Artoistan

Müzisyen Arto Tunçboyacıyan’ın web sayfasına girdiğinizde “Benim dünyama hoş geldiniz: Artoistan” yazısı karşılıyor site ziyaretçilerini. Arto Tunçboyacıyan gerçekten başlı başına bir dünya; hem de içinde çok güzel duyguların ve çocuksu umutların yer aldığı bir dünya.

Arto Tunçboyacıyan’ın ismini ilk kez küçük bir çocukken Sezen Aksu albümlerinin üzerinde görmüştüm. O zamanlar onunla ilgili bilgilerim Türk popüler müziğinin kilometre taşlarından biri olan rahmetli Onno Tunç’un kardeşi olduğuyla sınırlıydı. Sonra yaşım biraz daha ilerleyip müzik kültürüm gelişince onun Amerika’da dünyaca ünlü caz müzisyenleriyle çalışmalar yapan çok iyi bir perküsyonist olduğunu keşfettim.

Daha sonra kendisi gibi Anadolu’dan Amerika’ya göç etmiş Ermeni kökenli müzisyenlerle birlikte kurdukları Night Ark grubu benim müzik konusundaki favorilerimden bir haline geldi ve hala da o konumunu korumaya devam ediyor. Şimdilerde Ermenistanlı müzisyenlerle birlikte kurduğu, benim de dinlemekten büyük zevk aldığım Armenian Navy Band isimli bir grubu var.

Arto Tunçboyacıyan’ın müzik yolculuğunu her zaman takip etmeye devam ettim, çünkü o benim yüreğime ve duygularıma hitap eden bir müzik yapıyor. Anlatmak istediği her şeyi seslerden örülmüş dünyasında yaratıyor ve hilesizce dışa vurmayı başarıyor. Enstrüman konusunda hiçbir sınırlaması yok Arto’nun. Tencereden şişeye kadar her şeyi ustalıkla çalıyor ve bir tencereyle nasıl böyle güzel müzik yapılır diye hayretle bakıyorsunuz bu aydınlık bakışlı adamın yüzüne.

Arto Tunçboyacıyan’ın beni çok etkileyen taraflarından biri ise hümanist kişiliği. Onun gerek müziğinde gerekse verdiği röportajlarda insan sevgisi ve güzel yüreği hemen fark ediliyor. Arto Tunçboyacıyan Anadolulu ve Ermeni köklerine her zaman sahip çıkmış ve yaptığı müzikle bunu yansıtmayı başarmış biri. Bu anlamda insan köklerine ve kültürüne sahip çıkıp koruyarak da hümanist olabilir düşüncesinin canlı bir kanıtı aynı zamanda.

Arto denince benim aklıma insan sevgisi, barış ve Anadolu’nun envai çeşit renkle örülmüş kültürel zenginliği geliyor. Bir de kendi tabiriyle Mari teyzesinden ona miras kalan tiz ve duygulu sesi.