Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Arslan sütü mü?

Kütüphanemin başında kitaplara göz gezdirdiğim bir akşam üstü. Televizyondaki alkollü sürücülerin yaptığı kazalarla ilgili haberlere kulak kabarttım.Belki de televizyonu , nadiren de olsa izlediğim ya da dinlediğim sevimsiz haberlerden dolayı sevmiyorum.Tesadüf dinlediğim günün sevimsiz haberi ise Rakı idi. Anavatanı bile belli olmayan, artık bayanların bile bolca ve sıkça tükettikleri ya da akşamcıların “arslan sütü” diye tabir ettikleri rakı; aslında inanılmaz sayıda ailelerin parçalanmasına neden olan, içmek için her zaman geçerli sebepleri bulunan, nefsine hakim olamayan alkol aşıklarınca, hayatın vazgeçilmezi haline gelmiştir.İnsanları ve sahip oldukları değerleri acımasızca yok eden rakı ve yandaşları kaç masum çocuğu mutsuz etmişti. Yaşadığım ve yaşanan mutsuz hikayelerin hepsi içimi acıtıyor.

“Rakı” kelimesi arapçadır.”Arslan Sütü” ifadesi de Arap’lara aittir. Sanırım bizim alkol kullananlarımız bunu “Anne Sütü” olarak algılamış olacaklar ki, alkolü, faydalı bir alışkanlık diye, sınırsızca içiyor sonra da kendilerinden geçerek-zayıf egolarını güçlendirmek adına- arslan gibi kükrediklerini zannediyorlar.Sözüm arslan sütünü anne sütü yerine koyanlar için;Anne sütü besleyendir, berekettir, orjinaldir. Anavatanı, anadır. Masum çocuklarımızı mutsuz eden arslan sütü gibi ithal değil, milli içeceğimizdir.

Daha ilkokul yıllarında bizlere öğretilen şekliyle aile, anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birimdir.Aile içinde bireyler birbirlerini etkileyerek ortak bir kültür yaratırlar.Ve yaratılan bu kültür, bireyler tarafından devam ettirilir.Buradan anlaşılabileceği gibi, çocuğun yaşadığı aile çocuğa aydınlığı da öğretebilir, karanlığı da.

Pozitif enerjiyle, istediğimiz yöne doğru ilerleme kaydedebiliriz.Ya da yaşantımızda ki seçimlerimizi iyi yönde kullanma olasılıklarına sahip olduğumuzda, gerçek zenginliğe ulaşırız.Çocuklarımızıda bir hamur gibi düşünürsek, verdiğimiz şekli alacaklardır.Yalnız bu şekli vermeden önce, onlar için uygun şekli ebeveyn olarak tespit etmeliyiz.Aslında hepimiz için aynı şey geçerli değil mi? Sahip olduğumuz herşeyi iyi yönde de kullanabiliriz, kötü yönde de.Bıçak örneğimiz olsun.Bıçağı öldürmek için kullandığımızda kötü olan bıçak değildir.Bu aleti kötü işte kullanan kötüdür.Bıçak iyi insanların elinde ise iyi işlerde de kullanılır. Yaşamla alakalı herşey de iyi niyet düşüncesi ile doğru yolu bulabileceğimize inanıyorum.Rakı ve yandaşları da bu ortak paydaya dahil.

Rakıyı yararlı içecekler sınıfına dahil edebileceğimiz yapıcı bir öğe olarak tüketebiliriz,

Keyifli bir akşam da , muhabbetimize renk katmasına izin verebiliriz, efkarlı bir anımızda sıkıntılarımızı dağıtmasına; sevgilimizden ayrıldığımızda sarhoş olmanın bir aracı olarak da. Tabii ki gereken sınırlar çerçevesinde! Böylece onu bedenimizin, ruhumuzun, işimizin, ve ailemizin düşmanı değil, dostu haline dönüştürebiliriz.

Doğuştan en doğal hakkımız olan tüm iyilikler yaşam çizgisinde bize sunulmuştur.Bu sunumda yapmamız gereken şey, bu imkanları olumlu yönde hayata geçirmektir.Herşey insanın kendisinden kaynaklanır.Kimse kimsenin hayatından mesul değildir.Hepimiz kendi tercihlerimizi yaşıyoruz.Ve gerçekleştiremediğimiz şeyler için, kimseye suç kılıfını geçirmeye hakkımız yok.İradesine sahip olamayan, iyi ve kötü gibi iki seçenekten kötüyü işaretleyen, sonucunda kendisi dahil çevresindekilere zarar veren insanlara yaşam hiç bir zaman gülmeyecek!

SERTAP YAR

 
Toplam blog
: 62
: 554
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

05.09.1969 İstanbul doğumluyum. Halkla İlişkiler mezunuyum. Evliyim. 19 yaşında Cemre adında bir ..