Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Arman Atlantis otelde imiş, milletin derdi ne!

Arman Atlantis otelde imiş, milletin derdi ne!
 

Tabuları mı yıkmak..!


Bir yazar ve üstelik bayan. Nasıl olmalı sizce? Cevabı duyar gibiyim; "Hanımefendi deriz milletçe bayanlara, öyle olmaları da gerek" diye, ki tamamı ile doğrudur.

Bir yazar ve kadın ise bu topluma bir değer katmalı. Asimilasyon geçiren, milletimiz zaten değer yargıları içinde kavram kargaşasına düşmektedir. Ahlak denilen şey ise bir bütündür. Suyundan da koyun misali, kimse salata gibi, az ahlaklı ve az musluman olmaz.

Yok efendim, şöyle idi böyle idi, bu duygularla aklıma geldi. Biraz tasfir, azda yoğurdum ve yazdım. Bence çok saçma bir açıklama olur. İşte yazısı, önce bir zahmet okuyunuz. Ve daha sonra sıkılmazsanız, benim yazımı okursunuz. (hurriyet )

Bu yazıyı, kaleme almak konusunda çok tereddüt ettim. Bu fakir, yazsa ne olur, ne değişir dedim. Sonra içimden bir ses, sen yazma o yazmasın, prim yapar böyle haller dedi. Şimdi, kaldığımız yerden devam edelim, hanımefendi neyi anlatmaya çalışmış. Şöyle geniş bir açı bulup, karınca kararınca inceleyelim.

1. Dubai de bir hotel. Sizin gazete okurlarınızın %70'nin gidemediği. Gitse bile, sizin gibi kaleme almayacağı bir hotel. Merak ediyorum, gazete köşelerini, hatıra defteri mi sanırlar.

2. Hanımefendi, yatakta kahvaltı veya birkaç kez daha sevişmek istiyormuş. Bize ne, ilgilenmiyoruz. Kaldı ki neyi anlatmaya çalıştığınızı da pek analamadık. Mahrem diye, bir şey var. Pardon, yoksa kalmadı mı artık bu öncelikli insanlarda.

3. Erkeklerin testislerine yapılan, benzetmeye gelince. Ben şöyle düşünürüm hep, fıkıh gibi takva gibi, baktığında neyi görmek istersen bazen onu görürsün. Bakmak ayrı şeydir, görmek ayrı şey. Konu hakkında önceki yazılarımda, geniş anlatan yazılarım var. (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=131818)

4. "Aptal Ayşe'ye" gelince, yorum yapmaya gerek yok diye düşünüyorum.

5. Ancak, cesaret tasfiri tamamen yıkım olmuş. Ödleklik tasfiri ile cesaret asla anlatılamaz. Çok şükür, bu milletin efradında onbinlerce cesur, yiğit vatan kahramanları var. Bu sebeble, cesaret demek bile yeterlidir.

Şimdi çok, okuyucumun gülümsediğini hissdeyiyorum. Almış bu sazı eline, der gibiler. Daha durun, emmiler.
hoca Nasreddin gibi, hep aynı yerde çalacağım. Diğerleri benim, çaldığım yeri arıyor.

6. "Küçükken de böyle sapıkmış." Bu satırlar zaten yazı ile de alakalı değil. Neden yazıldığına da anlam veremedim. Belki ilgilenen başka, vatan evladları vardır. Lakin ben ilgilenmiyorum.

Siz değerli okuyucularım, zaten yazıyı okuduysanız daha da fazla açıklamaya gerek yok. Yıkım olmuş yazı. Değer yargılarımızı yıkmış. Lugatı tepetaklak etmiş. Sap saman bir birine girmiş.

Şimdi yurdun köylerindeki çerçi osman agaya sorsak neder. Sanırım şive ile şu cevabı verir;

-"Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı, çapayı" der. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana batari az.

Bu fakir kul, daha yeni kalem tutuyor arkadaşlar. İyiki de yazar değilim. Yoksa başım beladan, burnum heladan çıkmaz. Benim bir kadın yazar hayalim var; "Bir yazar ve bin değer katar her yazısında."

İnsan fıtratını hiçe sayanlar, ahlakı yok sayanlar. Bu milletin değer yargılarını yıkmaya çalışanlar. Sağda solda duyuyoruz, satılmış kalemler çok bu memleketde. Tabuları yıkacaklarmış bu neferler. 100 gram beyinle, tabuları bilmem ama tabutun onları yıktığı günde, arkalarında nasıl bir amel bırakacaklar.

Bunlar anlamazlarda şimdi amelden. Nasıl bir eser, bunlara daha uygun gelir. Hoca hoca gezmeye kalkarlar şimdi. Üç amel nedir diyerek.

Kusura bakmayın, uzun zamandır yazmıyordum. Editörlerimize küsmüştüm. Baldırı çıplak resimleri ve diğer yazıları gündem de tutmaları sebebi ile. Hoş bu yazida, ilk seferinde geçemedi bizim editörlerden. Onlari da seviyorum, her detayi düşündükleri için. Lakin susmam deli dumrul gibi, yazı ehemmiyetini kaybetdi mi hiçbir önemi yok. Altının değeri marsta ne olur? Bizim yazı haftaya ne olur?

Hatay ve Antakya yörelerinde bir halay türküsü var, adı kırıkhan. Bilenler, oo! diyeceklerdir, kıpır kıpır oynatır insanı. Orda bir nakarat var; dön kırıkhan, döön kırıkhan. Arif olan anladı sanırım. Döndürüp durmasa bu editörler, belki daha güzel bir oyun çıkar. Oyundan kastım, ilginç yazarlar ve ilginç eserler elbette. Ayrıca, rahat olun sayin editörler, ben yazdığım her yaziyi, sahibine mail atıyorum. Korkak hiç değilim. Elinden geleni arkalarına komasinlar demiş, sultan Yavuz. Kelle koltukta, kefen sandikta. Belkide asrın sorunu da bu zaten. Sistem adamı olmuş koca koca adamlar. Yüksek maaşlı, köşe yazarları maaşlar gıcır, keyifleri de parlatır. Lakin biz blog yazarları, onlardan değiliz. Şükürler olsun, aklımıza geleni yazariz. Bu imkanı sağlayanlardan ve emeği geçen herkesten Allah CC. razi olsun.

Hamd olsun, 45.000 kişi okumuş yazılarımı 3 ayda. Bunada şükür, lakin bu sitede yazmakdan onur duyuyorum. Şerefsizlere taraf olmadığı için.

Gökkubbe altında yaşadığımızı unutmadan, değerlerimizi yaşayarak, bu zahir dünyadan gerçek aleme kuş gibi geçenlerden eylesin yaradan hepinizi.

Sevdiklerinizle, sağlıklı huzurlu nice bayramlara ermeniz dileği ile hürmetlerimi sunarım.

 
Toplam blog
: 26
: 1200
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

1973 doğumluyum Türkiye'nin önde gelen firmalarından birinde üst düzey yöneticilik yapıyorum. Siy..