Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '13

 
Kategori
Eğitim
 

Artan öğretimle azalan eğitim tezatı

Artan öğretimle azalan eğitim tezatı
 

En büyük eğitimcimiz. Nasrettin Hoca'ya ithafen.


Bu ülkede, eğitimsiz insan fazlası ile tavana vuran işsizlik ve karşısında kendilerinin yeterince kalifiye, görev bilinci olan ve işine sahip çıkacak personel bulamadıklarını dile getiren bir sanayi kesimi var. Bu tezatın yaratılmasında en büyük suçlu devlet.. Tabiidir ki son 10 yıl bunun pek yapmasındaki en büyük etken.

Yazımın başında hemen bir yanlış anlamayı önlemek istiyorum. Burada bahsedilen eğitimdir öğretim değil. Öğretim konusunda bir sürü üniversitemiz oldu. bazılarında tek profesör var o da rektör ama olsun. Her ile bir üniversite açtılar. Her ilede en az bir tanede özel üniversite var. Öğretim konusunda acayip uçtuk. Ancak mezun olan öğrencilerin neredeyse %90'ı bir işe ideal aday olmaktan çok uzak. Çünkü eğitim yok.

Okullarımızda eğitim adı altında verilenlerin tamamı öğretim. Artık öğretmenlerimiz çocukları eğitmeye uğraşmıyorlar. Derslerini anlatıp çıkıyorlar. Ancak onların bir çoğuda bu durumdan şikayetçi. Çünkü eğitimi onlar bitirmedi devlet bitirdi. Hükümetlerin aldıkları kararlar bitirdi. Artık öğrenci öğretmeni takmaz oldu. Ailede aslında yeterince ilgilenmediği, ancak her istediğini yaptığı çocuğunu destekleyince öğretmenin eli ayağı bağlanmış oldu.

Ülkenin açık ve gizli develüasyonlar ve enflasyolarla sürekli değer kaybeden çalışan geliri konusunda da her hangi bir iyileştirme olmayınca eşlerin çalışması kaçınılmaz hale geldi. Bir ailenin geçinebilmesi için en az iki ferdinin çalışması ve aile bütçesine katkı koyması gerekiyor. Bu zorunluluk annenin çalışmasını gerektirdiği için çocuğun aile eğitimi almasını imkansız hale getirdi. 

Bunlarla başlayan sorun ilk okullarda verilen ve içerisinde eğitim olmayan öğretim tedrisatı ile devam ediyor. Çocuklar Matematik, Tarih, Coğrafya, Türkçe vb.. birçok bilimi öğrenmeye başlıyorlar. Hatta ilk okul son sınıfta ki matematik soruları mühendislik fakültelerindeki soruları aratmıyor. Cumhuriyet tarihi okuyorlar. 1923 te başlayıp 1938 de biten bir cumhuriyet tarihimiz var. Niye devamı yok? Bilmiyorum. Bence kmsede bilmiyor. Adını değiştirip Milli Öğretim Bakanlığı yapması gereken MEB bile bilmiyor. Sadece öyle. 4 işlem ve okuma yazma dışındaki bilgilerin hiç bir bir işe yaramıyor aslında. Çocuk bunları nerede kullanacak. Hiçbir yerde. Ama öğretiyoruz.

Halbuki trafik, yangın, temizlik, ilk yardım, görev bilinci, sosyalleşme, deprem, müzik, toplu yaşamın kuralları, resim, görgü kuralları, spor, örf ve adetler vb.. konularda çocuğa hiç bir şey verilmiyor. Yani çocuk eğitilmiyor. Halbuki çocuk bunları kullanacak. Bunlar ömrünün her evresinde gereken ve belkide ömrü boyunca tek bir kere lazım olacak olan bilgiler. Hayat kurtaracak, gelecek kurataracak, insanın eğitimine kendisinin devam etmesini sağlayacak bilgiler.

Mesela 18 yaşına kadar trafik eğitimi almayan biri 18 yaşında ehliyet alıyor. Burada verilen trafik eğitimini almıyor. Çünkü o anne babasından çevresinden farklı gördü. 5 yaşındaki bir çocuğa emniyet kemeri takmanın hayat kurtardığı eğitimi verildiğinde annesi veya babası araba kullanırken kemer takmazlarsa çocuk kemer takılana kadar ısrar ediyor. Ama 18 yaşına kadar annesi veya babası kemer takmayan biri ne kadar eğitirseniz eğitin kemer takmıyor.

Bu örneklerden o kadar çok var ki. Kendi çevrenizde de bir çoğunu görebilirsiniz.

Bir adım daha gidelim. Ben üniversiteye kadar olan okul hayatımda sadece matematik dersi adı altında geometri, uzay geometri, trigonometri, matriks, algoritma, binom açılımı, cebir gördüm. Üniversitede de İktisat okudum. Bu dersler hayatımın hiç bir döneminde bana gerekli olmadı. Kendi çoccuklarım ile akraba çocuklarının çözemediği problemler dışında da kullanmadım. Yani hayatın hiçbir evresinde gerekmedi. Peki niye öğrendim? Cevap yok.

Bunların yerine faydalı bir şeyler öğrenebilri miydim? Sorusunu sorduğumda, kendi kendime çok daha yararlı ve günlük hayatta kullanılabilecek şeyler öğrenebilirdim diye cevap veriyorum. Bu ülkedeki insanların %90'ından fazlası müslüman ama %70'inden fazlası dinini bilmiyor. Şimdi nasıl bilmiyorum. Bizim zamanımızda Din dersi seçmeli dersti. Ben girerdim. Fakat duaları bize Türkçe karakterle yazılmış Arapça kelimelerden oluşan bir şekilde ezberletirlerdi. Okuturlardı diyemiyorum. Çünkü anlamazdık. Okuyor olmak için anlamak lazım. Böylesine saçma sapan bir sistem dünyanın başka bir yerinde var mı? Bilmiyorum. Duaları hala ezbere biliyorum. Ancak anlamlarını bilmiyorum. Bizim insanımız hep böyle, duaları ezbere okuyorlar. Ne anlatılıyor diye sorsanız kimse bilmiyor. Kuran'da oku diye başlıyor ama Türkçe'si sorunlu.

Görev bilinci gençlerimizde olmayan bir unsur, sosyal yaşam kuralları da öyle, Aslında yukarıda bahsettiğim unsurların tamamı eksiğimiz. Özellikle çocuklarımızın yani bu günün gençliğinin eksikleri bunları tamamlayacak bir çok çalışma yapılabilir. Türkiye'nin gelecekte gelişmişler içerisinde olmasını istiyorsak önce eğitimi düşünmeliyiz. Artık MÖB olan ve her katında takunyalar bulunan bir bakanlık değil. Gerçekten ileri görüşlü, geleceğe yatırım yapan, insana yatırım yapan ve kazancı ülkesine verimli vatandaş yetiştirmek olan bir eğitim sistemi yaratmalıyız.

Bu bizim çocuklarımıza olan borcumuzdur.

Saygılarımla,

 
Toplam blog
: 21
: 537
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1960 Ankara doğumluyum. İktisat mezunuyum. Haberleşme Ustasıyım. Uluslararası lisansl..