Arsenal - Fenerbahçe

Akşam Emirates Stadı’nda büyük bir coşku vardı. İki takımın taraftarları da kendilerine ayrılan yerleri doldurmuşlardı. Arsenal taraftarı İstanbul’da oynanan maçın gollü geçmesinden dolayı takımlarından yine gollü bir mücadele ve galibiyet bekliyorlardı. İngiltere’de yaşayan gurbetçilerimizde Fenerbahçe’yi kötü günlerinde de olsa yalnız bırakmayarak bir sürprize imza atmaları için tribündeki yerlerini almışlardı.

Maçtan önceki genel kanı Fenerbahçe’nin yenileceği yönündeydi tabii. Türkiye Fenerbahçe’ nin kötü gidişatıyla sallanırken Kadıköy’de alınmış gollü yenilgi bu çalkantıyı bazı kişiler için eğlence haline getirmişti. Şükrü Saraçoğlu Stadında beş gol yiyen Fenerbahçe’nin Emirates’te kaç gol yiyeceği konuşuluyordu her köşe başında.

Söylenenlerin ve gollerin aksine, benim düşüncem Arsenal’in bizi yendiği maçta Fenerbahçe ’nin güzel bir futbol ortaya koyduğu yönündedir. Arsenal’e iki gol atmak ve sayısız pozisyona girip faydalanamamak her takımın yapabileceği bir şey değildir. Arsenal erken ve kontra ataklarla bulduğu gollerle Fenerbahçe’ye üstünlük sağlamış ve toparlanmasını engellemiştir.

Dünkü maçta gördük ki Aragones ve futbolcularda ilk maçın skorundan etkilenmişler. Defans ve defansın önünde oynayan Selçuk, Maldonado ikilisi neredeyse yerlerine çakılı stoper gibi görev yaptılar. Belli ki gol yemeyi kimse istemiyordu. Bu arada Moldanado saç şekli ile birlikte oyun şeklini de değiştirmiş ikisi de daha güzel olmuş gibime geldi.

Defansın haricinde Uğur ve Kazım’da fazla ileride basmayarak geride kalmayı tercih ettiler. Saha içindeki organizatörümüz Alex’in olmayışı zaten gol yollarında etkisiz kalacağımızın habercisiydi. Nitekimde öyle oldu. Organize bir şekilde çıktığımız bir pozisyonumuz olmadı. Uzun paslar ve kontra ataklar denedik ama bunlarda da başarısız kaldık.

Bu sene futbolcularda ciddi bir istikrar sorunu var. Bir maçta çok iyi oynayan bir futbolcu diğer maçta izleyenlerin saçlarını yoldurtabiliyor. Bu gün bunlardan biri Uğur Boral’dı. Kendinden beklediğimiz bir performans sergileyemedi ne yazık ki. Aynı şekilde Kazım’da dikiş tutturamayanlar arasında. Yerini Ali Bilgin’e bırakırken yine mutsuz ve sinirliydi.

Volkan’dan da bahsetmek istiyorum istikrarsızlar arasında. Bugünkü maçın yıldızıydı diyebiliriz. Güzel kurtarışlar yaptı. Onun iyi bir kaleci olduğunu biliyoruz ama saha içinde yaptığı basit hatalar bizleri deli etmeye yetiyor. Volkan’ın yıllarca bu formayı giyeceğinden eminim. Fakat bu hatalarını artık en aza indirgeyip tecrübeli kaleci sınıfına terfi etmesini bekliyor ve istiyorum. Bugünkü güzel oyunu inşallah ona moral verir ve derbidede aynı konsantrasyonu göstererek takımını iyi bir şekilde temsil eder.

Sonuç olarak Fenerbahçe İngiltere’den bir puan daha alarak henüz her şeyin bitmediğini ortaya koymuştur. Bu maçta savunma hatası yapmayan Fenerbahçe’nin bundan sonra ki maçlarda da hatasız oynamasını temenni ediyoruz. Buradan alınan bir puan takımın ve taraftarların gönlünü bir nebzede olsa ferahlattı ve özgüvenin oluşmasına katkı sağladı.Bundan sonraki iki maçta final havasında oynanacak maçlardır. İki maçımızıda kazanırsak yolumuza devam etme şansımız var. Futbolda olmaz diye bir şey yoktur bence.

Bu hafta oynanacak Galatasaray derbisininde önemi çok yüksek. Bu maçı kazandığı takdirde moralman çok iyi duruma gelecek olan Fenerbahçe; Bundan sonraki maçları içinde ümitlenmiş olacak. Yenilgi durumunda ise yine bir çöküş yaşanacak ve takım yeni bir krizle karşı karşıya kalabilecektir. Galatasaray maçları genelde istediğimiz şekilde bitmiştir. Kötü gün dostumuz Galatasaray’ın yenilerek Fenerbahçe’yi bu girdaptan kurtaracağını ümit ediyorum. Başarılar Fenerbahçe…