Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

26 Ocak '07

 
Kategori
Mizah
 

Asimo

Asimo
 

Son yirmi yıl içinde bilgisayar ve bilişim teknolojisi o denli gelişti ki, Nasa'nın Ay'a insan gönderdiği 69'daki bilgisayarların daha hızlıları evlerimizde var oldu. Herkesin cebinde mutlaka bir banka kartı vardır. Borcunuzu ödeyemediğinizde yine bir bilgisayar, uyarı yazınızı otomatik yazıp, adres defterini karıştırıp, doğum gününüzde size "mutlu yıllar" dileyen menüden adınızı ve soyadınızı bulup, oradan adresinizi alıp mektup kağıdını doldurur, üzerine adresinizi yazar ve postaya verir. Sizin borcunuzu neden ödeyemediğiniz onların umurunda olamaz çünkü makinalara henüz ruh verilmemiştir. Geçenlerde bir bankada rastladım. İnterneti olan bilgisayara masa sandalye koymuşlar, "isterseniz işlemleri buradan yapalirsiniz" yazan bir levha; konuşuyor da...

Asimo yürürken şimdide koşma tecrübesi için kolları sıvamış. Cebinizden kibritinizi çıkarıp sigaranızı yakmanız tam on iki adet sinir uyarısı gerektiriyor; başarılan çok büyük bir yol. Robot kelimesi doğal olarak Asimoyu çağrıştırırken gündelik yaşamımızda robotlarla kuşatıldığımızı unuturuz. Örneğin, eskiden köşesi yanık bir mektup beklerken şimdilerde adı "mail" oldu. Bankaya gidip veznedarla sohbet edip maaşınızı alırken, şimdilerde sizden önce, kredi borçlarınız daha siz uyurken hesabınızdan çekiliverdiğini görüyorsunuz. Telefon etmek için saatlerce sıra beklediğiniz telefon kuyruklarından, cebinizde taşıdığınız telefonla artık hayatınıza birini daha almışsınız demektir. Üstelik geveze, üstelik alıngan, üstelik benmerkezci: Yani cep telefonu. Açık kalsa huzur vermez, kapatsanız alınır; "hep telefonun kapalıydı": Kaşlar kızgın, çatık. Uzun konuşsanız insan sağlığını bozma riski var.

Kullandığınız her türlü elektronik eşyanın bir geriye sayan kronometrisi var. Hastalanacağı zamana göre garanti süreleri olmalı. "Televizyonunuz lambalı ise kesinlikle size bahsedilen ömrün altında renkleri solacaktır" dedi mağazada çalışan genç satıcı.

Canlı görüşüp konuşulabilen messenger gibi programların koku duygusunu öldürmesine; halbuki kokusuzluk, bir eksik olmak yaşama dair "beşten".

Asimo birde korkmayı bilmezmiş. Korkmayı bilmeyen, hayal kırıklığını da biliyor olmamalı.

Hayal kırıklığını biz insanlara çok iyi öğretir yaşam. Hayal kırıklığı, sanıyorum beklenin dışındakiler olmalı; kötü olmalı. Sonrasında kendini yeni olana hazırlama olmalı.

İstanbul toplantımız sonrasında sanki az da olsa hayal kırıklıkları yaşanıyor. Keyifsizlik sezinliyorum eskilerde. Yazıları akmaz oldu sayfalarda eskisi gibi. Arayanlarda olmasa...

Birbirimizi eleştirirken kırmaya mı başladık yoksa?

Asimo hata yapmasın diye programlanmış. Ne yazık ki ben, tüm insanlar gibi, hatalarımla programlandım: Üstelik kendimi upgrade etme hakkım var:))

Sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..