Aşk! Ah… Minel Aşk…!

 Yani her şeyden önce aşk gelir!

Bazıları da soracaklardır : “Yahu, nedir bu aşk ? Yenilir mi… Yutulur mu? Yoksa , yutulduğunda, insan hasta mı olur…” Nasıl anlatacaksın bu salaklara … Bırak düştükleri yere kadar gitsinler.

Bazıları “Allah aşkına…!” diye tuttururlar. Onlar da kendilerinden geçmiştir ama aslında nereye gittiklerini bilmeyen  Ahu-zadelerdendir… Gerçek Tanrı aşıkları Yunus gibi bir Dergaha kırk yıl odun taşırlar…

Mevlana gibi, Şems gelince ayağına  varırlar…

Gerçek aşık olanlar artık kendi kendilerinde değildirler… Sevdiklerinin çevresinde pervane olan  uçuculara benzerler. Dön Allah dön! Meğer ki sevdiğine varasın.

Ama gerçek aşk’ta seven sevdiğine rahatlıkla çıkarıp kalbini verebilir: Nasıl mı? Dinleyin…

“Kız açık kalp ameliyatı olacaktır. 5 dk kala sevgilisiyle vedalaşır.
“İyileşeceksin Sevgilim. Merak etme… Seni seviyorum…”
“Ben de seni…”
*
Kız ameliyattan çıkar, karşısında babasını görür.
“Sevgilim nerede?”
*
Baba üzgün bir şekilde:

“Sana kalbini verenin kim olduğunu sanıyordun?”

Kız ağlamaya başlar.

“Şaka lan salak. Hemen işi Türk filmine bağlama.
Tuvalete gitti; gelir birazdan…” (İnternet: Sezen Özol’dan)

İşte aşk bunun gibi bir şeydir. Hemen kalbini sunuverirsin sevdiğine. Ondan sonra da tabii salak sen olursun.

……………………………

Aşık oldun mu, işte ancak o zaman, şarkılarla şiirlerle ünsiyetin artar. Ah bir yazabilsem de sevgilimin kolçağının cebine koysam diye, dövünüp durursun. Eğer çevrende bir Cyrano de Bergerac yoksa, yandın gitti, ondan sonra eli enseye atıp, şarkıyı senin söylemen gerekir. Eğer benim gibi sessiz biriysen, artık talihine küs… Ama sen yine de Hamiyet ablanın şarkısını bir dene:

“Gezdiğim dikenli aşk yolarında
Elimden bir kırık saz geldi geçti
Kara talihimden yine bu yılda
Baharı görmeden yaz geldi geçti

Adını andıkça titrerim hâlâ
Var mı benim gibi aşka müptela
Muhabbet denilen püsküllü bela
Sanmayın başımdan az geldi geçti.”

Tabii, bunlar bizim zamanımızın, ince aşk şarkıları. Şimdi olsa, sevgililerine millet hangi şarkıcıdan mülhem, şarkılar söylerlerdi bilmem… Gülşen’den mi; yoksa Yalın’dan mı… Mutlaka şimdi de güzel şarkılar vardır da… Bence bizim zamanımızın Aşk şarkıları daha bir damardan..

“Muhabbet denilen püsküllü bela
Sanmayın başımdan az geldi geçti.”

Kıssadan hisse, daha başka ne söylenebilir ki…