Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Artık çevre felaketleri yaşamayalım!

Artık çevre felaketleri yaşamayalım!
 

Bugünkü Milliyet gazetesinde çok çarpıcı bir çevre felaketi haberi var.

 
Maalesef çevre konusunda, halk sağlığı konusunda, insanımızı zararlı etkenlerden koruma konusunda çok fazla proaktif şekilde davranamıyoruz. Oysa ileri bir toplum olmanın birinci şartı sürekli tehlikelere karşı uyanık olmak ve önlem almaktır.
 
Sanayide denetlemelerin, monitoring faaliyetlerinin yapılmaması sonucu kimbilir daha kaç tane felaket haberi alacağız belli değil.
 
Belki bir 10-15 yıl sonra insanlar kuşlar gibi patır patır topluca kanserden ölecekler. Çünkü bu hastalık öyle bir anda vurmuyor insanları, kuluçkaya yatıyor ve zamanla vücut direnci düştüğü noktada kendisini göstermeye başlıyor. Karadenizde Çernobil'den yıllar sonra bile kanser vakalarının ne kadar hızlı arttığını herkes gördü ama yine de yeterli önlemler alınmıyor.
 
Sanayileşme, üretim, istihdam, hakkaniyetli paylaşım güzel bir şey tabii ancak halk sağlığı her şeyden önce gelmeli. Suçsuz, masum insanlar göz göre göre ölüme atılmamalı. Devletin birinci görevi de insanların sağlıklarını ve çevreyi korumaktır. Zaten pek beğenilmeyen 1982 anayasası bile makul ölçülerde bunu ifade etmiştir. Ama uygulamada bütün konularda olduğu gibi ne yazık ki sıkıntılar devam ediyor. Önemli olan yasaların var olması değil, tam olarak uygulanmasıdır.
 
***
 
T. C. Anayasa`sının 56. Maddesi :
 
A. Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması
 
Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
 
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
 
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
 
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
 
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.
 
***
 
Örneğin bence aynı şeyler İzmit / Dilovası için de geçerli. İnsan yoldan araba ile geçerken bile kokudan duramıyor, orada yaşayan insanlar ne yapıyor acaba? Orada da kanser vakalarının çok olduğuna dair haberler geliyor. Bence bu kötü gidişe ülkede yapılacak büyük bir miting ile dikkat çekmek, ve kamuoyunu uyarmak lazım. Siyasi partiler bence halkın önüne bu konuyu bir an önce getirmelidirler. Devletin de artık sanayi bölgelerinde epidemiyolojik araştırmalara, sosyolojik araştırmalara çok büyük ağırlık vermesi gerekir.
 
Çok yakında örneğin Türkiye'de Akkuyu'da nükleer enerji santralı kurulacak, nükleer enerji ile ilgili yan sanayiciler çoğalacak. Nükleer enerji santralllerinde bakım-onarım işi çok hassas bir konu. Bu iş de maliyetler denilip belki taşeronlara devredilecek. Umarım böyle hatalar yapılmaz. Orada da tıpkı Batı'da olduğu gibi ihmallerden, ucuz işçilikten, çalışma hukuku ihlallerinden dolayı iyonize radyasyona maruziyetten belki başka ölümler, başka kanser vakaları olacak. Nükleer enerji, enerji bakımından iyi ama güvenliğe çok dikkat edilmesi gereken bir alan.  Bu tecrübeleri de ülkenin şimdiden, daha santral kurulmadan yurt dışından edinmesi gerekmez mi?
 
Umarım ülkemizde bundan sonra daha bilimsel yaşarız, bilime saygı daha da artar ve felaketler daha gelmeden gerekli önlemler alınır !
 
***
 
30 Mart 2012 - 12:27 Milliyet.com.tr 
 
Yatağan Termik Santrali ölüm saçmış
 
'Gizli' ibareli rapordaki ürperten ölümler...
 
 
Cavit YILDIRIM / YATAĞAN(Muğla), (DHA)
 
SAĞLIK Bakanlığı’nın talebi üzerine Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma, Yatağan Termik Santrali’nin insan sağlığına verdiği zararları ortaya koydu. Araştırma sonucu son 2 yılda sadece Muğla’daki hastanelerde 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Muğla Tabib Odası Başkanı Naki Bulut, bu rakamın Yatağan için alarm verici bir durum olduğunu söylerken, Yatağan Belediye Başkanı CHP’li Haşmet Işık ise, devletin bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli önlemi almasını istedi.
 
Yatağan’da 30 yıl önce faaliyete geçen termik santral, 2006 yılına kadar baca gazı arıtma tesisi olmadan çalıştırıldı. Santral, çevreye ve insan sağlığına verdiği zararla yıllarca ülke gündeminde kalırken, çevreciler bir çok kez eylem yaptı. Sağlık Bakanlığı, geçen 31 Ocak’ta Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’ne konuyla ilgili bir yazı göndererek, araştırma yapılmasını istedi. Yazıda, bakanlık bünyesindeki Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı’nca yürütülen epidemiyolojik araştırmalar kapsamında, Yatağan Termik Santrali’nin çevreye ve insan sağlığı üzerine olan etkilerine ilişkin bilgilere ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, bu kapsamda 2011 yılı içerisinde termik santrali ile ilgili yürütülen çalışmaların (denetim, ölçüm, vb.) bilgilerinde eklenerek rapor hazırlanması istendi. Yazıda ayrıca, ilçedeki kanser vakalarının tespitine yönelik de tanı tarihi, tanıyı koyan sağlık kuruluşu bilgileri ve diğer istenen bilgilerin eksiksiz bir şekilde bildirilmesi talep edildi.
 
 
’GİZLİ’ İBARELİ RAPOR
 
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanıp, ’Gizli’ ibaresi ile gönderilen raporda, Muğla’daki hastanelerde 2010 ve 2011 yıllarında 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Yazıda ölen ve tedavi gören kişilerin isimleri de tek tek belirtildi. Çeşitli tarihlerdeki kükürtdioksit oranının ölçümlerine de yer verildiği yazıda, baca gazı arıtma tesisİ takıldıktan sonra yapılan ölçüm sonuçlarının normal değer olan 400 mikrogram / metreküpün altında olduğu görüldü.
 
RAPORUMUZ DİKKATE ALINMADI İDDİASI
 
DHA muhabirinin konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, satralle ilgili tehlikelere dikkat çekmek için 2000 yılında hazırladıkları raporun dikkate alınmadığını söyledi. "Yatağan için alarm çok önceden verilmeliydi" diyen Bulut, şunları söyledi:
 
"Türk Tabipleri Birliği’nin, bölgedeki hava kirlliği ile ilgili 2000 yılındaki araştırma raporu var. Daha sonra Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin araştırmasıyla, bölgedeki koyunların kanında ciddi oranda toksit maddelere rastlandı ve karaciğer enzimleri yüksek bulundu. Bu da hayvanlarda ciddi bir zehirlenmenin olduğunu göstermekte. 2004 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nin yaptığı çalışmada ise 240 çocuktan 228’inin kanında kurşun düzeylerinin yüksek olduğu tespit edildi. Bölgedeki hekimlerin klinik gözlemleri de Yatağan’da kanser hastası sıklığının yüksek olduğu yönünde. Kanser vakalarının çok erken yaşta görüldüğünü, çok ender kanser türlerinin Yatağan bölgesinde daha sık gerçekleştiğini fark etmiş durumdayız. Tüm bunlar bizi 2006 yılında da bir çalışma yapma yoluna götürdü. Ege Üniversitesi ile birlikte bir proje hazırladık, Yatağan ile çevre ilçelerdeki kanser vakalarının tespitine yönelik bir çalışmaydı. Ne yazık ki kaynak bulamadığımız için bunu hayata geçiremedik. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda attığı adımı çok önemli buluyorum. Elimizdeki her türlü belge ve bilgiyi, deneyimlerimizi Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğüyle paylaşmaya hazırız."
 
’TESPİTLER DOĞRU İSE ALARM VERİCİ BİR DURUM’
 
Yatağan’da bir sağlık felaketi olduğunu bildiklerini ifade eden Bulut açıklamasını şöyle sürdürdü:
 
"Ancak bu felaketin boyutlarının ortaya çıkartılması gerekiyor. Ortaya çıkacak duruma göre ilçede bir Onkoloji Hastanesi kurulması, çocukların sağlık taramasından geçirilmesi gündeme gelebilecek. Buradaki vatandaşların periyodik olarak kanser ve solunum sistemi hastalıkları açısından taramaları yapılabilecek. Bu nedenle bu çalışmanın bir an evvel kamuoyuyla paylaşılması ve Muğla’nın aydınlatılması gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyorum."
 
NÜFUSA ORANLA CİDDİ BOYUTTA’
 
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’nün raporundaki akciğer kanserinden ölen kişi ve hasta sayısı rakamının, ilçenin nüfusu gözönüne alındığında çok ciddi olduğunu belirten Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut şunları kaydett:
 
"Eğer tespitler doğru yapılmış ise alarm verici bir durum. Üstelik bu rakamlar sadece Muğla’daki hastanelerden ibaret. Muğla dışındakilerin de dikkate alınması durumunda rakamın daha da artacağı kesin. Ama öncelikle bilimsel bir araştırmanın yapılarak son 5 yıllık verilerin ele alınması ve bu ölümlerin ne kadarının kansere bağlı olduğunun tespit edilmesi gerekir. Bu halk sağlığı sorununun, bu afetin sonuçlarının ortaya konulması gerekir. Ancak bu sayılar bile alarm verici bir durumun olduğunu ortaya koymakta."
 
KANSER VAKALARI SAKLANIYOR İDDİASI
 
CHP’li Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık ise kendilerinin yaptığı araştırmada da aynı sonuçlara ulaştıklarına dikkati çekerek şöyle konuştu:
 
"Geçmişte de santralin neden olduğu kirlilik nedeniyle insanların kanser olduğunu söylemiştik. Ancak, bu hastalıklar hep saklandı. Yatağan’daki bir köyden gidip, İzmir’deki bir hastanede kanser tedavisi gören hasta öldüğünde, hastaneden çıkartılırken teşhisi kalp krizi veya kolay bir teşhis konularak gönderiliyordu. Aslında Yatağan’da gerçekten kanserin gelişmesi santralle birlikte gerçekleşti. Bu çalışma gösterecektir ki, Yatağan’da üst solunum yolu hastalıklarına yakalanan vatandaşımızın sayısı çok fazla. Özellikle astım ve bronşit. Devletimizden bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli tedbiri almasını istiyoruz."
 
20 bin nüfuslu Yatağan’da, baca gazı arıtma tesisi takılmadan önceki yıllarda kükürtdioksit oranı 2 bin 500 mikrogram / metrekübe kadar çıkarken, satrale Çevre İl Müdürlüğü tarafından bir çok kez para cezası kesilmişti.
 
 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..