- Kategori
- Magazin
Aşık mı oluyorum yoksa…
Aşık mı oluyorum yoksa…
Saçlar ağarmış, göz torbaları belirgin, göbek iyiden iyiye yol almış. Hayatın tüm bu gerçeklerinin karşısında erkek bir o kadar popüler ve tutkulu. İyidir fakat zamanın bir daha geri gelmeyeceğini bilecek kadar da kötü. Yaşadığı günün değerini anlayabilecek kadar da zeki.
Kadın...
İlişkileri olmuştur. Sevmiştir ama hiçbir zaman tam anlamıyla sevildiğine inanmamıştır. Ya da yaşadığı çevrenin koşulları , gerçek aşka olanak sağlamamıştır. Yapmacık ilişkiler yumağının güven vermez tablosu içinde var olmak, onu yeni bir dünya yaratma arzusu telaşına sürüklemiştir. Tüm şah şahlar içinde, bir şeyler yanlıştır. Radikal kararlar alınmalıdır. Hayata inat... Herkese inat…
17 sinde aşk kaideler barındırmaz. Çünkü, hayatla ilgili hiçbir şeyi tatbik etmemişizdir. Yıllar geçtikçe aşk şablonu kafamızda değişir. Kadın ne kadar modern ve hayatın içinde aktifte olsa da, güçlü olanın yanında saf tutmak ister. Onu her anlamda kapsayacak ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir erkek arar. Doğanın kanunudur bu.
Bir erkeğin hayatında ise ergenlik çağından itibaren, her konu başlığının altında, kadına ulaşma çabası yatar. Daha güzeli, daha genci… Erkek itibar sahibi olmak ister. Çünkü temel arzusu istediği kadını elde etmektir. Ya da kadınları…
Aşk dediğimiz, anlam veremediğimiz insanüstü tutkunun bir diğer anlatımı da, iki tarafın eksiklerini tamamlama arzusudur.
Her iki tarafta, ne kadar çok eksiklik var ise, aşkın ilk kıvılcımlarının kaybolması ile kusurlar daha belirgin olur. Toplum freni yoksa ya da ortada taraflardan birinin geleceğe yönelik kendi ile ilgili ümitleri sürüyorsa o tutkulu aşk biter. Taraflardan diğeri terk edilir. Bir başka güzelde ya da güçlüde hayat bulmak için aşk yola devam eder…
Genel kaideler esneyebilir ama değişmez. İnsanoğlu sadece yaşamakla yükümlüdür ve yaşar da…
Zihni Fakir