Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '08

 
Kategori
Öykü
 

Artık fark etmez -7. bölüm

Artık fark etmez -7. bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


Kanepenin üzerinde guguklu saatin sesi ile gözlerini açtı Nisan… Her yanı tutulmuştu daracık kanepenin üzerine. Zaten sabaha karşı ancak uyku girmişti gözlerine… Gece yaşadıkları şimşekler gibi çakmaya başlamıştı kafasının içinde yeniden. Öfkeliydi, gergindi kadın. Saatin sekize geldiğini fark etti endişe ile… Geç kalmışlardı işte… Tüm gece uyuyamayınca sabah uyku egemen olmuştu bedenine. Hemen kızının odasına koştu. Ama geri döndü ve yatak odasına göz attı önce… Kendinden geçmiş bir şekilde uyuyordu Fecri. İğrenerek baktı bir kez daha kocasına Uyandırmayı düşünmedi bile bir an için. Onunla karşılaşmadan evden çıkmak istiyordu bir an önce. Fulya’nın gözü önünde yaşanacak şeylerden korkuyordu Nisan. Daha fazla kendini tutamayacağından. Tekrar kızının odasına gitti. Saçlarını okşayarak, yanağına öpücük kondurarak uyandırdı onu.

“Günaydın anneciğm..”

“Günaydın bir tanem… Fulyacığım sessizce kalk… Baban geç geldi ve uyuyor şimdi..Onu uyandırmayalım ki dinlensin.”

“İşe gitmeyecek mi..”

“Gidecek ama biraz geç..”

“Tamam..”

“Biz de geç kaldık bir tanem.Uyuyakalmışım ben…Hadi hemen elini yüzünü yıkayalım sonra da giyinip çıkalım…”

“Kahvaltı etmeyecek miyiz.”

“Pasta neye uğrar poğaça alırız sana.Kreşte arkadaşlarınla yersiniz. “

“Yaşasın “

“Şiiştt.Yavaş olacaktık hani..”

………………………………………

Fulya’yı kreşe bıraktıktan sonra iş yerine yarım saat gecikerek ulaşmıştı Nisan… Yüzünde renk yoktu sanki kadının.

“İyi misin “ diye sordu Emel…”

Başını salladı Nisan içeriye giren hastaya “buyurun “derken…

Hasatsına döndü yüzünü ve dinlemeye başladı kadını.

“ Yemek yemeyi seviyorum Nisan Hanım… Bizim mutfağımız zengin…Günlerimiz oluyor pasta çörek… İş yemekleri… Cenazelerde yemekler… Yani yemek hayatın içinde…”

Kadın mütemadiyen konuşuyordu. Nefes lamdan peşi peşine sıralıyordu cümleleri..

Sinek vızıltısı gibi hissetmeye başladı kadının sesini Nisan… Dün akşama takıldı düşünceleri..

“Ne pişiriyorsun anne… “

“Patlıcan kebap…”

“Babamın sevdiği yemek..”

“Evet..”

“Babam sevinecek..”

“Mutlu olduğumuz anlarda ne de kolaydır yemek pişirmek.. Karşımızdakinin en sevdiği yemeği yaparak mutluluğumuza onu da ortak etmek…Onu sevindirmek isteriz “ diye düşündü Nisan..

“Öyle ya erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer”

“Dediğim gibi kızım… Su içsem yarıyor… Bu durumda ne önereceksiniz bana.”

Nisan duymamıştı kadını…

“Nisan…Nisan..”

“Hhı..Efendim Emel..”

“Hanım efendi..Önerilerini soruyor..”

“Evet… Haklısınız…Türk Mutfağı çok zengin lezzetler sunuyor bizlere…Hem beslenme yalnız karın doyurmak ya da açlığı bastırmak için yapılan bir davranış değil, insanlar zevk almak, mutlu olmak, sosyalleşmek, yaşam kalitesini arttırmak için de yemek yerler. Kısıtlamayın siz kendinizi..Canınızın istediğini yiyin..Hayat kısa öyle değil mi..”

“Oh be “ dedi kadın..

“Ben de eşime bunu söylüyorum… Ölünce mezar taşımın üzerine 36 beden etek giyerdi mi yazacaklar sanki…” diyerek memnun bir şekilde çıktı odadan..

“Nisan… Sen ne dediğinin farkında mısın…”

“Evet…Öyle mutlu oluyorsa yesin kadın… Mutlu olmak keşke her lokmada yakalansa keşke o kadar basit olsa…” diye iç çekti v e bitkin bir şekilde oturdu yerine.

“İyi misin canım..”

Artık iyim diyerek, saklayacak gücü kalmamıştı Nisan’ın..

“İyi değilim “ dedi.

“ Anlatmak ister misin.”

“Evet anlamında salladı başını..

“Ailevi sorunlarım var Emel.Uzun zamandır..Geçer dedim… Sineye çektim… Dayanmaya çalıştım.ama gücüm kalmadı artık… Katlanamıyorum..”

“Sorun ne Nisan..”

“Fecri… Uzun zamandır içiyor…

“Ne..”

“Gittikçe alkole bağımlı bir hal aldı… “

“ Hay Allah…Bir şeyler olduğunu hissediyordum ama bu kadar ciddi boyutlarda olduğunu düşünmemiştim sorunun..”

“ Yaklaşık yirmi gün ağzına içki koymadı… Tamam dedim bu sefer başaracak..Daha önce de denemişti ama yapamadı çok kısa süre sonra başladı yeniden..ben de yirmi gün geçince umutlandım..Her şey yoluna girecek diye düşünmeye başladım… Ama dün gece…” diyerek ellerini yüzüne götürdü ve hıçkırıklara gömüldü genç kadın.

Arkadaşının saçlarını okşadı Emel… Bir süre arkadaşının sakinleşmesini bekledi…

“Dün gece ne oldu canım…” diye çekinerek sordu kız.

Ne diyeceğini bilemedi Nisan.Kocam bana tecavüz etti diyemedi ..Hem de hırpalayarak, tokatlayarak bana sahip oldu diyemedi, diyemezdi.

“ Dün gece… İçkiliydi yine… Hırpaladı beni… Tokat attı.

“Ne…Şiddet de mi var yani işin içinde… Ya Fulya ona da şiddet gösteriyor mu..”

Başını iki yana salladı Nisan.

“ Onu mümkün olduğunca bu olaylardan uzak tutmaya çalışıyorum… Geç geliyor Fecri.O saatlerde Fulya çoktan uyumuş oluyor…Sabahta anlamasın diye konuşuyoruz işte birbirimizle…”

“Canım benim… Tüm bu yaşadıkların… Bunlara rağmen ayakta durmayı başarıyorsun ya Nisan seni kutlamaktan başka bir şey gelmiyor elimden.”

“Dayanmaya çalışıyorum kızım için… Ama tükendim Emel. Artık dayanacak gücüm kalmadı… Dün akşamdan sonra “ diyerek tekrar hıçkırıklara boğuldu kız.

“Kızım olmasa bir dakika durmam o evde …”

Emel arkadaşının anlattıklarından daha fazlası olduğunu düşündü dün geceye dair.

“ Nisan… Bir şey söyleyeceğim ama kırılma, içerleme bana.”

“Nedir “dercesine baktı arkadaşına ıslak ıslak…


“ Eşinin yardım alması gerek… Belki bir psikologla görüşebilir… “

“Aynı fikirdeyim seninle. Daha önce de geldi gündeme … Kabul etmedi.. Şimdi de kabul edeceğini düşünmüyorum.”

“O da bir doktor. Bunun kötü bir şey olmadığını anlayacaktır.”

“ Fecri artık sağlıklı düşünemiyor görmüyor musun. Düşünebilse zaten bu duruma gelmezdik… Hem biliyorsun içkinin vücutta yarattığı tahribatı..”

“Başta karaciğer olmak üzere pek çok organı olumsuz olarak etkiliyor. “

“Son zamanlarda elerli de titremeye başladı..”

“Kötü bu… Sonuçta elerlini kullanarak ekmek parası kazanan biri o..”

“ Ne yapacağım Emel… Kızımın yara almasını engelleyerek nasıl çözeceğim bu olayı.”

“İstersen abimle konuşurum senin için… “

“Kenan döndü mü Amerika’dan..”

“ Ah … Evet … Söylemedim değil mi sana… Daha yeni on beş gün oldu olmadı… “

“Çok sevinmiş olmalısın..”

“Evet… Biliyor musun abim artık Ankara’ya yerleşecek. “

“ Öyle mi..”

“Bir yer kiraladı Yenişehir’de… Mesleğine devam edecek…”

“ Bilemiyorum ki Emel… Şimdi abini de …”

“Onun mesleği bu Nisan unuttun mu … Kenan bir psikolog. Hem tanışıyorsunuz da…“

“ Tanışıyoruz da ..Öyle birkaç kez siz de karşılaşmıştım öğrencilik yılarlımda..”

“Ne yani abimden mi çekiniyorsun.O seve seve yardım edecektir sana. Bilirsin mesleğine aşıktır o..”

“ Bana biraz zaman ver Emel… Önce Fecri’yi ikna edeyim…

……………………..

Israrla çalıyordu Fecri’nin cebi.

Adam derinden gelen sesin etkisi ile açtı gözlerini… Sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı… Doğruldu güçlükle… Cep telefonunu buldu..

“Alo…”dedi boğuk bir sesle.

“Fecri “ diyordu telefondaki çeçeron ses.

“Seni bekliyorum … Hani sabah bankadan 25.000 YTL.yi çekip bırakacaktın bana.”

Gözleri açılıyor o an adamın… Şok etkisi yapıyor ahizedeki ses.

“Anne … Sen misin..”

“Benim ya … Afife”

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..