimde devam eder. Atalarımız bu durumu da kastederek; davul bile dengi dengine demişlerdir.

Diğer bir durum ise alışveriş yaptığınız bakkal veya market olsun; ürünleri güzel olsa bile başka yerlerde almakta olduğunuz şeyleri daha ucuza satıldığını gördüğünüz zaman bakkalınızı veya marketinizi değiştirme ihtiyacı hissedersiniz.

Bir takım arkadaşı düşünün iş yapmaktasınız ancak arkadaşınız yeterince fedakârlık yapmadığı zaman, bir süre sonra yıpranır ve size aşırı yük binmesinden ötürü yorgun düşersiniz. Gücü kuvveti yerinde olduğu halde sizi ezen bir takım arkadaşınız ile aranızda kısa zaman sonra sorun çıkacağı açıktır.

Bir arkadaşınıza borç verdiniz ancak borcunu size geri ödemedi, ya da zamanında ödemedi. Ödemediyse tekrar vermeniz söz konusu olmaz. Geciktirilen borç dönüşlerinde ise güven zedelendiği için borç verirseniz dahi nazlanır ve istemeye, istemeye verirsiniz.

Randevulaştığınız bir kişi size haber vermeden randevuya gelmekten vazgeçti. O kişide bir kişilik ve saygı problemi olduğunu düşünür ve onu normalde ciddiye almazsınız ve iş yaparken daha dikkatli olursunuz.

Birisinin konuşurken sürekli yalan söylediğine tanık oluyorsunuz, o kişiye güvenmezsiniz. Onunla ciddi bir iş yapmak istemezsiniz, o kişiyi dikkate almazsınız.

Örnekler çoğaltılabilir. Hemen her insan aileden birisi olsa dahi sınırsız bir toleransa sahip değildir. Çatışmalar ortaya çıkacağı, ilişkilerin aile içinde dahi kopma noktasına geleceği açıktır. Aynı zamanda kişi aile dışından ise; tolerans sınırı çok daha azdır, keskindir, kesindir.

Burada mantıklı bir ilişkide kişinin alışkanlıkları, merakları da kişi ile ilgili seçimlerinizde önemli detaylar sunar. Standart geliri olan birinin aşırı lüks alışverişlerini gördüğünüzde onun bir süre sonra batacağına hükmedersiniz.   Batmıyorsa lüksü yasal yollardan karşılamayan kişi gayri yasal yollardan karşıladığı hükmüne varılabilir. Bu durum da kişinin rotadan çıktığı ve çıktığı rotadan ötürü öngörülemez davranışlar ve öngörülemez sonuçlarla karşılaşacağı hükmüne varmanıza neden olur. Bu durum da kişide gri noktalar oluşmasına neden olur.

Görüldüğü gibi kişilerde, olaylarda hep bir matematiksel bağıntı ve mantık kullanılır.  Kimileri bu sistemi aktif olarak kullanır ve bilimsel bir yapı içerisine yerleştirmese dahi aslında kullandığı şey kesinlikle önemsiz olmayan mantık silsilesidir.

Eskiler ticaret yapacakları adamları analiz etmek için birlikte yemek yer, birlikte birkaç kadeh bir şey içer konuştururlardı. Buradan kişinin tepkileri analiz edilir ve kişinin ne olduğunu anlamaya yarayan birçok parametre kişinin tanınmasına, güvenilir olup olmadığına karar verilmesi için önemli bir süreçtir.

Sanıyorum ki; hemen herkes bu ve buna benzer birçok ölçütü kendi hayatında kullanıyordur. Bizleri ikna etmek için; Allah’ı, Allah’ın emirlerini, ünlüleri, ünlülerle olan sözde ilişkilerini, hemşerilik bağlarını kullanarak ikna yöntemleri bir dereceye kadar etkilidir.   Ancak bir Müslüman bir köpek tarafından iki kez aynı yerinden ısırılamaz, Hıristiyan ise zaten bu işi beş yüz yıl önce çözdü, Yahudi ise iki bin yıldan daha önce bu durumu çözmüştü. Geriye ne kaldı? Ateistler ve putperestler mi? Ateistleri Allah ile kandırmak olası değil. Putperestler hakkında ise fikrim yok!

Anlamını bilmediğiniz şey ne kadar kutsal olursa olsun ne işe yaradığına ve gerçek mesajının ne olduğuna dair bir fikrimiz yoksa o mesajı ne yapabiliriz ki? İlaç mıdır, zehir midir bilmek için ise çok kafa yormak gerekir. Kutsal da zehir olur muymuş demeyin. En etkili zehirler en kutsal olanları, kutsal zehirler hemen her gün kafa kesiyor, kestiriyor…

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..