- Kategori
- Şiir
Arşivimden 2: Gece perisi
Sevgililer Günü nedeniyle; 1998 Şubat sonlarında yazmış olduğum, o dönem sevgili dostum M. Mahzun Doğan'ın Pencere dergisinde yayımlanmış Gece Perisi şiirimi armağan ediyorum...
(Not: Son iki dize özgün şiire bugün (14 Şubat 2012) eklenmiştir. Çünkü, şimdi bizlere karamsarlık değil, umut aşılamak yakışır.)
Gece perisi üflemiş
Yaldız tozlarını
Uyku kokusu dolmuş odama.
Koynumda yalnızlığımı emzirirken,
Tutkularımı sallıyorum demir bir beşikte..
Bu karanlık soğukta açmam kapılarımı,
Ölüm bu zamanlar bekler eşikte.
***
Yeterince sunmadım mı size kendimi
Ey acının sivri tırnakları, bileyli ustraları
Lime lime ettiniz beni.
Hep başkalarının yalnızlıklarını çalmaya çalıştım.
Kimsesizlikleri konusunda öyle bencildiler ki,
Başaramadım!..
***
Üstad,
Ruhum, dudaklarınızdan dökülen dizeleri algılayabilecek kadar varsıl,
Cebim, kitabınızı satın alamayacak kadar yoksulken,
(Biliyorum; biraz fazla erken)
“Alın!” dedim, “Sizlere birer tutam şiir”,
“Duygularınızı besleyin.”
Sesleyin yalnızlığımı;
“Sevgilim şiir kadar güzel bir şairdi” desin.
***
Gözlerin göz göze gelmenin acemisi.
Tüm gizleri açık etmek zorunda mısın,
Bakışlarınla çocuk!?
Bırakma avuçlarının arasından,
Usulca okşa sevgilinin yüreğini,
Henüz yaralı bir kuşken.
***
Sana bağlanmamdan mı korkarsın,
Hem anan, hem bacın, hem karın olmamdan?..
Çözüp atmak o kadar kolay ki beni..
O zaman fiyonksuz, dümdüz bir ip olur
Tüm hislerim.
Mavi bir pegasus koşar ufuktan bana doğru,
Göğsümü batırırım boynuzuna,
Kana bulanır geçmişim;
Geleceğin kanatlarına binerek uzaklaşır umutlar.
Gün batar,
Yüreğim yeni bir seviye atar.