Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '09

     
    Kategori
    Sağlık
     

    Artık şu organ mafyası safsatalarını bırakalım.

    Artık şu organ mafyası safsatalarını bırakalım.
     

    Organ Nakli ve Organ Bağışı ile ilgili tüm merak ettiklerinizin bir cevabı var.


    Kaçırılıp organları çalınan kimse yok, kimsenin içi boşaltılıp çöpe atılmıyor, barda tanıştığınız bayan sizin böbreğinizin peşinde değil, sabah buz dolu küvette uyanan kimse yok çünkü bütün gece buzda kalırsa donarak ölür muhtemelen.

    Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasadışı organ nakli amacıyla faaliyet yürütenler olabilir. Bu işi yapan ve ülkemizin adının tüm dünyada lekelenmesine yol açan da bir tek kişi vardır aslında. Neredeyse her yıl bir haber programa konu olan bu kişi, yıllar yılı organ ticaretinin kirli yüzü olarak çıkmıştır karşımıza.

    Ama bu sistemi mafya olarak değil simsarlık olarak tanımlamak daha doğrudur. Para karşılığı organını vermek isteyenler ile yeterince parası olan hastalar arasındaki bağlantıyı kuran bir sistemdir bu. Tabii bir de yasadışı olarak organ naklini yapabilecek en az bir cerrah, bu gibi büyük ameliyatlarda tecrübeli anestezi ekibi, hemşireler ve tam donanımlı hastane gerek. Bunların hepsi yasadışı bir iş yapmak amacıyla biraraya geldiklerinde mümükün olabilir ancak organ transferi ve ticareti.

    Yaygın olarak haberlere konu olduğu gibi bir insanı organları için kaçırmak ve hatta öldürmek mümkün değildir. Eğer organların mekanik bir parçalar gibi civatalarla sökülüp takılacağını düşünen, bu işlemin herhangi bir fiziki ortamda olabileceğini zanneden daha da önemlisi herhangi bir kişi tarafından yapılabileceğini kabul eden bir zeka seviyesine sahipseniz kusura bakmayın, sizin için değil yazdıklarım.

      Bir kişiden organ alabilmek için o kişinin sağlıklı olduğundan emin olmak lazım. Organı takacağınız kişiyle kan grubu, doku grubu, organ reddiyle ilgili testlerin sonucunu bilmek zorundasınız (iyi bir merkezde 8-12 saat sürer). Yoksa organı alan iyi ihtimalle hayatını kaybeder, kötü ihtimalle ölür. Üstelik organı veren kişinin AIDS, sarılık, frengi vb. sorunları varsa organı alana geçmiş olsun. Hepsi aynen ona geçer. Demek ki organ vercek kişinin detaylı olarak incelenmesi ve organın alıcıyla uyumuna bakılması gerekir. Organ naklinden sonra en sık rastlanan sorun enfeksiyonlardır. 1. sınıf hastanelerde yapılan ameliyatlardan sonra bile hastane enfeksiyonları görülebilmektedir. Demek ki organ çıkartımı ve nakli ameliyatları ameliyathane ortamında tam bir sterilizasyonla yapılmalıdır. Organ nakli gibi büyük ameliyatlardan sonra değişik komplikasyonlar görülebilmekte, bunların tedavisi çok zaman alabilmektedir. Kalp sorunları, akciğer sorunları, enfeksiyonlar, psikiyatrik sorunlar, yoğun bakım takipleri gibi uygulamalar gerekebilmektedir. Demek ki ameliyatlar ve sonrasındaki tedavi için çok iyi bir hastaneye ihtiyaç vardır. Bir organın başka vücutta yaşayabilmesi için öncelikle uygun tekniklerle ilk vücudundan çıkartılması gerekir. En küçük bir hata, damarlarda en ufak bir hasar organın kullanılmasını engeller. Demek ki organlar bu işin eğitimini almış uzmanlar tarafından çıkartılmak zorunda. Bir organı başka bir vücuda takabilmek ise bugün bilinen en büyük ameliyatlardan biridir. Ülkemizde aktif olarak böbrek nakli yapan 30 civarında, aktif olarak karaciğer nakli yapan 10 civarında ekip vardır (ancak böbrek ve karaciğerin canlı birinden alınarak nakli mümkündür). Dikkat edin ekip diyorum çünkü bunlar tek başına yapılacak ameliyatlar değildirler. Bu uzmanlar da mesleki olarak gelebilecekleri üst seviyeye gelmiş, dünya çapında tanınan ve maddi olarak da iyi kazanan kişilerdir. Demek ki ülkemizde sayıları bir futbol takımı kadar olan bu uzmanlardan bir kısmını yasadışı iş yapmaya ve tüm kariyerlerini bitirmeye ikna edeceksiniz. Tüm bunları büyük bir gizlilik içinde yapacaksınız.


    Maddeleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak düşünen bir beyin için bu kadarı yeter bence.

    Sonuç olarak toplum olarak yeterince başbakanız, maliyeciyiz, futbolcuyuz, teknik direktörüz, kadınız, hakemiz, savcıyız... Biz herşeyi biliriz. Organ naklini de en iyi biz biliriz. Olmuyor işte...

    Bu gibi söylentiler yüzünden kaç kişi organ bağışlamaktan vazgeçiyor? Bu vazgeçişler neticesinde kaç kişi organ beklerken ölüyor? Bu söylenilere inanan kişilerin kendileri veya yakınları organ yetmezliği yaşadığında ve organ bekler duruma düştüklerinde neler düşünüyorlar? Biliyor musunuz?

    Bilmek çok kolay.


    Aşağıda organ mafyası diye yayınlanmış, tamamen hayal ürünü bir haberlerden biri ve benim sorduğum sorular yer almaktadır. (Haberci ve gazete isimlerini gizledim. Yazıların asılları bende kayıtlıdır).

    <ı>Sayın ...,

    <ı>16 Nisan 2008 tarihinde XXX gazetede ‘Organ Mafyası Oğlumu ve Eşimi Kaçırdı’ başlıklı haberinizi büyük bir üzüntü ve endişe ile okuduk. Üzüldük, çünkü bu şekilde bedelsiz olarak binlerce kişiye ulaşan bir gazetede, birinci sayfada çıkan bir haberin çok daha dikkatli seçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şüphesiz esas amacınız olan halkı bilgilendirme uğruna, son derecede özenli ve araştırmacı bir tutum sergiliyorsunuzdur. Ancak haberiniz insanların zihninde çok yanlış fikirlerin oluşmasına yol açabilir. Endişelendik, çünkü organ bağışı için bekleyen, bu bekleyiş süresince hayal bile edemeyeceğiniz acılar çeken hastalar ve hasta yakınları var. Bu gibi haberler yüzünden, ülkemizde zaten oldukça kısıtlı olan organ bağışı iyice azalmaktadır. Sizin haberiniz, kaçırılan kişilerin yakınının bir tahmini üzerine kurulmuş ve bu kurgu birçok insan için ‘organ bağışı’ kavramını kökünden zedeleyici olabilir ki bu zedelenme de organ bağışı açısından istekli kişilerin bile bağıştan kaçınmasına yol açabilir. Bu yüzden bağışlanmayan organlar acaba kaç hastayı yeniden hayata döndürecekti? Belki de bir gazeteci olarak Adli Tıp Kurumu’na ‘bugüne intikal eden vakalar içerisinde organları kendi istekleri dışında alınmış, canlı veya ölü kaç kişi vardır?’ diye sorabilirdiniz. Bu soruya alacağınız cevabı yayınlayarak topluma çok önemli bir bilgi vereceğinizi düşünüyoruz. Bilgiye açık olduğunuz konusunda asla endişemiz yok ve eğer isterseniz organ bağışı ve organ nakli hakkında size detaylı bir sunum yapabiliriz. Ayrıca haberinizle ilgili olarak kendi mantığınızda ve vicdanınızda yanıtlamanız gereken birkaç soru olduğunu düşünüyoruz.

      <ı>Organ mafyası ne demektir? Sistemleri nasıl yürümektedir? <ı>Her ortadan kaybolan kişi için ilk düşünülen suçlu organ mafyası mıdır? <ı>Organları çalınmış ve hala hayatta olan kimse var mıdır? <ı>Organları çalınmış ve öldürülmüş kimse var mıdır? <ı>Her doktor organ nakli ameliyatı yapabilir mi? <ı>Türkiye’de kaç adet organ nakli doktoru var? <ı>Türkiye’de kaç adet organ nakli merkezi var? <ı>Organ donörü olmaları amacıyla kaçırılan insanların ameliyatları kimin tarafından yapılacaktır? <ı>Organ donörü olmaları amacıyla kaçırılan insanların ameliyatları hangi hastanede yapılacaktır? <ı>Kaçırıldıkları iddia edilen bu insanlar bir süre sonra bulunduklarında bunu da haber yapacak mısınız? <ı>Kaçırılan kişilerin yakınları, bu insanların ’XXX’ gazetesi tarafından kaçırıldığını iddia etseydi ne olacaktı? <ı>Hiç organ bekleyen bir hasta veya hasta yakınıyla görüştünüz mü? <ı>Hiç herhangi bir organ nakli merkeziyle görüştünüz mü? <ı>Haberiniz için organ nakliyle ilgilenen herhangi bir uzmandan fikir aldınız mı?

    <ı>Saygılarımla,

    Yazıma cevap aşağıdaki gibi oldu.

    <ı>Sayın ...;

    Mailiniz ve eleştirileriniz için teşekkür ediyorum. XXX adlı gazetede yayınlanan haberimi gördüğümde ben de sizin yazdıklarınıza benzer düşünçeleri yaşadım. Aynı haber YYY Gazetesi'nde de yer "Baba ile oğlunun esrarengiz kayboluşu" şeklinde yer aldı. http://......=2008-04-16
    YYY Gazetesi'nde yer alan haber organ mafyası sözcüğü sadece bir cümle içerisinde eşinin iddiası olarak yer alıyor. XXX, YYY bünyesinde çıkan bir gazete ve bizim yazdığımız haberleri de kullanıyorlar. Bizler haberimizi yazıp gazeteye geçiyoruz. Eğer kullanılırsa sonraki gün gazetede görebiliyoruz. Sayfa yapılırken ve haberin kullanılma biçimini göremiyoruz. XXX editörleri haberi kullanırken cümlede geçen organ mafyası sözcüğünü alıp öne çıkarmışlar.

    Saygılarımla..

     
    Toplam blog
    : 1
    : 5044
    Kayıt tarihi
    : 18.09.09
     
     

    1975 İstanbul doğumluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde lis..