Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk durmaz (birinci bölüm)

Aşk durmaz (birinci bölüm)
 

O kadar genç ve kendini güzeller güzeli gören ve zekasına güvenen biriydi ki; yanılgı, hata ile ilişkili hiçbir şeyde onun dahli olamazdı. Okulu birincilikle bitirdi Yağmur, kızların birinciliği alkışlanır gibi yapılsa da hep kıskanılırdı nedense.

Yağmur bu birinciliğinin semeresini derhal iş bularak gördü, bir fabrikanın üretim planlama bölümüne mühendis olarak girdi. "Hayatla, gerçek hayatla ilk karşılaşman olacak" demişti hoca, onun sanki başka adı yoktu, hocaydı, Yağmur kendisine ilgisini bilirdi, hoşuna da giderdi bu ilgisi hocanın, iyiydi hoca, baba adamdı. "Haklıymış hoca" diye geçirdi içinden, "okula hiç benzemiyor iş hayatı". Her şeyi sanki ilk kez görüyor gibi öğrenmeye ve anlamaya çalışıyordu Yağmur.

Bu ilk gününü çıktığında Evren’e anlatacaktı, hala okuyan sevgilisine. Hoca Evren için "bu geri zekalı ile nasıl çıkıyorsun, adam sekiz yıldır okulda hala diploma alamamış" derdi, hocaya bu sözleri için kızardı. Evren onun için akıllı, zeki ve en önemlisi güvenilir biriydi.Akşam buluştuklarında heyecanla işindeki ilk gününü, yeni arkadaşlarını, fabrikadaki makine ve tezgahları anlattı. Evren onun bu heyecanlı anlatışını yüzündeki heyecanlı gülümseme ile dinliyordu. Yağmur anlatırken sık sık kısım şefi Baran’dan fazlaca söz ettiğinin farkına vardı. Evren de "Kim yahu bu Baran ne çok etkilemiş bir günde seni" dedi. "Adam kısım şefi kırk yaşlarında İTÜ mezunu bir mühendis, çok bilgili benimle de özel olarak ilgilendi, acemi olduğumu yüzüme vurmadan yaptığım yanlışları gülümseyerek düzeltti , diğer çalışanlar da çok seviyor" deyiverdi. Ama için için adam ilk günden Yağmur’u etkilemişti.

Yağmur deli dolu bir kızdı. Üniversiteyi bitirinceye kadar o kadar çok sevgilsi olmuştu ki, o nedenle de biraz şımarıktı. Babası kızının yetişmesi konusunda oldukça özgürlükçü davranmıştı. Ana fikri verince detayları insanın kendisi halleder düşüncesi ile, kızına ana fikri verdiğini düşünüyordu. İlk sevgilisi ile çıkarken babasına haber vermişti Yağmur, henüz onaltı yaşındaydı. Çok kısa sürmüştü bu ilk aşk, çocuğun aptallığına tahammül edememişti. İkinci ve diğerleri hızla geçti , ta ki on sekiz yaşında Yavuz karşısına çıkıncaya kadar yaşına. Yavuz maço, külhanbeyi, liseden terk ama Yağmur’a inanılmaz özgün ve çekici gelen biriydi. Genç kızlığının emanetini ona teslim ettiğinde hiç pişmanlık duymamıştı ve hatta alışılagelmiş "Benimle evlenecek misin Yavuz?" sorusunu bile sormamıştı. Babası ile durumu konuştuğunda, babasının o babacan yaklaşımı ile anladı ki kendi verdiği kararlardan dolayı artık irdelenmeyeceği bir yaşa gelmişti. Onun erişkin olduğunu düşünüyorlardı.

Evren’in "hadi eve gidelim" demesiyle kendine geldi yağmur, dalıp gitmişti. Evren anne babası ile yaşıyordu , uzun süredir anne babası evden gittiğinde , doyasıya sevişiyorlardı Evren’in anne babasının evinde. Evrenin sevişmelerinden inanılmaz bir haz çıkarıyordu Yağmur. En çok sevişirken Evren’in hiç ama hiç konuşmadan vücudunun her köşesini öpüp koklaması hoşuna gidiyordu. Kendi çığlıklarının ise Evren’i iyice coşturduğunu biliyordu. Bazı günler yataktan çıkmadan beş kez orgazm olduğunu biliyordu. Bugün nedense sevişirken çığlık atmadığını, ve Baran’ı düşündüğünü fark etti. Utandı, korktu. Evren yine aynı ve tutku ile ellerini ve dudaklarını vücudunda dolaştırıyordu.

Bir haftadır işe gidiyordu. Bir haftadır Baran’ın parfüm kokan tenini yanında buluyordu. Ne biliyorsa anlatıyordu sanki Baran. Bu ilginin hoşuna gitmesine şaşırıyordu Yağmur. Evrene ile ilgili kalbinde hiçbir şüphe yok iken bu duruma anlama vermekte zorlanıyordu. İş çıkışında Baran'ın yanında yürüdüğünü fark etti, ve tam karşıda Evren bekliyordu kendisini, hiç iş çıkışında beklememişti Evren, şaşırdı. Bir yandan Baran ile konuşuyor diğer yandan Evren’e bakıyordu. Yolu geçtiklerinde her ikisi de Evren’in yanındaydılar. Evren Baran’ı görünce gülümseyerek elini uzattı "merhaba Mustafa ağabey" dedi, Yağmur şaşırmıştı, “tanışıyor muydunuz “ sözleri çıktı ağzından insiyaki olarak. "Tabi" dedi Baran "az matematik çalıştırmadım ben kerataya" sonra Evrene’e dönerek "saniye hanım teyze ne yapıyor" diye sordu. Evren iyidir ne yapsın, bizlerle uğraşıyor, "Bitti mi okul" diye sorunca Baran, Evren kızararak "yok be abi ne gezer" dedi. Bir an Baran duraksadı "Ya siz tanışıyor musunuz" diye meraklı gözlerle, Yağmur ve Baran’a baktı. İkisi de gülümseyerek yere bakınca "evet anladım sizler sevgilisiniz" dedi sevecen bir tavırla. Evren’de ilginç bir rahatlama sezdi Yağmur, Baran ağabeyi ve Yağmur sevgilisi, tehlike kalmamıştı.

O gece birlikte bira içmeye gittiler, saatlerce güldüler, konuştular. Yağmur artık iş yerinde de güvence altındaydı.Yağmur ikinci biradan sonra efkar bastığını hissetti, nerene çıkmıştı bu tanışıklık sanki, Baran ile Evren’in ağabey, kardeş ilişkisi içerisinde tanışık olmalarından pek hoşlanmamıştı. Baran’ın kendisinden on sekiz yaş büyük olduğu aklına geldi, adamın kendine yaklaşması veya kendinden hoşlanması ihtimali var mıydı? Evlenmiş ayrılmış çocuğu olmayan, esmer yağız bir adamdı. Şımarıklığına kızıyordu Yağmur. Hoşlandığı her şeyi ele geçirme arzusunun onu adama doğru çektiğini hissediyordu.

Gece bitmişti, çakırkeyif bir vaziyette sokakta yürümeye başladılar, ortada Yağmur, iki yanda iki erkek. Baran Yağmur’un saçını okşayarak "Evren bu kız çok zeki, elinden kaçırma" dedi. Evren dili dolanarak "kaçmaz ağabey, kaçmaz, ben de kaçırmam merak etme" derken, Yağmur bir an Baran’la göz göze geldi, birbirlerine gülümsediler. Yağmur Baran’ın gözlerinde sanki bir ah sesi duydu. "Ah" diyordu "ah sen ne güzel bir şeysin öyle" diyordu gözleri. Belki yanılıyordu Yağmur, hissettiği yalnızca bir amirin onu kutsamasıydı. "Ne salakça bir laf kutsama" diye düşündü, güldü.

Otobüs durağına yaklaşıyorlardı, Evren eve otobüsle gidecekti, bu gece Yağmur da eve gidecekti. Evren “seni bırakayım öyle eve giderim “ dedi Yağmur’a , Baran “sen yorulma ben de o yöne gidiyorum be bırakırım” dedi, Yağmur bir an ferahladığını hissetti, Evren’i otobüse bindirip kendi otobüslerini beklemeye başladılar. Konuşmadan duruyorlardı, durakta bir kişi daha vardı. Otobüs geldi, bindiler, bu son otobüstü ve boştu. Yan yana oturdular hala konuşmuyorlardı, sonra bir anda ikisi birden “Evren” diyerek birbirlerine baktılar, sonra kahkahalarla gülmeye başladılar. Gülmeleri bittiğinde Yağmur’un ineceği durağa gelmişlerdi, inerken şoförün onlara ters ters baktığını gördüler.Kahkahaları yürüken de devam etti, Yağmur evlerinin önüne geldiğini fark etti, “geldik” dedi ve elini Baran’a uzattı Baran elini uzatırken hafifçe yaklaştı, Yağmur’un dudağına bir öpücük kondurdu. Ve Yağmur...

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..