Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aşırı yoğunluk nedeniyle

Aşırı yoğunluk nedeniyle
 

Haydarpaşa Garı henüz kamuya açıkken...ezgi umut


Baktım yazdıklarım pek de okunmuyor, bi arkadaşın yorumundan esinlenerek yemek tarifleri konusuna yoğunlaşayım dedim. İlk aklıma gelen de börek oldu elbette, en kolayı. Aslında kağıt kebabını çok güzel pişiririm ama... Şöyle güzel bir ıspanaklı kol böreği tarifi vermek. Ama börek yapmam lazım ki fotoğrafını çekeyim ve bloğuma iliştireyim. Bilirsiniz genelde kendi çektiğim fotoğrafları kullanmaya çalışıyorum yazdığım bloglarda. Bu da zor geldi açıkçası. Bizim minicik fırında o ıspanaklı kol böreği olmaz. Olsa da şanından çok şeyler yitirir.Şöyle ortadaki göbekten itibaren sarmal olarak açılan yufkalardan örülmüş bilek kalınlığında güzel kızarmış bir börek. Bilenleriniz vardır hani, o mahalle fırınlarına sini sini börekler giderdi bi zamanlar pişsin diye. Çocuk halimizde kolumuzu ne kadar açarsak açalım, leğen kemiğimize yaslasak da bir ucunu, diğer ucuna parmaklarımızın erişemeyeceği kadar geniş çaplı kalaylı güzelim bakır siniler. Sonra kızarmış börekler gelirdi sofraya. Çıtır çıtır. Çocuk olmak ne güzelmiş...

Sonra bi yakınımın mezarından dönüyorduk tam da yeni toprağa vermişiz içimizde yoksunluğun acının ve gelecekte bekleyen ölümün kaçınılmazlığının korkusunun ürpertici rüzgarları eserken Beylerbeyi'nden geçiyoruz. Baş sağlığı ve sabır dileyenlere bi şeyler sunmak gerek. Arabayı durdurduk. Leyla ( Erbil değil) ile birlikte hemen oracıktaki Boşnak Böreği yapan börekçiye daldık. Meğer annemin ıspanaklı kol böreğinden daha da çıtırdak börekler varmış. Ağzınıza atınca eriyiveriyor, fazla yağlı olduğundan sanırım. Bu da bir anı işte.

Yitirdiğimiz İstanbul'u yazan yitirdiğimiz değerlere özenip onlara ışıklar içinde yatın derken bi şeyler yazma çabası, geçmişle ilgili. Geçen yıl Başkent Üniversitesi kültür yayını olan Bütün Dünya dergisinde yazılarını zevkle okuduğum Eser Tutel Beyefendi de yok artık. En son yazısındaydı sanırım elli altmış yıl öncesinin muhalebicilerini anlatmıştı. Nasıl güzel bir anlatım, bayılmıştım. Işıklar içinde yatsın. Kendisi ile ille de bi söyleşi yaparım diye koştum kitaplarını aldım. "Gemiler..Süvariler...İskeleler" İletişim yayınlarından. Bu seride uzun yıllarını sanırım 30 yılını verdiği bir çalışmanın son ürünü. Bir solukta okumuştum. O kitapta bir yandan da sevgili Leyla Erbil' in öykü kitabındaki -Hallaç mıydı kitabın adı anımsayamadım - o muhteşem öyküsünün kahramanı yandan çarklı Şirket-i Hayriye vapurunun izini arıyorum. Ne vapurdu ama asi, boyun eğmeyen kendi bildiğini yapan, vapur bile olsa bayılmıştım...

Uzatmayayım. Eser Tutel'e yazdığım mesaj, dergide, Bütün Dünya'da yayınlanmış bi arkadaş uyarınca gördüm. Demek ki o sıralarda hastaydı. Işıklar içinde yatsın.

Hangi sözcük rüzgarı attı bilmiyorum ama börek aramalarım sırasında Yeşilay kurumunun Gebze sayfasında Yeşilay böreği diye bir tarif olduğu bilgisine ulaştım bu arada ama...

Aşırı Yoğunluk Nedeni ile Sayfaya Erişilememektedir. Lütfen Daha Sonra Tekrar Deneyiniz.

çıkmasın mı karşıma. Ramazandır normaldir dedim. Herkes bu meşhur börek tarifesinin peşine düşmüş olmalı.

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..