Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '20

 
Kategori
İlişkiler
 

Arkadaş

Arkadaşlık yeni bir kavram değil. Unutulmuş zamanlarda âdemle badem bile arkadaştı belki de. Bizler gördük ki insanlar en kolay şekilde birbirleriyle arkadaş olarak iletişim kurabiliyorlar. İlişkilerde güven önemli. İnsanlar tanımadıkları kimselere güvenmiyorlar. Güvenmedikleriyle de yakınlaşmıyorlar. Ama arkadaşlık farklı gibi. Karşınızdakine fazla güven duymanız gerekmiyor sanki. Hepimizin güvendiği ya da güvenmediği arkadaşları var. Beğenmediğimiz zaman bırakıp gidiyoruz. Çocukluktan beri arkadaşımız olan kaç kişi var şu an yanımızda?

Arkadaşlık bizi yormuyor. Bir kere her şeyden önce çok kolay arkadaş olabiliyor ve ayrılıyoruz. Aslında arkadaşlığın en güzel yanı bu. Ömür boyu arkadaşlık tıpkı evlilik gibi insanı yorar ve bıktırır. Bu nedenle eskiyen, soğuyan, yön değiştiren ve heyecanını kaybeden arkadaşlıkların sonlandırılarak yeni kimselerle arkadaş olmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bazen aynı dünyada sürekli yaşamak bile sıkıcı olabiliyor.

Toplumsal hayatımızda sosyal ilişkilerle ilgili yanlış bilinen bir şey var. İsteniyor ki arkadaşlık vs ömür boyu sürsün. Yani ömür boyu birbirlerinden ayrılmayanlar iyi arkadaş oluyorlarmış. Ama yaşayanlar bilirler ki bir ilişkide önemli olan ilişkinin süresi değil kalitesidir. Ömür boyu arkadaşlık olmaz. Bence tarihte de örneği yoktur.

Arkadaşlıkla karıştırılan dostluk aslında birinin gücüne sığınma, güvenmeye çalışma. Oysa güven çalışarak elde edilmiyor; ya vardır, ya da yok. En kötüsü dostluk bizleri ağır sorumluluk altına sokuyor. Dostunuz için canınızı vermeniz bile gerekebilir ki bu hiç sağlıklı bir durum değil. Sağlıklı bir ilişkide insanlar sizden veremeyeceğiniz şeyleri istememeli. Bir insandan canı istenemez. Bu nedenle dostluk sakat bir ilişkidir.

Bu yazıyı eğlence olsun diye yazmadığımızı, ciddi bir toplumsal sorunu ortaya koymak istediğimizi herkes bilmeli. Sağlıklı bir toplum bireylerin birbirleriyle olan sağlıklı ilişkilerinin sonucu oluşur. Arkadaşlık, evlilik de dâhil en sağlıklı sosyal ilişki ve iletişim kurma şeklidir.

Ülkemizde insanların arkadaşlığı konusunda inanç ve törelerden de kaynaklanan bir kısıtlama var. Kadınla erkeği yan yana getirebilmek, konuşturmak, oturup kalkmalarını sağlamak için inanılması güç ama bazı ortamlarda onları evlendirmeniz gerekiyor. Evli olmayan kadınla erkeğin yan yana gelmeleri mümkün değil. Kadın yabancı bir erkeğe yol bile soramıyor. Onları evlendirdiğinizde ise bu sefer daha kötü bir durumla karşılaşıyorsunuz. Erkek nispeten serbest olmakla birlikte kadının tüm özgürlüğü kayboluyor. Kocasının dışında hiçbir erkeğe selam bile veremiyor.

Bugün gençler evlenmiyorlar. Hele de okumuş olanlar. Bunun nedenleri her ne kadar tahsil ve ekonomik zorluklar olsa da gençler evlendikleri zaman özgürlüklerini kaybedeceklerini düşünüyorlar. Bugün evli erkeklerin büyük bir kısmı eşlerinin özellikle erkeklerle arkadaşlık kurmasını kabul etmiyor. Ama kızlar da okumuş. Hepsi de modern kültür ve düşünce sahibi. Evlenmeden önce gençliklerinde bir sürü kız ve erkek arkadaşları olmuş. Fakat yüzüğü taktıklarında erkeklerle görüşüp konuşamayacaklar. Bu nedenle özellikle okumuş kızlar evlilik taraftarı değil. Evliliği ilkel bir müessese olarak görüyorlar. Ya da illa da evleneceklerse modern görüşlü insanları seçiyorlar.

Ama aslında modernim diyen bu gençlerde de sorun var. Her konuda modernler ama bu konuda değil. Anlamsız saçma bir kıskançlık da buna katkıda bulunuyor tabii ki. Evli kadınların erkek arkadaş konusu kırmızı nokta olarak ortada duruyor. Türkiye’de eşinin erkek veya kadın herkesle arkadaş olabileceğini söyleyen insan sayısı yok denecek kadar az.

İhanetten korkuluyor. Oysa kadın kimseyle konuşmasa, evinden dışarı çıkmasa bile bir yolunu bulup ihanet edebilir. Sırf bu nedenle evli kadınların sosyal hayatları yok. Evlenen kadınların sosyal hayatı bitiyor. Sadece kocasının elini tutabiliyor ve çocuk yapıyor.

Toplumumuzun önemli bir kısmı sosyal ilişkilerde arkadaşlığı onaylıyor. Herkesle evlenip karı koca olamayacağınıza göre sosyal mutluluğunuz için uygun kişilerle arkadaş olmalısınız. Yalnız yaşayamazsınız. Yobaz kocanız ve ilkel toplum nedeniyle kalın perdelerin arkasında yaşıyor olmanız arızi bir durum. Sakat bir anlayış yani. Bir kısım insanların bağnazlıkları ve yine bir kısmının da çekinceleri olmakla birlikte arkadaşlık toplumun bütün katmanlarınca normal karşılanıyor. O halde sağlıklı bir toplum yapısı için arkadaşlığın geliştirilmesi gerekir.

Biliyorum ki çoğunuzun eşleri yakınları başkalarıyla arkadaş olmanıza engel oluyorlar. Kadınla erkek arkadaş olamaz diyorlar. Hele de kadın evliyse asla diyorlar. Siz toplumdan, mahallenizden çekiniyorsunuz. Köyde oturuyorsunuz ama arkadaşlık modern şehirlerde olur diyorsunuz. Bunların hepsi de aptalca şeyler! Sizi kocanız veya babanız mı yarattı? Erkeklerden niye bu kadar korkuyorsunuz? Erkekler bu âlemin kralı değiller. Alırım meşe odununu elime, hepsini evire çevire döverim?

Dostunuz, akrabanız ve tanıdığınız kimseler arkadaşınız değildir. Görüşüp konuşmadan arkadaşlık olmaz. MSN arkadaşlığı çoğu toplumsal hayattan dışlanmış, izole edilmiş insanların çaresiz bir şekilde kalın siyah perdeleri yırtıp okyanusa açılma çabalarıdır. Yani böyle bir arkadaşlık şekli yoktur. İnsan görmediği kişiyle nasıl muhabbet eder?

Evet, arkadaşlık masum bir ilişki değildir. Yani arkadaşım bana bir şey yapmaz diyemezsiniz. Değil bir şey yapmak sizi öldürebilir de. İnsanların çoğunun arkadaşları vasıtasıyla kötülüğe sürüklendiğini biliyoruz. Fakat bütün bunlara rağmen arkadaşlık daha güvenlidir. Çünkü arkadaşınızla aranızdaki mesafeyi koruma şansınız her zaman vardır. Dostunuza, manevi ağabeyinize, kardeşinize, ablanıza hayır diyemezsiniz. Daha doğrusu onlara güvendiğiniz için hayır demeniz gerekmez. Oysa hayatta başınıza gelenlerin çoğunun sorumlusu güvendiğiniz kişilerdir.

Ataların “Ateşle barut” hikâyesi doğrudur. Yalnız bir arada bulunan kadınla erkek birinden biri diğerine karşı muzır bir şey düşünür veya yaparlar; ya da en azından teşebbüs ederler. Oysa arkadaşlıklar herkesin gözü önünde yaşanır. Format böyledir. Arkadaşınızı yalnız bir yere çağırırsanız tuhaf kaçar. Tabii ki normal arkadaşlıktan bahsediyoruz. İşte ülke nüfusumuzun yarısı bu nedenle kadınla erkeğin, özellikle evli kadının yabancı bir erkekle arkadaşlığına karşıdır.

Evli bir erkeğin bu endişesi haklı olmakla birlikte Taksim’de çay bahçesinde bir erkekle sohbet eden bir kadın orada onca kişinin içinde eşine nasıl ihanet edecektir? İçinde ihanet fikri varsa zaten siz onu cebinize de soksanız yapacağını yapar. Kadınlar erkeklerle sadece yatmak için arkadaş olmazlar. Hatta bu, çok ekstrem bir durumdur. Kadınlar tüm insanlarla dostluk ve arkadaşlık içinde bir sosyal hayatın özlemi içindedirler.

Bu nedenle eşi (kadın, arkadaşını eşinden gizlememelidir) karısının erkeklerle arkadaşlığına karışmamalıdır. Araştırma yapılabilse baskı altındaki kadınların kocalarını daha fazla aldatmaya meyilli oldukları görülecektir. Çünkü bunalan kadın ihanete daha yakındır.

Niyetler eyleme dönüşmediği sürece ne siz namussuz olursunuz ne de yaptığınız suç olur. Arkadaşa sulanılmaz. Arkadaş taciz edilmez. Ya da en azından içinizde ona karşı bazı istek ve niyetleriniz varsa bile gizli tutarsınız. Belki oda anlar, bilir ama yine de aranızda saygıya dayalı bir ilişki vardır. Bu yönüyle iyi bir insanla kurulmuş güzel bir arkadaşlık namuslu bir ilişkidir.

Toplumda çok yanlış düşünceler var. Kadınla erkek arkadaş olamaz derler. Peki, kadın dağdaki ayıyla mı arkadaş olacak? Evli kadın da tanıdığı bildiği karakterli erkeklerle arkadaş olabilir. Hatta mutlaka olmalıdır. Yalnız kalan kadın kocasından gizli başka yollara sapabilir. Sen kadınlarla konuşuyor, oturup kalkıyorsan onun da erkeklerle konuşması gerekir.

Arkadaşınızla sadece nasılsın, iyi misin tarzında selamlaşıp konuşuyorsanız o kişi arkadaş değil tanıdıktır. İnsan ilişkilerinde güven aramak, güvenilecek insan aramak çok yanlış boşuna bir uğraştır. Bunun yerine herkesle arkadaş olup belli sınırlar koyarak kontrol altında tutmak daha doğrudur.

Sağlıklı bir insanın mutlaka arkadaşları olmalıdır. Yoksa kişiliğinde bir sorun vardır. Arkadaşlık birey açısından bir insan hakkıdır. Kocanız ya da babanız bile olsa kimse bu hakkı elinizden alamaz. Böyle bir durumda onları kanuna şikâyet edebilmelisiniz. Ve şikâyetiniz çağdaş devlet hukukunda mutlaka değerlendirilmelidir. Sen kadınsın kadınlarla arkadaş ol ya da ineklerle konuş diyemezler. En doğrusu böyle ilkel insanları saçınızın telinden bile mahrum bırakmaktır.

Arkadaşınıza sevgi, hatta sadece ilginiz dışında hiçbir şey vermek zorunda değilsiniz. Sizden fazlasını isteyenler arkadaş değil başka bir şeydir. Arkadaşınız hayat yoldaşınızdır. Hayatınız onunla geçer. Bu nedenle arkadaş çok önemlidir. Bir kimse sizle arkadaş olmuşsa onun için ne kadar değerli olduğunuzu bilemezsiniz. Bazı kişiler arkadaşlarını ölümüne severler. Arkadaşınız bazen eşinizden hatta anne babanızdan bile daha önemli ve değerli olabilir. Sizi herkesten çok sevebilir. Durum böyleyken sizin nankörlük edip onun ilgisini sevgisini yanlış anlayarak “ Madem bu kadar seviyorsa benimle yatsın” demeniz terbiyesizliktir. Çünkü o yatacağı kişiyi kendisi bilir. İlgi ve sevgi bir samimiyet ve insanlık ölçüsüdür. Size gösterildiği zaman hemen uçkurunuza sarılmamalısınız. “Sapık” denilenler herhalde bunlar olmalı.

Arkadaş seçerken bazı suça meyilli uç karakterler dışında titiz davranmak saçmadır. Çünkü siz insanların kalitesini belirleyip değerini veremezsiniz. Arkadaşlıkta insanlar iyi, kötü, çirkin, güzel diye değerlendirmeye tabi tutulamazlar. Ama örneğin temizliğe dikkat etmeyen bir insanla tabii ki arkadaş olunmaz.

Tıpkı bakabileceğiniz kadar çocuk yapmak gibi ilginizi gösterebileceğiniz kadar sayıda da arkadaş edinmelisiniz. Bu sayı bir elin parmaklarını geçmez. İnternette binlerce arkadaşı olanları görüyor ve gülüyorum.

Büyükler, yaşlılar arkadaş olamazlar anlayışı var. Elbette çok saçma. Asıl onlar çok yalnızlar ve birinin arkadaşlığına ihtiyaçları var. Keza köylüler, fakirler ve okumamış kültürsüz insanlar da arkadaş olabilirler. Büyüklerle çocuklar ve gençler de arkadaş olamazlarmış. Herkes akranıyla konuşmalı, gezip tozmalıymış. Bir çocukla arkadaş olabilirsiniz. Kendinizden yaşça büyük insanlarla da arkadaş olabilirsiniz. İnsan sokak köpeğiyle bile arkadaş olur.

Arkadaşlık öncelikle karşı cinsler arasında olmalıdır. Erkekseniz ve arkadaşlarınızın tamamı erkekse sizde bir sorun var demektir. Keza kadın için de durum aynıdır. Ayrıca tutucu çevreler tarafından illa da bir arkadaşınız olacaksa sizin gibi erkek veya kadınla arkadaş olmanız önerilir. Bunlar hayatı bilmeyen kimselerdir. Erkekle erkeğin ve de kadınla kadının arkadaşlığında bazen gizli ilişkiler söz konusu olabilir. Sözümüz çizgi dışı bu ilişkileri zaten yaşıyor olanlara değildir. Yani şimdi erkekle arkadaşlık, erkeğin kadınla arkadaşlığından bu tür yollardan uzak durmaya çalışanlar için daha risklidir.

Kadınla kadının arkadaşlığı daha güvenli değildir. Keza erkekle erkeğin arkadaşlığı da bazı durumlarda riskli olabilir. Burada lezbiyen ve gay şeklinde arkadaşlık ilişkisi içinde olanlar yollarını çizmişlerdir. Elbette kadınlar kadınlarla, erkekler de erkeklerle arkadaş olabilirler. Ama en normali ve sağlıklısı kadın erkek arkadaşlığıdır.

Arkadaş yaşamın bazı güzelliklerini paylaştığınız kimsedir. Uzaktan arkadaşlık olmaz. Görmediğiniz, yüz yüze gelip konuşmadığınız kimselerle hiçbir şeyi paylaşamazsınız. Bu anlamda internette gördüğümüz “sanal arkadaşlıklar ”toplumdaki yasaklardan kaynaklanan arızi bir durumdur. Ülkemizde özellikle kadınlar, erkeklerin bir kısmını muhtemel sapık ilan ederek araya duvar örüp onları sanal sitelere hapsetmişlerdir. Bunlar arkadaşlık değildir. Üstelik ahlaki de değildir. Sadece MSN dekiler değil bütün erkekler kadınlara karşı meyillidir. Bu, doğa kanunudur.

Arkadaşlık en sağlıklı sosyal ilişki şeklidir. Asıl bunun dışındaki ilişki şekillerinden ve hayatın içine girmeyip karanlık köşelerde yaşayan insanlardan korkmak gerekir.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..