Asıl vesayet

Asıl vesayet.

Uzun süredir devam eden bir tartışma var gündemde, demokrasinin üzerinde askeri vesayet olması gibi, siyasetin üstünde, hukukun üstünde RTE’nin, Baykal’ın vesayeti olması gibi çeşitli vesayetler olduğuna dair karşılıklı suçlamalara tanık olmaktayız.

Bence bütün bunların hemen hemen hepsinin içinde az veya çok bir parça doğruluk payı vardır ama en önemli vesayet bilinçli - ki bana göre bilinçlidir- veya bilinçsiz ve bütün bunların üzerinde onlarca yıllardır Türkiye’nin üzerindeki bağnazlığın, cahilliğin, çıkarcılığın, görgüsüzlüğün, ihanetin vesayeti olmasıdır ki ve asıl tartışılması gereken mesele budur.

Asıl vesayet, bu ülkenin ve insanın sorunlarını gerçekten anlamak ve kendisine has çözümlerini üretme samimiyetinden, özgünlüğünden, bilimselliğinden yoksun, kendi dinamiklerini analiz etmekte beceriksiz, duyarsız, ezberci, ithal, kopyacı aydın monologlarıdır.

Asıl vesayet, bilgisizlik ve eğitimsizlikten kırılan, kendisine ait bir hayat kuramayacak kadar cahilleştirilmiş, köleleştirilmiş ve papağanlaştırılmış insanlardan satın alınan oylarla demokrasi piyesi oynayanlar ve bu piyese alkış tutanlardır, asıl vesayet Ahmet Altan’dır.

Asıl vesayet, 200. Doğum yıl dönümünde Darwin’li kapağı değiştiren Tübitak’ın Bilim ve Teknik dergisinin üzerindeki bağnazlıktır.

Asıl vesayet, ODTÜ’nün binalarını yıkma tehdidinde bulunabilecek kadar küstahlaşanlardır.

Asıl vesayet, demokrasiyi inilecek durağa kadar vasıta yaptıklarını söyleyenleri görmemezlikten gelmeyi içselleştiren demokrasi aşığı ! liberal aydınlardır.

Asıl vesayet, siyasete girdikten sonra Karun kadar zenginleşen, siyasete girmeden önce ancak sıradan hayatları olan insanların bokunda boncuk arayanlardır.

Asıl vesayet, aç karnını doyuramayan, ne kendisinin ne de çocuğunun geleceğine dair umudu olmayan, hastane kuyruklarında hayatlarını tüketirken televizyonlardaki magazin programlarının reytingini patlatan insanlarımız ve bu insanlarımızın sağduyusuna methiyeler düzen “aydınlarımızdır”.

Asıl vesayet, biteviye dış kaynaklı bilgileri tercüme etmeyi marifet ve aydın olmakla eşdeğer tutarak, hala yeni bir şeyler söyleyemeyen, aslında hiçbir zaman da söylememişlerin bu kadar pespayeliğin arasında hala umut pompalamalarıdır.

Asıl vesayet, cahillik ve onun kardeşleri gaflet, dalalet ve ihanettir.