Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk çiçeği su ister

Aşk çiçeği su ister
 

benden


"Masal bu ya!" deyip de geçmeyin. Masalın kendisi hayalden bile gerçek dışı olsa da, masalın içine saklanan bir gerçek okuyanın ve dinleyenin hayali olmak ister.

Günün birinde Çiçek’le Su yakınlaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri gide gele güzel bir dostluk oluşur aralarında. Gel zaman, git zaman bu dostluktan Çiçek o kadar mutlu olmuştur ki, mutluluktan içi içine sığmaz olur; o kadar ki Suy'u özüne katmak ister ve anlar ki artık Su'ya âşık olmuştur. 

İlk kez âşık olan Çiçek, etrafa güzel kokular saçar, "Sırf senin aşkına ey Su" diye diye... Çiçeğin gittikçe güzelleşen renkleri ve açımıyla birlikte saldığı aşk kokuları öyle bir zaman getirir ki, artık Su da Çiçek'e karşı kendini coşturan aşka benzer şeyler hissetmeye başlamıştır. Ancak Su ilk defa âşık oluyordur; âşık olunca ne yapılır bilemez. Öyle sersem sersem döküle saçıla Çiçek'i seyre dalarak önünden akar geçer. 

Günler ve aylar birbirini kovalar ve Çiçek “acaba Su beni seviyor mu?" diye endişelenmeye başlar. Çünkü Su Çiçek’e hayranlıkla baksa da ona hiç dokunmadan akar durur... Oysa Çiçek aşkından deli divane açılıp saçılmaktadır. Halini Su’ya arz eder.

Çiçek, Su’ya "Seni seviyorum” der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve Çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de; deliler gibi seviyorum" der. Çiçek sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler... Çiçek beklerken Su aşktan deli divane yanından akar geçer. Çiçek’e hayranlıkla bakarak, fakat ona hiç değmeden ağzı açık akar geçer… Artık öyle bir duruma gelir ki, Çiçek koku saçamaz olur. Bir umutla Su’ya bir kez daha "Seni seviyorum." der. Su da ona "Söyledim ya hayatım ben de seni seviyorum" der ve bir öpücük üfleyip el sallayarak gene akar geçer.

Bir gün gelir Çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır. Çiçek anlamıştır ki artık ölecektir; son kez zorlukla başını Su’ya döndürerek der ki; "Seni ben gerçekten çok seviyorum." Aşk ile sevdiği Çiçek’in bu hazin durumuna çok hüzünlenen Su bir çare verir diye çiçek doktorunu çağırır. Doktor gelir ve Çiçek’i muayene eder. Su'ya bakıp şöyle der doktor: "Hastanın durumu kritik, en çok bir günü kalmış." 

Su ağlamaya başlar; “çaresi yok mu doktor, elini ayağını öpeyim bir çare ver! O benim ilk aşkım…” Doktor Su’ya dönüp de, “çare sensin” deyince afallayan Su şaşkın bir dökülüşle, “Nasıl yani?” diye sorar. 

Bu kez doktor bir an şaşkın baka kalır Su’ya. Sonra Su’yu bir kenara çekip kulağına der ki, "Çiçek’in bir hastalığı yok dostum; sadece sana olan aşkından dolayı çok susuz kalmış; solup, bükülüp yatağa düşmesi ondandır. Anlaşılan sen aşkın körlüğünden aşkın ihtiyacını göremez olmuşsun… 

Su anlamıştır artık; aşk ile sevdiği Çiçek’e kuru kuruya "Seni seviyorum" demesi yetmemişti... Ve her âşık bilmeli ki kendini bir yaşam kaynağı yaparak sevgilisine ikram edemiyorsa aşkı dermansız kalıp ölecektir… Belki de bunu hatırlamak için sevgilimize çiçek alırız. Çiçek gibi sevgililer de bunu hatırlatmak için âşık oldukları adama kendi kokularını hediye ederler; hani kokuyu duyumsayan, çiçeği anımsar ve sevgilisi solmasın diye ona “su” olur; hatta aşkta su olmak da kesmez, toprak da olunmalı; toprak gibi vefalı ve güvenli... Bu masalın gerçeği olmalı insan. 

***
Her aşk ilişkisi gönül bağlarında bakımlı bir bahçe olmak ister. Eğer gönlümüzde bir aşk bahçesi yeşertip bezemek istiyorsak sevgilimizin can suyu olabilmeliyiz... 

Aşkın sevgi bahçesi bakım ister, taze baharla şenlik ister. Bu yüzden aşkı gönül bahçesinde ağırlamak isteyen hep yeni sevgi tohumları ekmeli ve nefret otlarını ayıklamalı...

Aşkın mutlu edici büyüsünü canlı tutmak için onun nazlarını ve piyazlarını anlamalı ve aşkın kendine özgü sadece iki kişilik paylaşım bencilliğini onurlandırmalı. Eğer sizi mutlu canlar yapan bilgiye erdirmişse, aşkın günahı sorulmaz... 

Kaç zamandır âşık olduğunuzu unuttuysanız eğer, aşkınızı zamana küpe yapın... 

Yeni âşık olduysanız eğer, aşk çiçeğiniz görkemli olsun; sakın onu sevginizle sulayıp saygıyla koklamayı ihmal etmeyin... 

Hâlâ âşık olma umudunda bekleyenlerdenseniz, telaşlanmayın, koşuşturmayın, fakat biraz kımıldayıp yaşamı güzelleştirmeye çalışın. Eğer yaşam yollarınızı aşk ile bezeyerek yürürseniz, gönlünüzde ağırladığınız aşk memnuniyeti ölçüsünde uygun bir insanı size âşık edecektir...

Muharrem Soyek
 

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..