Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '10

 
Kategori
Futbol
 

Asıl size yuh!!

Asıl size yuh!!
 

4 sene önce Alkmaar maçında Alex’i, geçen sene Bursaspor maçında Guiza’yı, defalarca Selçuk Şahin’i ve son olarak da geçen Cumartesi günü Fabio Bilica’yı yuhlayan taraftarları esefle ve şiddetle kınıyorum.

Bu kadar akıl yoksunu bir grup taraftarımız olduğu için de utanıyorum. Hatta daha da ileri giderek, bu insanların tespit edilerek Fenerbahçe’nin mabedine bir daha alınmamalarını öneriyorum. Bir insan ancak bu kadar zarar verebilir ve ihanet edebilir gönül verdiği takımına. Gerçi bu insanların ne kadar gönül verdiği de tartışılır. Fenerbahçe’yi seven bir insan bu hareketi yapmaz, yapmamalı..

Fenerbahçe’lilik ayrıcalıktır, Fenerbahçe’lilik her koşulda hep ve tam destek gerektirir. Diğer takım taraftarları kendi oyuncularını, TD’nü, yönetimini yuhlayabilir ama Fenerbahçe taraftarı bunu yapmaz, yapmamalı..Fabio Bilica’yı yuhlayanların hepsini de ben yuhluyorum..

Orada Fenerbahçe’liliğin gereği , yaptığı hata sonucu moral kaybeden oyuncusuna moral vermektir, yani alkışlamaktır. Cumartesi günü akşamı o cahil grup ancak Fenerbahçe düşmanlarından beklenebilecek bir tutum göstermiştir. İşte bu yüzdendir ki, bu insanların tespit edilip Fenerbahçenin mabedine bir daha sokulmamasını talep ediyorum yönetimden.

Eskişehir maçının teknik analizine gelince, Fenerbahçe’nin mevcut oyuncu yapısı ile oynaması gereken şeklin kesinlikle bu olduğunu düşünüyorum. Yani sağ kanadı olduğu gibi Gökhan’a bırakıp, boşa çıkan kontenjan da Mehmet Topuz’un kanattan ziyade ortaya yakın ön libero gibi oynaması, Cristian’ın verdiği güvence ile de hem Emre’nin hem de Topuz’un sık sık ataklara çıkabilmesi hücüm gücünü oldukça artırmakta ve Fenerbahçe sanki rakiplerinden bir kişi fazla oynuyormuş gibi bir görüntü sergilemektedir. Tabii ki bütün bu oluşumun yaratıcısı kendisi 1 kişi olmasına rağmen 2 mevkiilik oynayan Gönüllerin sultanıdır.

Eskişehirspor maçında Semih 2 gol atmasına rağmen Fenerbahçe adına sahanın en kötü oyuncusuydu. (Tabii ki sonradan oyuna giren Kazım’ı değerlendirme dışı bırakarak.). Sanırım Semih yerine Niang oynamış olsaydı çok daha farklı bir skor ortaya çıkabilirdi.

Emre’nin oyundan çıkması ve oyuna giren Kazım’ın sahada sadece hayalet gibi dolaşması ile birlikte oyun tekrar eşit oyuncu sayısına döndü.

Aylardır bir vukuatı olmayan ve son dönemde biraz daha sakin olması ile dikkat çeken Lugano’nun tavrının altında yatan başka nedenler olabilir. Yargısız insaf yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Lugano ve Emre’nin rakibe, hakeme karşı olan hırsları olmasa, oyunda da bu kadar etkin ve agresif olmayacaklarından emin olabilirsiniz. Yani bu adamlardan hem mevcut hırslı ve agresif oyunlarını sürdürmelerini ve hem de hakeme/rakibe karşı hep sakin kalmalarını beklemek hayalcilikten öteye gitmeyecektir.

Sahanın en iyisi tartışmasız, çoğu zaman olduğu gibi yine Gökhan Gönül’dü. Cristian da hatasız ve güven veren oyunu ile sahanın iyilerindendi. Alex ve Mehmet Topuz da çok başarılı oynadılar.

Maçın 6 Kasım’ın yıl dönümüne denk gelmesi, maçta toplam 6 gol olması günün anlam ve önemini bir kat daha arttırdı.

Geçen hafta içerisinde, geçen yılın Avrupa Şampiyonu takımını kendi sahasında yenerek detan yazan ve grubunda 3’te 3 yapan Fenerbahçe basketbol takımı için aslında bir paragraftan ziyade bir sayfa ayırmak gerekir. Bu zafer tüm Avrupa basınında çok ciddi yer alırken bizim basınımızda arka sayfalarda geçiştirilmesi Fenerbahçe’nin medyadaki sevilmezliğini bir kere daha ortaya koyuyordu. Bu zaferin teadüf olmadığını göstermek için yarın Sinan Erdem’de Montepaschi Siena karşısında bir zafer daha gelmeli. Ondan sonra ver elini Final Four , kim bilir belki de Final..

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..