Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk Evliliğe Dönüşür mü ?

Aşk Evliliğe Dönüşür mü ?
 

Aşk duygusu, aşk bilgisi bize tarih öncesinden gelmiş bir bilgidir. Değişik tarifleri yapılsa da, en belirgin tarifi,
sevgiyi en üst düzeyde yaşamaktır. Her ne kadar birileri çıkıp, insanın bitkiye, hayvana, eşyaya olan sevgisini de dile getiriyor olması başka bir şey elbette. Kişinin tanrıya olan aşkı da başka bir durum. İlahi aşk karşılıksız yaşanılan bir aşktır. Bitkiye, hayvana duyduğunuz sevgide karşılık vardır. Çünkü sevmezseniz, ondan gerekli tepkiyi ve ilgiyi alamazsınız. Hayvan size arkadaş olmaz, bitki ise çiçek açmaz. Karşılıklı etkileşim söz konusu yani. Burada bahsedeceğimiz ne insan türünün haricinde başka bir türe duyulan aşk, ne de tanrıya duyulan aşktır.

Anlatmaya çalıştığım aşk, kadının erkeğe, erkeğin kadına duyduğu aşktır. Kadın-erkek ilişkilerinde olması gereken bir değerdir aşk. Herkes yaşayabilir mi ? Ya da her yaşanan ilişki, her hissedilen sevgi aşk mıdır ? Bunu iyi irdelemek gerekir.

Kadın-erkek ilişkilerinde aslında ön plana çıkan şöyle bir değer vardır. İlk önce, her iki cinste karşı cinsten bir şeyler umduğu yada bulduğu için birlikte olur. Bu umulan yada bulunan şey sevgi ise, ilişki gelişir. Kıstaslar ortadan kalkıp, her ikisi de aslında öteki olmadan mutlu değil ise, birlikte olmaktan, gezmekten, dolaşmaktan, gülmekten, eğlenmekten, konuşmaktan, oturmaktan, yemek yemekten, aynı ortamda bulunmaktan vs. zevk alıyor ve mutlu oluyorlarsa, birinin olmaması durumunda, kasvet, zevksizlik, mutlu olamama ve hayattan zevk alamama başlamışsa, birliktelikte, bir şey beklenilmeden sevgi yaşanıyorsa ve yaşanmışsa, aşk çanları çalıyor demektir. Artık siz aşıksınızdır. Bunu isimlendiremeseniz de, kabul etmeseniz de hatta, aşıksınızdır.

Birliktelik, kaçamak kuytularda yaşanılacak bir durum değildir. Ama kaçamak kuytularda bile birlikte olmaktan mutluysanız, el ele tutuştuğunuzda, gözleriniz birbirinizi görmekten başka bir şey görmüyorsa, saatlerce güneşin altında dolaşıp, sıcaktan yandığınızı bile hissetmiyorsanız, itiraf edin artık aşıksınızdır.

Peki aşkla çimlenen ilişkiler evlilikle mi devam etmeli ? Evet bence evlilikle devam etmeli. Tabiî ki, şartlar, şartlandırmalar nasıl bir atmosfer oluşturur o an için bilemem ama eğer kadın ve erkek arasında aşk ilişkisi varsa ve birlikteliğin sonunda ayrı noktalara çekildiklerinde mutsuzluk başlıyorsa, evet aşk evlilikle devam ettirilmelidir. Peki evlilik aşkı bitirir derler ? Bunun altında yatan başka sebepler vardır, onları incelemek lazım. Bu sözü söylerken, hiç “aşk bittiği için evlilik biter” alternatifi nedense düşünülmez.

Kadın-erkek ilişkileri boyunca birbirlerini tanıma fırsatı bulurlar. Eğer, filmlerdeki aşkları ve gelgitleri, dövünmeleri,
psikolojik savaşları saymazsak, kadın ve erkek ilk gördüklerinde birbirlerinden etkilenebilirler. Bunun adı aşk mıdır ? Bence değildir. Aşk daha uzun soluklu ve karşılığında bazı değerler verilmesi gereken bir durumdur. Ben filmlerdeki aşklara inanmam. Ama film uzun soluklu gibi bir hayatın içindeki aşka inanırım.

Uzun süreli aşk birlikteliklerinin evlilikle sonuçlanması, tamamen bireylere bağlıdır. Yani bireyler bu ilişkiyi evlilikle
devam ettirmek isterlerse –ki bizim gibi ataerkil toplumlarda olması gereken budur- evlilikle yollarına devam edebilirler. Ama gelişmiş toplumlarda bu tür ilişkiler evlilik olmadan da yürütülebiliyor. İşte buna hayat arkadaşlığı deniliyor. Günden güne de nikâhsız yaşam, hatta nikahsız çocuk sahibi olma düşüncesi de yaygınlaşıyor. Avrupa‘da nikâhsız beraberlikler çok yaygın. Bunlardan bir çoğu kısa ilişkiler ama çok uzun süreli hatta çocuklu olarak bile devam eden ilişkiler var. Örnek mi? Fransa’daki başkanlık seçimlerinde Sarkozy’nin rakibi Royal’i hatırlayacaksınız. Bu hanımla herkesin kocası olarak bildiği erkekle meğer uzun yıllardır nikâhsız yaşıyorlarmış. Üstelik çocukları da var. Demek ki, o kadar birbirlerini çok seviyorlar ve birbirlerine güveniyorlar. Bu ilişkinin içinde evlilik olsa ne olurdu ? Pek de fazla bir şey olmazdı. En fazla bir çift yüzük ve evli olduklarını gösteren bir belge olurdu ellerinde o kadar ? Çevredeki insanların bakışı, değerlendirmeleri değişir miydi ? Hiç sanmıyorum. Ama bizim ülkemizde muhakkak ki değişirdi.

İçinde aşk olan birliktelikler nasıl uzun sürebilir? Bu konuda bir uzman şöyle diyor : "Birbirinize aranıza başka hiç
kimsenin giremeyeceğinin sözünü verin. Dünyanın farklı kürelerinde dahi yaşayabilirsiniz, ancak teknoloji aşkınızı
yaşatmanıza yardımcı olacaktır. Bir araya gelmek için bir gün tespit edin. Eğer gerçekten ilerde hayatınızı paylaşmayı düşünüyorsanız şimdiden ortak zaman geçirmeniz gerekir. Eğer çiftlerden hiçbiri bir diğerinin yanına taşınmayı düşünmüyorsa bunun imkânsız bir aşk olduğuna inansanız iyi olur. Bazı insanlar için hislerini yüz yüzeyken dile getirmek zor olabilir. Bu yüzden sık sık mesajlar atın, mektup yazın ve e-mail gönderin. Birbirinize karşı dürüst olun. Uzaklık bir şeyleri saklayabileceğiniz anlamına gelmez."

Demek ki neymiş? Aşk için illaki birlikte olmak, bir olmak ve lazımmış. İsteyenler evlenerek de birlikte olabilirmiş. Ama aralarına başka hiç kimsenin, başka hiçbir şeyin girmeyeceği sözünü vermeleri ve hep sevmek şartıyla.. Böyle bir ilişkide aşk ne kadar sürer acaba ? Aşak her zaman aşk şarkısı çalar mı hep ?

Çaldırabilenlerden ve oldurabilenlerdenseniz eğer ? Ne mutlu size !..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..