Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '20

 
Kategori
Güncel
 

Artısıyla Eksisiyle Çoklu Baro

15.07.2020 tarihinde Avukatlık Kanunu’nda köklü değişiklikler yapıldı. Çoklu baro sistemine ufaktan bir merhaba dedik. Medyadan da görüldüğü üzere, çoklu baro sistemi biz avukatların kafasını oldukça kurcaladı ve birçok avukat ve vatandaş bu yeni düzenlemeye adeta isyan etti.

Medyada düzenlemeyi doğru bulmayan ve temel ilkelerle bağdaşmadığını öne süren birçoğu baro yönetimin yer alan hukukçuyu dinledik. Peki bu düzenlemeler aslında bir ihtiyacın ürünü değil miydi? Baro sistemi aslında iyi mi işliyordu?

Bu yazımda çoklu baro sistemiyle ilgili 15.07.2020 tarihli değişiklikleri artısıyla ve eksisiyle değerlendirmek istiyorum.

Malum, ülke olarak oldukça kalabalık bir nüfusa sahibiz, avukat sayımız da İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde oldukça fazla.

Büyük illerde baro üyelerinin sayısı fazla olduğu için baronun nüfuz alanı da azımsanmayacak kadar yüksek…  Avukatlık Kanunu’nun 77. maddesine eklenen cümlelerle artık, 5.000’den fazla avukat bulunan illerde asgari 2.000 avukatla bir baro kurulabiliyor. Bu düzenlemeyle baroların siyasi irade üzerindeki etkilerinin kırılması amaçlanıyor. Oldukça açık, siyasi irade, sürekli eleştirel pozisyonda görünen baroları zaman zaman kendi varlığı için bir tehdit unsuru olarak algılayabiliyor.

Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri adına açıklamalar yapan baroların mevcut hali ve kendi iç dinamikleri de aslında çok fazla eleştiri alıyor. Zira, barolar, birçok üyeye sahip olmalarına rağmen, salt kendilerine oy veren gruba yönelik çalışmalar yapıyor ve hatta genellikle baro yönetiminde yer alan avukatların düşünce ve yaklaşımları doğrultusunda kararlar alıyorlar. Ne yazık ki birçok baroda alternatif fikirler ve muhalefet olmak değer görmüyor.

Bu noktada, çoklu baro sisteminin getireceği avantajlardan birisi baroların tekel gücünün kırılmasına imkan sağlaması. Bu şekilde tekelleşmeden kaynaklı sorunların minimize edilebileceğini düşünüyorum.

Diğer yandan, çoklu baro sisteminin hayata geçirilmesi noktasında acele bir tutum sergilendiğini görüyorum. Zira, getirilen değişiklik esasında baroların siyasi bir kimlik kazanmasına sebep olabilecektir. Baroların birer meslek örgütü değil de kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olmaları da tabiatları gereği dernek, vakıf veya siyasi parti yaklaşımına uygun olmadığı çok açık.

15.07.2020 tarihli değişikliklerden birisi de avukatların kılık kıyafetleri. Yapılan değişiklikle, avukatların duruşma esnasında cübbe giyme zorunluluğu devam ediyor ama avukatlara mesleğin icrası kapsamında kılık ve kıyafetle ilgili herhangi bir zorunluluk getirilemiyor. Daha önce avukatların nasıl giyinebileceği yazılı olarak belirlenmişti. Bu noktada bazı endişeleri belirtmekte fayda var. Avukatlık bir kamu hizmetidir. Giyim konusunda bir serbestinin getirilmesi olumlu olmakla birlikte avukatlık mesleği ile ve meslek etik değerleriyle bağdaşmayacak bir tutum sergilenmemesi önem arz ediyor. Belki de kılık kıyafet konusunda genel bir çerçeve çizilmiş olsaydı, düzenleme tartışmaya mahal vermeyebilirdi.

Baro ödemeleriyle ile ilgili yapılan düzenleme ise şu: mesleğin ilk 5 yılında bulunan avukatlardan baro keseneğinin tamamı değil de yarısı alınıyor. Buradaki amaç mesleğinin başında olan avukatların ekonomik yükümlülüklerini hafifletmek, çok açık. Ancak, birçok avukatın ekonomik durumunun iyileştirilmesi adına daha fazla adım atılması gerekiyor. Neden derseniz, özellikle avukatlık asgari ücret tarifesindeki miktarların düşük olması, CMK ve adli yardım ücretlerinin miktarlarının çok az olması ve çok geç ödenmesi, stajyer avukatlara maaş ödenmemesi gibi konularda ciddi adım atılması gerekiyor. Zira, avukatların halihazırda içerisinde bulunduğu ekonomik zorluklar ve özellikle Covid-19 salgının avukatlarda yarattığı ekonomik tahribatlar çok büyük...

15.07.2020 tarihli düzenlemelerde başka detaylar olsa da son olarak avukatlık ortaklığı konusuna değinmek istiyorum. Çoklu baro sisteminin devreye girmesiyle birlikte yaşanabilmesi muhtemel karışıklıkların giderilmesi ve yeni düzenlemenin sisteme entegre edilmesi amacıyla farklı barolara üye olan avukatların da birleşerek avukatlık ortağı şeklinde çalışabileceği şeklinde düzenleme yapıldı. Bu düzenleme oldukça yerinde; çünkü uygulamada birçok avukat kendi aralarında anlaşarak şehir dışında iş takibi yapmaktaydı. Bu düzenleme ile yasal altyapı sağlanmak istenmiş.

Yapılan bu düzenlemeler genel olarak yetersiz olmakla birlikte, süregelen zamanda yeni değişikliklerin yapılacağı ve uygulamada çıkan pürüzler için yeni arayışlara girileceği bir gerçek. Çoklu baro veyahut farklı bir baro sisteminin bir ihtiyaç olduğu bariz bir gerçekken, düzenlemelerin aceleye getirilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

Av. Oğuz Kara

(kara@oguzkara.av.tr)

 
Toplam blog
: 40
: 39
Kayıt tarihi
: 09.05.20
 
 

Oğuz Kara, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tam burslu olarak lisans eğitimini tamamlamı..