Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '15

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk da bir alışveriş

Aşk da bir alışveriş
 

Aşk, iki taraflı bir alışveriştir.


"Rus kadınlar öyle baştan çıkarıcı ki, direnemeyeceksiniz."

Yukarıdaki söz internet sayfalarında rastadığım bir reklam bağlantısından.

Çoğumuz dün gibi anımsarız. Komünizm sonrası Sovyet ülkelerinde bir anda ortaya çıkan ekonomik sorunlar nedeniyle çoğu Rus olmak üzere durumdan etkilenen ülke kadınlarının Türkiye'ye büyük ilgi gösterdiği bir dönem vardı.

Onların kültüründe kadın bir yanıyla her kültürde olduğu gibi kadın, yani dişiydi öbür yanıyla da uzun zamandır üretimin bir parçasıydı. Komünist sistemde konu çalışma olunca kadın - erkek ayrımı yoktu.

Yine komünist sistemde dini inançların yeri de neredeyse yok gibiydi. İnsanlar bir taraftan üretime katılırken öteki taraftan doğal fizyolojik gereksinimlerini karşılamaktan geri durmuyor, bunu da o kültüre uygun ve rejimin elverdiği yol ve yöntemlerle gerçekleştiriyorlardı.

Onlar için cinsler arasında dinin sınırlayıcı etkisinden ziyade düzenin kurallarının sınırlamaları söz konusuydu.

Temel gereksinimlerinin çalışmalarına karşılık devlet tarafından karşılandığı düzen yıkılıp kapitalizm soğuğu bir anda etkili olmaya başlayınca ve onlar için en temel gereksinimlerini karşılamalarına olanak sağlayacak yeni iş alanları bulma sorunu baş gösterince, yani çöken komünist blok bu anlamda etkisiz kalınca kadınlar, yaşadıkları topraklarda iş bulamaz hale gelince, ya da kendi ülkelerinde boğaz tokluğuna çalışmak yerine daha iyi işlerin ardına düşünce yolları kendilerine en yakın olan ülkelere ve onlardan biri olan memleketimize düşmüştü. Pek çok kadın, mağazalarda, konfeksiyonlarda, lokantalarda, kafelerde ve benzeri yerlerde çalışmak umuduyla sınırları aşıp girmişlerdi ülkemizden içeri.

Gelmiş ve cinsler arası etkileşimin kısıtlı olduğu bu ülkede erkek cinsinin çok farklı beklentileri ile karşılaşmışlardı.

Bu iki farklı kültürün farklı cinsten insanları için orijinal etkileri ve sonuçları olan bir fenomendi. Gelenlerin de, karşılayanların da ufkunu farklı yönlere doğru genişletecek gelişmelerin başlangıcıydı.

Elbette mağazalar, restaurantlar, kafeler ucuza çalışacak eleman arıyorlardı ama bazıları da eğlenmek, hoşça vakit geçirmek için ülkemizde kolayca bulamayacakları kadın arkadaş bulma derdindeydi.

Bu onların çoğu için zor bir şey değildi. Onlar yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi seviyorlardı. 

Kendilerine gelen teklifleri reddetmediler. Aksine bundan hoşlandılar.

Bir kısım insanların sırf bu güzel ve bakımlı bayanlarla birlikte olmak için fiilen çeşitli işlerde çalışanlara verdikleri paralardan fazlasını verdiğini görünce de bu güzel Rus kadınlarının bazıları bu birlikte olma işini meslek edindiler.

Anadolu'nun geleneksel kültürü ile büyümüş erkeklerimizden bazıları çevrelerini de ürkütmeden gizli, saklı görüşmeye başladılar komşudan gelen kadınlarla. Onlardan gelen talep arttıkça arzda da artış oldu. O ülkelerdeki kadınlar Türkiye'ye gelip dönenlerin getirdiklerine, söylediklerine bakıp "biz de kazanalım" diyerek yollara düştüler.

Bu işte dönen para miktarı artınca güç sahibi bazı çevreler duruma dahil oldular. Kadınların pasaportlarına el konulduğu, kadınların istekleri dışında zorla çalıştırıldığı haberleri düşmeye başladı gazete sayfalarına.

Alkolik, hasta eşlerine, yakınlarına, ebeveynlerine bakmak için ülkemize gelen kadınların bir kısmı kendi ülkesine göre çok iyi paralar kazanıp dönebilirken, diğer bir kısmı çeşitli şekillerde baskı gördü, sınır dışı edildi, çeşitli hastalıklara yakalanmaktan kurtulamadı.

Rahmetli Kemal Sunal'ın da oynayacağı, ancak filmin çekimi için giderken yaşamını yitirdiği Balalayka filmi o acıları dile getirmek için, olayın her iki ülkedeki gidişatını ve etkilerini sahneye taşımak için "motor" demişti.

Sonraları bir Rus kızına aşık olan gencin öyküsü de başka bir filme konu oldu.

Hala kırsal kesimde babalarının - annelerinin seçtiği insanlarla evlenen, evlendikten sonra da cinselliğin konuşulmadığı bir toplumda kendine göre bir aile yaşamı kuran kimi insanlar bir yolunu bulup cinsel kültürleri bizimkilerle karşılaştırılmayacak kadar farklı yerine göre zengin ve rahat olan, giyim kuşamları, duruşları ve tutumları farklı bu kadınlar karşısında fırtınaya tutulmuş teknelere döndüler.

O tekneler yalnız ve sahipsiz değillerdi kuşkusuz. O tekneleri sallayan fırtına, onlara bağlı ve bağımlı olanları da sallamaya, çeşitli aile sorunları yaşanmaya başladı.

Kendileri ile görüşme fırsatı bulan arkadaşlarımdan öğrendiğim Rus kadınlarının kendi değerleri anlamında dürüst, yalan konuşmayan ve bir iş söz konusuysa aldıklarının karşılığını veren kimseler olduğuydu. Onlar kendi zengin kültürlerinin politik değişim nedeniyle yoksullaşmış insanlarıydı. Onlar asil bir ırkın mensuplarıydı ve yoksulluk bu asaletlerini zedelememişti.

Türkiyeli erkeklerin bir kısmı onlara bağlanıp aşık oluyordu. Belki yakınlaşmalar onlarda da zaman zaman duygusal rüzgarlar estiriyordu ama esas olarak ilişkiler karşılıklı çıkarlar üzerine kuruluydu.

Bir alışveriş vardı ortada ve bu üçüncü kişilerle bizim yaşam kurallarımızı bazen ciddi anlamda rahatsız ediyor olsa da, iki taraf için de iyi bir alışverişti.

*

Her kültürde kadınlarla erkeklerin birliktelikleri kendi çaplarında ve kendi içlerinde bir alışveriş değil midir?

Flörtler de, arkadaşlıklar da, uzun ya da kısa süren evlilikler de aslında birer alışveriş.

Elbette alışveriş deyince akla gelen ilk şey paradır ama çoğumuz unutmuş olsak da trampa da bir alışveriş türüydü vaktiyle.

Birilerimiz, bir şeyler karşılığında bizde olan bir şeyleri vermeye ikna ediliriz. Bu verilenin ya da sunulanın birinin diğerinden çok daha önemli ya da değerli olmasıyla değişmez.

Bazen bir gülümseme için bile karşılık bekleriz, bazen elimizde avucumuzda ne varsa gözümüzü kırpmadan veririz.

Aşk, sevgi bu süreçte işin tadını, kokusunu etkileyen baharatı olur belki.

Ama sonuç olarak her koşulda bir alışveriş gerçekleşir.

Taraflar için iyi ya da kötü bir alışveriş.

Ve her alışveriş gibi böyle önemli bir konudaki alışverişin de çeşitli türlerden çeşitli etkileri ve sonuçları olur. Hem alışveriş taraflarına, hem de tarafların taraflarına.

18.11.2015

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..