Aşk enkazları..

''Enkazdan başka elimde hiçbirşey kalmadı, halen o döküntüleri temizleyemedim'' diyordu bir bayan arkadaşım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde yapılmış içten bir itiraftı bu.

İlişkisini uzun bir süre önce sonlandırmış ama etkisinden kurtulamamıştı hala.

Sonra elimde kahvem düşünmeye başladım.

Yorucu siyaset gündemiyle boğuşurken hayatı ve aşkı düşünmeye fırsat bulamamıştık.

Nice aşk depreminin enkazları toplanamamıştı.

Duruyordu öylece.

Üzerine yeni aşklarda inşa edilse, yetmiyordu.

Çok şey yaşanmıştır.

Çok acılar çekilmiştir.

Zor dönemler geride kalmıştır ama etkisi hala geçmemiştir.

Aşk enkazlarıdır bunlar.

*

Kadın ya da erkek farketmez aşk enkazları herkesde olabilir.

Erkekler genelde saklama yolunu seçerler.

Üzüntü zayıflıktır onlar için.

Ne kadar saklarsa saklasın bir şekilde çıkar ortaya enkazlar.

Kadınlar pek saklamasa da yeni bir aşkla örtmek isterler.

Gelen yeni bir erkek anlayamazsa kadındaki enkazı bir süre sonra terkedilmek ya da aldatılmakla cezalandırılır.

Çünkü kadın kalbinin esas sahibi çıkmıştır ve kendisinin olanı istiyordur.

Kimi zaman da gidenin ardından kimseyi almazlar içeri.

Aşka ve sevgiye kapılar kapanmıştır.

Çin Seddi'nden daha yüksek duvarlar örülmüştür.

Bir önceki aşkın enkazları toplanmadan hayatta yeterince kolaylık göstermez insana.

Tek gerekli olan zamandır.

O da geçtikçe daha büyük yaralar bırakır insanın yüreğine.

Sonuçta kazanan ya da kaybeden olmaz.

Üzüntüler vardır ortada.

Bir de geçmiş sevdalar..

Özgün Kaplama