Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '07

 
Kategori
Anılar
 

Arnavut kaldırımlı sokak

Deniz kıyısında bir şehir... Her nefes alışta çiğerleriniz iyot kokusuyla dolardı sonuna kadar. Deniz hemen karşıda iki adım attınız mı önünüze dikilir. Ben buradayım der hatırlatır kendini. Deniz unutulur mu hiç? Hak eder mi unutulmayı? Bazen süt gibi dümdüz, bazen toy bir küheylan olur, sığmaz hiçbir yere. Martılara beşiklik yapar bazen, mezar olur balıkçılara kimi kez. Ağıtlar yakılır dönmeyen yavukluya, türkü olur söylenir düşmez dillerden. Deniz bu anadır, babadır, gidip te dönmeyen eştir.

Bir avuç gözyaşı, yaraya basılan tuzdur. İşte böyle bir deniz kıyısında tüm şehirler hep birbirinin aynıdır. Tek ayrı yanları kalplerindeki yaralardır. Şehirlerde insana benzer kiminin bahtı açık, kimininki kapalıdır sonuna kadar. İçinde yaşayan insanlarda bundan nasibini alır çoğu kez. Hepsinin bir bağı vardır deniz ile az veya çok. Hepsinin çiğerleri tuzlu su ile dolmuştur ara sıra. Hepsi şu karşı taşlıkta geceleri ışıldayan deniz fenerinin taş kıyılarında geçen bir öyküsü vardır. Hepsi uzak ufukların ardında denizkızlarının varlığını düşlememiştir. Şehrin kayalıklarında denize karşı gökyüzünde yıldız kaydırmayan, avaz, avaz türkü söylemeyen parmakla sayılacak kadar azdır buralarda. Sesin olsun olmasın söylemelisin türkünü, dinlemeyen varsın dinlemesin. Ben bu sahil şehrine sonradan gelmiştim. Ne deniz gördüm bundan önce nede bir martı. Arnavut kaldırımını bile ilk kez orada gördüm...

 
Toplam blog
: 405
: 914
Kayıt tarihi
: 19.04.07
 
 

Okumayı ve kendimce yazmayı severim. Samimi eleştirilere açık biriyimdir. ..