Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '18

 
Kategori
Çocuk Sağlığı
 

Aşıyı Red Hakkı

Aşıyı Red Hakkı
 

Aşı yaptırmayı reddetmek özgürlük hakkı sayılır mı?
 
Türkiye’de 23 bin ailenin çocuğunu bulaşıcı hastalıklara karşı aşılamayı reddettiği saptanmıştır. 2019 yılının ilk dokuz ayında ise kızamık vakaları önceki yılın aynı dönemine kıyasla 5.2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı.
 
Ana babanın çocuk üzerindeki iradesi dokunulmaz mıdır? Aşıyı reddetmek çocuğun anası babasının bileceği iştir demek bence çok temel bir insan hakkının gaspına bahane vermektir. Sağlıklı yaşama hakkı vazgeçilemez bir insan hakkı değil midir? Ayrıca, aşıyı reddetmek sadece çocuğun bireysel varlığını ilgilendiren bir durum değildir. Aşısız insan sayısı arttıkça ciddi bir toplum sağlığı sorunu oluşur. Çünkü, aşı genellikle bulaşıcı hastalıklara karşı öngörülmüş koruyucu bir tedbirdir. Nitekim Avrupa’da aşı reddi modasından dolayı şimdiden ölümlü kızamık vakaları görülmeye başlamış bile.
 
Aşıyı reddetmek bilmişlik kibridir; ya diplomalı cehalettir ya kör kaderciliktir. Hani haddini bilen diplomasız cahil bu konuda bir fikir yürütemediği için iradesini devletçe yürütülen bilimsel toplum sağlığı politikalarına teslim eder. Bu teslimiyeti kırmak içinse bazı aşılarda koruyucu madde olarak domuz yağı kullanıldığı bilgisi yaymakla dini kaygı yaratılmaktadır. Bir diğer korkutma yalanı olarak da bazı aşıların içerdiği alüminyum katkısının alzheimer, yani ‘anlık hafıza’ hastalığına neden olduğu haberi yayılmaktadır. Oysa alzaymır ile alüminyum fazlalığı arasındaki doğrudan veya dolaylı bağlantıya bilimsel kesinlik kazandırılmış bile değildir. Ola ki bir bağlantı olsa bile aşının içerdiği alüminyum miktarıyla olmadığı kesindir. Olaydı ortalık gencecik alzaymır hastalarından geçilmezdi. Bir çocuğun 1 yaşına gelene kadar yapılan bütün aşılardan aldığı toplam alüminyum miktarı, BİR adet derin deniz balığında (levrekte, barbunda) bulunan alüminyumdan çok daha azdır.
 
Diyelim ki ben çocuğuma aşı yaptırmayı reddettim. Çocuğum kızamıktan ölürse ben hukuken ne kadar sorumlu olurum? Hukuk sorumsuz bulursa hangi vicdan bu hükmü onaylar?
 
“Ben aşı yaptırmam!” demek de bir özgürlüktür elbet; ancak bu özgürlük koşulludur. Aşı yaptırmayan toplumsal ilişkilerini de dondurmalıdır; en azından salgın geçinceye kadar... Hani bulaşıcı olmayan hastalıklarda neyse de bulaşıcı olanlar için koşulsuz özgürlükle aşıyı reddetme hakkı oluşmaz. Bulaşıcı hastalık aşıları ya zorunlu tutulmalı ya da aşıyı reddeden kişi toplumdan soyutlanmalıdır. Bunun hukuki gerekçelerini ve yaptırımlarını belirleme TBMM görevidir. Hele de şu Covid-19 salgını sırasında ivedi bir görev olmuştur.
 
Ancak, bireysel iradeyi hepten dışlayan yasakçı bir zihniyetle sunulacak yasal çözüm; aşı karşıtlığını gidermez, tersine daha da güçlendirir. İnsan inançla kaderine sarılmışsa işte onu kendi inanç kaynağı dışındaki hiçbir toplumsal varoluş gücü ikna edemez. Gene de inançsal görüdeki inat bile özgür bırakıldığında kendi tarihsel deneyimleriyle evrilerek bilimsel gerçekliğe tutunmaya başlar. Bu yüzden ceza yaptırımlı zorunlu toplumsal aşılamayı uygun bulmam. Sadece, salgın hastalık aşılarını yaptırmayanlara, en azından salgın nedeni giderilinceye kadar bazı toplumsal yaşam kısıtları getirilmelidir. Muharrem Soyek
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..