Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

Asgari ücret ve sermaye sahipleri

Asgari ücret 1300 TL olacak haberi en çok özel sektör çalışanlarını tedirgin etti. Sermaye sahipleri birtakım açıklamalar yapıyor ama bu, onları çok da fazla korkutmaz.. Sonunda en kötü ihtimalle malını satar kenara çekilir. Ama çalışan bunu yapamaz.. Nasıl yapsın ?

Çalışanlar neden tedirgin, çünkü sermaye, kendine düşen kısmı muhtemelen çalışanlardan çıkaracak. Kendi payından beş kuruş vermeyecek ki.

Bir mütahit, herbiri trilyon değerindeki 10-15 adet araba alırsa, sermaye sahipleri ve aileleri çorba içmeye Amerika ya giderlerse, para benim değil mi yaparım diyerek aşırı lüks ve gereksiz tüketime devam ederlerse, toplumsal hizmetlere bu kadar duyarsız kalırlarsa, İsviçre deki gizli hesaplarına para stoklamaya devam ederlerse ne olacak? Gereken para nereden bulunacak, çalışanlar, asgari ücret dışı çalışanlardan alınıp asgari ücretliye verilecek diye düşünmekteler .

Ben yaşadığım için çok iyi biliyorum, kendi 40-50 tonluk kamyonlarının mahvettiği yolların onarımı için ben vergimi veriyorum zihniyetiyle ( kimbilir vergi kaçırmak için de ne dalavereler çevirmekteler belli değil )  devlet yapsın diyerek yıllarca koca bir ilçe halkını mağdur etmelerini, kirli havanın önlenmesi için zavallı devlet memurlarının işlerini yapmalarını engellemek için yaptıklarını , hele hele demir çelik sektörü ve gemi söküm çalışanlarının ileri derecede mağduriyetlerini, sırf kendileri daha daha kazansın düşüncesi ile çevresel kirliliğe hiç önem vermemeleri , böylece bu kirlilik nedeniyle oluşan kronik hastalıklar  nedeniyle hem emekçilere, tüm topluma  hem de devletin sağlık sektörüne verdikleri zararları

Maalesef çok çok duyarsız, çok çok bencil, hatta bir kesimi çok çok bilgisiz, yine önemli bir kesimi mafia ve kara para destekli , yine diğer önemli bir kesimi batıda üretilmesi çevre koşullarına aşırı olumsuz etkisi nedeniyle yasaklanmış sanayi üretimi yapması ile, batı destekli olduklarından  kendi ülkesinden ve emekçisinden çok batının çıkarlarını düşünen  ve halkını düşünmeyen kafa yapısına sahip  bu sermayederlerle T.C. bir yerlere çok zor gelecek.

ABD yasaklamasına rağmen, hala sigara üretimine devam eden ve Amerikan tütünüyle bunu yapan anlı şanlı sanayicimize ne demeli. 300-500 istihdam yaparak birşey yaptığını sanıyor, Halbuki Dünya bankası, kullanılan tütünü o ülkede( Türkiye de ) üretilse bile artık sigara konusunda kredi vermiyor.

Neden? Çünkü sigaranın oluşturduğu kronik sağlık problemler ( Akciğer kanseri, Kronik kalp ve damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları v.s. ) nedeniyle  sağlık sektörü harcamaları ile bunun kat kat fazlası zarara yol açmaktadır da ondan. Kısaca sigaraya yapılan yatırım o ülke için ölü yatırımdır. Burada da bitmiyor.

Gemi söküm, çimento, cevherden yapılmayan demir çelik  v.s. sektörlerine ne demeli? Evet, Bir miktar istihdam sağlıyor, ama ülkemizin denizinden, havasından, toprağından alıp götürdüklerine ne demeli? Çocuklarımıza nasıl bir çevre bırakacağız?

Ayrıca tüm bunlara rağmen, Türkiye deki sermaye sahipleri bu kadar kapitalist kafa da olmasalar,  biraz olsun sosyal demokrat yapıda olsalar, "hep bana hep bana" demeseler, bu asgari ücret sorunu hiç yaşanmazdı.

Hele hele kara para sahiplerine, "Para nereden gelirse gelsin, yeterki parayı ödesin" zihniyetiyle, binlerce işçinin çalıştığı koca koca fabrikaların devlet tarafından satılması, bu nedir? Emekçilerin mağduriyetine göz yummak anlamına gelmiyor mu, hatta bırakın göz yummayı, bu kara para sahiplerini teşvik etmek anlamına gelmiyor mu? Bu da devletin büyük hatası ve asgari ücret sorununa önemli bir kötü taraftan katkısı.

Türkiye de milyonlarca emekçinin mağduriyetinin artık kronik hale gelmesine ne devlet ne de emekçi sebep olmuşlardır belki devletin dolaylı bir payı vardır ama gerçek sorumlu " doymaz açlık"  içindeki sermayederlerdir.

Ben işçi ve emekçilerin büyük çoğunlukta olduğu bir ilçede yaşıyorum. Durumu yakından izliyorum. Allah aşkına söyleyin, 950 TL lik asgari ücret ne anlama gelmekteydi. Devlet müdahale etmesin de ne yapsın. Zaten çok çok gecikti bile, aslında bu miktar da çok yetersizdir.

Bu ücret ne karşılığı idi biliyor musunuz? Çok az bir mesai karşılığı en az 12 saatlik günlük çalışma süresi, çok komik sosyal imkanlar, her an işten atılma korkusu, bazen haftalık 1 gün izin bile olmadan, iş kazası tehlikesinin çok olduğu ve ergonominin hiç düşünülmediği  iş ortamı koşulları, sendika üyeliği durumunda işten atılma tehtidi, ancak sarı sendika üyeliğine müsaade koşulları, her türlü mobbingin tam anlamıyla uygulandığı ortam, en ufak itirazda işten atılma v.s.

Tüm bu çalışma koşullarına ilave olarak, emekçi piyasaya çıktığında ise  vahşi kapitalizmin bütün dehşetiyle hüküm sürdüğü piyasa ortamında bu ücretle bu emekçi ne yapsın?

1300 TL yeterli mi? aAsla değil ama bir yerden başlanılmalı.

Aslında yazılacak daha o kaar çok şey var ki.

Muhabbetle kalın

 
Toplam blog
: 94
: 313
Kayıt tarihi
: 23.06.09
 
 

1958 Nisan İstanbul doğumluyum. Ama tatiller dışında İstanbul'da uzun süreli yaşamadım. 1975 yılı..