Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '14

 
Kategori
Haber
 

Asıl gündem devlet demokrasi ekonomi olmalıdır !

Asıl gündem devlet demokrasi ekonomi olmalıdır !
 

"Ahmet Bey ve Selime Hanım farklı mekanda,  aynı zamanda yaşıyorlardı. Ortak yönleri birbirlerini tanımamalarıydı .bir bayram sabahı uyandılar. Ocağa çayı koydular. "
 
***
 
Büyük devletler, kendisine hizmet edenlerden, devletin sermaye sınıfına yardım için aldığı borcun bedelini kitlelere ödetmeleri için dayatıyor.
 
***
 
"Devlet" kavramını yaratmak insanların milyonlarca yılını almış  onları bir arada tutan ortak örgüt olmuştur.Doğaldır ki  bu kavramın yaratıcısı daha çok üretimden payını almak isteyen tokadı güçlü duygusu zayıf insanlardı.
 
Zamanla olayın farkına varan geniş kitleler haklarını koruma savaşımına girişmişler, katılımda , bölüşümde ortak-eşitlikçi kurallar yaratmanın savaşımını vermişler, vermeyi de sürdürmektedirler. Bu iflah olmaz bir kavgadır.Ekonomik, kültürel , toplumsal savaşımın örnekleri kütüphanelere sığamaz .
 
Dert şudur: Nasıl yapmalı da her durumu lehime çevirmeli. Bu sevda partilerin oluşmasına neden olmuş, parti proğramları bu isteklere yanıt verecek talepleri içermiştir.
 
***
 
Antik Yunan'da soylu sayılan erkekler seçimler icat edip  meclisler kurmuşlardı . Gelişen ticaretin yarattığı "ötekiler de," zamanla soyluları hak vermeye zorlamış , meclislere katılmışlardır...
 
Roma'da patriçi denilen aristokratlar , krallığı atmış  seçmiş seçilmiştir.Bu mutlu ve mutlak azınlığa , pleplerden çöpçüler Spartaküs önderliğinde  kutsal dağa çıkarak direnmişlerdir. Bu grevdi .Roma'yı pislik götürmüş, ve haklar almışlardı .Dert açmışlardı dert verenlere .Kavga sınıfların kavgası olup yedi yüzyıl sürmüş , demokratik hukuk gelişmiştir .
 
***
 
Ortaçağ'ın ağalığı,Yeniçağ'ın krallığı , Fransa Devrimi'nin acımasız direnişiyle yerle bir olmuş, haklar alınmış anayasalarla güvence verilmiştir. Ancak pay alma-vermeme kavgası bitmemiştir .Aynı süreçte  sanayi devrimi de başlayınca sınıfsallığın yerini ulusallık almış ,kavga yeni bir boyut kazanmıştır .Sermayenin "yeni kralları" doğmuştur ,Bunlar ulusal firmalardır . Sorunları, uluslararası firmalarla ve çalışanlardı . Kısa sürede uluslararası firmalarla uzlaşmışlardır. .Çalışanların durumun farkına varması fazla olmamış , sınıfsal savaşımda örgütlenme gereksinimi artmıştır .Sendikalar ve sınıf partileri doğmuştur .Fransa'da Sosyalizmi ,Rusya'da komünizm izlemiştir .Bu, İşçilerin ideolojisi olmuştur .Birinci Dünya Savaşı sermayenin ideoloji  Faşizmi-Nazizmi oluşturmuştur .
 
***
 
İkinci Dünya Savaşı sonrası emek-sermaye alanında uzlaşma artarken sosyal demokrasiyi geliştirmiş,öte yandan büyük sermayenin tekelleşme gayretleri ve bunun yarattığı krizleri yok etme amacıyla G7, G8, G20 konferansları yapılmıştır ."Dünya Ekonomik Güçleri" Dünya pazarlarını nasıl ele geçirebilecekleri konusunda işbirliği yapmayı ummuştur . Toplumsal ve İnsani değerleri umursamadan işbirliği çabalarını ortaya koymuşlardır.
 
***
 
Avrupa ve de öteki  sanayileşmiş ülkelerin hükümetlerinin ortak bir siyaseti vardır, kemer sıkma kararları uyguluyorlar. Öyle ki iktidardaki hükümetin siyasi etiketi ne olarsa olsun hiç değişmiyor. Burjuvazi, bütün ülkelerde, kendisine hizmet edenlerden, devletin kapitalistler sınıfına yardım için aldığı borcun bedelini, kitlelere ödetmek için  dayatıyorlar. 
 
Bu açıklamalar ışığında ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri düşünmek gerek. Vatan sevgisi ve ,ulusal değerlerin erozyona uğratılması çabalarının nedeni budur. Irak' da istikrarsızlığın istikrar haline gelmesi , Afganistan'ın batağa sürüklenmesi,Kaddafi'nin kafasının çekiçle ezilmesinin nedenini  bu gelişmelerde görmek gerektir...
 
Dünyanın tek kutuplu siyasal tablo haline gelmesi gerçeği varken Türkiye'yi bu gelişmelerden ayrı düşünmek , olsa olsa tarihi yok saymaktır ki, bu masaldır.
 
***
 
Ahmet Bey ve Selime Hanım farklı mekanda , aynı zamanda yaşıyorlardı. Ortak yönleri birbirlerini tanımamış olmalarıydı.Bir bayram sabahı uyandılar, ocağa çayı koydular. 
 
Erken alınan maaşın yenilenmesine daha kırk dört gün vardı . Biri kirayı ayırdı sessizce öteki apartman masrafını zarfa koydu. Üniversitede okuyan çocukları gelmişti. Gözleri sevinçten nemlenmişti. 
 
Telefon elektrik su giderleri de kıyıcağa konuldu. Ekmek alıp geliverdi çocuklar . Kahvaltı tek kara zeytinle olmazdı tabii ki. Bayram harçlığı da gerekirdi .Allahtan yurtta kalıyordu birinin ki. Ötekinin gideri buradaki evdi sanki... Bir bayram da böyle geçti...
 
***
 
Kaynayan kazanınızda aşınız eksik olmasın acılardan uzak yaşama çabanız amacına ulaşsın, değerli dostlarım .
 
msgazioğlu 
 
9.Kasım.2011
.
 
 
Toplam blog
: 40
: 956
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Yüreğinize ulaşabilmek ,duygularımı ,deneme , anı , şiir  ve fotoğraflarımı paylaşmak istiyorum ...