Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '11

 
Kategori
Öykü
 

Aşçının bahtı ve tahtı

Aşçının bahtı ve tahtı
 

Bir varmış bir yokmuş. Kralların hazinelerini gizlediği bir ada varmış. Hazineler bir adada gizliymiş. Ama hazine saklanınca geri alınamıyormuş. Bunu krallar bile başaramıyormuş.  

Onlar diyorlarmış ki "Bu bizler için hem iyi hem kötü. Biz hazinelerimizi geri alamıyorsak başkaları hiç alamaz."  

Geceleri mutlu uyuyan kralların bazıları "Hazinelerin hepsi o adada birikiyor. Gün gelir mutlaka çıkar oradan." Diyorlarmış.  

Bir sürü cadı cadılıklarını kullanmışlar. Süpürgeleri ile o adaya ulaşamamışlar. Bir sürü büyücü büyüler yapmış o adaya ulaşamamışlar.  

Gel zaman git zaman git zaman krallar söylenmeye başlamışlar. "Biz hazinelerimizi geri alamıyoruz. İhtiyaç anlarımızda hep zor durumda kalıyoruz. Adanın yerini artık açıklayalım." Demişler.  

Krallar oy birliği ile bu işi başaracak kişi için her yere ilan vermişler. İnsanlar bu olayı duymuşlar. Adaya gidecekler imtihandan geçiyormuş. İmtihan çok zormuş. Bilen için ise basitmiş. İmtihan bu işe gelen gönüllüler hazineye ulaşınca verilecek ödülmüş.  

Gönüllüler krallardan dilediğini istiyorlarmış. Krallar ise ödül isteyen gönüllülerin hepsini elemiş. Gönüllü bitince krallar yine toplantı yapmış.  

"Aç gözlü insanlar hep ödül ister. Amaçları ödül olan insanlar kendileri için çaba gösterir. Böyle kişiler hazinemizi adadan çıkaramaz. Ada keşfedilince de biz hazineyi çıkaramadan soyguna uğrar. Biz bu işi macera arayan birine yaptırmalıyız. O yüzden bu sefer ülkelerimizdeki işsizlere şans tanımalıyız. İmtihanı kazanmak ise onların ahlaklı olmalarına bakılmalı."  

Krallar ülkelerindeki bütün işsizleri araştırmışlar. Suç işlemeyenleri bulmaya çalışmışlar. Ama ülkelerin hepsinde işsiz insanlar suç işleyenlermiş. Biri hariç. O kişide sarayda bir aşçıymış. Saray yöneticisi çok zalimmiş. Ona yemek pişirtmenin yanı sıra sarayın temizlik işlerini de yaptırıyormuş. Krallar aşçının yemekçilik yanında temizlik işleri yaptığını öğrenince aşçıyı kendi aralarında methetmişler. Onun için "Hem suç işlememiş hem de işinin yanında temizlik yapıyor."  

Krallar aşçıyı yanına çağırmış. Kralların başkanı sormuş. "Aç kalsan ne ile karnını doyurursun?"  

Aşçı hemen cevap vermiş." Su ile." Demiş.  

Krallar bu cevabı beğenmiş. Başkan kral "Sana hazinemizin gizli olduğu adanın yerini söyleyeceğiz. Oraya gidip askerlerimizle hazineleri getireceksin. Hazineyi almandaki tek engel adadaki her yerin bataklık olması."  

Aşçı görevi kabul etmiş. Askerlerle yola çıkmış. Adaya varmışlar. Ada bataklıktan geçilmiyormuş. Aşçı düşünüp taşınmış. Adanın her yerine fidanlar dikmiş. Birkaç sene sonra her yeri ağaçlar kaplamış. Bataklık kurumuş. Aşçı da hazineleri adadan kolayca çıkarmış.  

Aşçı kralların huzuruna çıkmış.  

Başkan kral "Çok büyük bir iş başardın. Ödülün o adanın senin olmasıdır." Demiş.  

Krallar hazinelerine kavuşunca çok sevinmişler. Ülkelerinde kırk gün kırk gece şölen tertip etmişler. Gel zaman git zaman hazineleri saklayacak güvenli bir yer aramışlar ama bulamamışlar. Yine aşçıyı çağırmışlar.  

Başkan kral ""Bize hazinelerimizi saklayabileceğimiz güvenli bir yer bulabilir misin?" demiş.  

Aşçı "Bulurum ama zaman ihtiyacım var." Demiş. Başkan kralın yeni görevini kabul etmiş.  

Aşçı düşünmüş taşınmış. "Onca hazine nereye saklanır acaba?" diye kendi kendine soruyormuş. Aşçı ne yapacağını birden bulmuş. Dev bir bina yapacakmış. Aşçı söylenmiş. "Hazineler o binada korunmasız olabilir ama o binada hazineler çelik kasanın içinde olursa korunaklı olur." Demiş.  

Aşçı ertesi gün işe başlamış. Dev bir binayı başkan kralın desteği ile birkaç ay içinde bitirmiş. İçine çelik kasalar koymuş. Hazineleri içlerine kilitlemiş. Aşçı başkan kral ve diğer kralları binasına çağırmış.  

Krallara "Yüce krallar hazineleriniz artık güvende. Bu binayı bekleyen askerler gece gündüz nöbet tutuyorlar. Artık hazineleriniz için rahat olabilirsiniz.." demiş.  

Başkan kral aşçıya "Artık sen aşçı değilsin. Benim kardinalim olacaksın." Demiş. Koskoca sarayda aşçı olan adam artık kralın yardımcısı olmuş.  

Bir gün kral ile yardımcısı konuşurken kral sormuş "Kral olmak ister misin?" demiş.  

Kardinal "Krallar bile yardım istiyor. Yardım eden hep yönetiyor. Bu halimle kralları bile yönetiyorum. İstemem kalsın." Demiş.  

Başkan kral bu sözü sevmiş. "Şimdi buldum demiş. Krallık taç giymekle değil taç vermekle. O yüzden seni kızımla evlendireceğim. Tahtımın varisi olacaksın." Demiş.  

Günler sonra başkan kralın kızı ile evlenen kardinal tahtın varisi olmuş. Her şeyin güzelini isteyenler taçlarını bırakmışlar. Aşçı gibi temizlik işi ile de uğraşanlar hep yücelmişler.  

 

Tuna M. Yaşar  

 
Toplam blog
: 235
: 350
Kayıt tarihi
: 14.09.10
 
 

1973 Karabük doğumluyum. Üniversite uluslararası İlişkiler mezunuyum. Arkeoloji ve okültizm ilgi al..