Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '09

 
Kategori
Deneme
 

Aşk Genetiği Bozulmuş Bir Eli, Avucu, Aklı, Yüreği Reddetme Cesaretidir.

Aşk Genetiği Bozulmuş Bir Eli, Avucu, Aklı, Yüreği Reddetme Cesaretidir.
 

Aşk; genetiği bozulmuş içtenliği, samimiyeti, masumiyeti, şeffaflığı reddedebilme yüreğidir.


Çok büyük bir aşkın öyküsünü anlatmak isterdim.

Şimdiye değin kimselerin ellerini uzatamadığı, dokunamadığı, kimselerin ellerini uzatmaya, dokunmaya kuvvet bulamadığı çok büyük bir aşkın öyküsünü anlatmak isterdim.

Ağdalı, ağdalı hem de , çektikçe sağa sola uzayan, uzadıkça üzerine limon sıkılıp, şeker atılan, atıldıkça şekeri karamelize olup yanan, limonu ise ekşisiyle geniz yakmaya başlayan büyük bir aşkın öyküsünü anlatıp anlatıp , her anlattığımda bir tür ulaşılmazlık içinde , çektikçe çektikçe başkalarına uzanan, aşkın sahiplerinden uzaklaştıkça uzaklaşan büyük bir aşkı …

Büyük bir aşkın öyküsü ; aşkın bu kadar büyük olanı , sağa-sola kayanı, uzadıkça uzayanı, ne başı ne sonu belli olmayanı ne kadar büyük bir aşktır ve ne kadar inandırıcı değildir oysa , değil midir ? .

Anlatmak istediğim büyük bir aşk değildi, büyük aşkların böylesi olanları insanın hem aklını hem de kalbini yoranı ve hiç kimseye de faydası olmayanı, zamanı ömürden çalanı. Bu yüzden böylesi büyük aşklar gönlünden hiç geçmeyecek olanı…

Aşk ; o kadar yalındır ki, ellerini içtenlikle uzatmaya ve parmak uçlarından parmak uçlarına uzanan uzun ince bir yoldan başlayan, parmakların iç içe geçip, avuç ayalarının kavuşmasından geçer.

Aşk; o kadar durudur ki ; kalp kalbin sudaki izi , göz gözün aynasıdır ve samimiyet ister bulanık sulardan ve buzlu camlardan değil de sudaki izden ve aynadan yürüyebilmek için kendi geleceğine, kendi kaderini kendisi tayin edebilmek için.

Aşk ; o kadar büyük bir masaldır ki yalnız çocuklara anlatılabilen ve çocuk kalabilenlerin yüreğinde can bulan. Bu yüzden aşka yazılan her masalın çocuk paylaşanı varsa, o masal renklenir, büyür, büyür, her gün içine yeni bir şeyler eklenir, dönüşür, değişir, gelişir. Bütün masallar masumiyet ister , yani aşkta öyle…

İçtenlik, Samimiyet, Masumiyet….

*******

Aşk buraya kadar , şimdi mutfakta işim var. Bugün menüde İrmik Pastası ve Peynirli Poğaça var .

***********

İrmik Pastası için

1 kg süt bir tencereye boşaltılıp içine 1 su bardağı şeker konularak kısık ateşte karıştırılarak şeker eritilir, ılımaya başlayan ve eriyen şeker içine 1,5 su bardağı irmik atılıp kısık ateşte karıştırılmaya devam edilir, ardından yarım limon kabuğu rendesi ile yarım limon suyu bu karşımın içine boşaltılıp karıştırılmaya devam edilir, koyulaşıpta, kaynamaya başladığında bir yemek kaşığı margarin içine atılıp karıştırılmaya devam edilir. 5-6 dakika daha karıştırılır. Ve ocaktan alınır.

Derin yuvarlak bir borcam içine alü-folyo döşenir ve karışım içine boşaltılıp, üzeri kaşıkla düzeltilip, buzdolabına konulur. 3 saat sonra geniş düz bir kabın içinde üstü alta, altı üste gelecek şekilde borcamdan çıkarılıp üzerindeki alü-folyo atılır ve kırılmış ceviz dökülür. Afiyet olsun..

Peynirli Poğaça İçin

Derin bir kabın içine 3 yumurta k, 1 paket margarin parçalanarak , yarım kg peynir ezilerek, yarım su bardağı süt, yarım su bardağı zeytinyağı, yarım su bardağı toz şeker konur ve karışıtırılır, başka bir kapta yaklaşık 4-5 su bardağı una 1 paket kuru maya , 1 paket kabartma tozu eklenerek karıştırılır, unu diğer karışıma yavaş yavaş aktarıp, elle yoğurunuz, alabildiğince un olupta hamur kulak memesi kıvamına gelinceye kadar yoğrulur ve yarım saat dinlendirilmeye bırakılır, sonra tekrar yoğrulup mandalina büyüklügünde yuvarlanıp üzerine yumurta sarısı sürülüp , yanmaz kağıdın serildiği tepsiye dizilir. Ve fırına sürülür. Piştikten sonra da afiyetle yenir…

*****

Bu verdiğim tarifleri çocuklarına hazırlayıp yediren aslan babalar var , baba olanlara duyurulur…

**********

Aşk demiştik değil mi ? bu da mutfak aşkıydı, bildiğiniz üzere can da boğazdan gelirdi ve mutfakta önemliydi tıpkı yatağında önemli olduğu kadar…

Yatak durmaksızın başka birilerini de ağırlayacak kadar hantallaşmışsa , bu demektir ki bazı Amerikan şirketleri daha fazla kar etsin ve Amerikan sanayisi ve ekonomisine katkı olsun diye genetiği değiştirilmiş organizmalar misali, yatakta da bir kesme yapıştırma ve bu kes-kopyala-yapıştır ile birden fazla insana sırasıyla olsa da olmasa da yer açmak suretiyle çoğalma durumu var. Burada, nasıl genetiği değiştirilmiş organizmaların öz benliğine ciddi tecavüz var ise yatakta da aşkın doğasına bir tecavüz gerçekleşmiş ve her şey doğallığını yitirmiştir. Bu yüzden böylesi hantallaşan bir yataktan aşk değil çıksa çıksa genetiği bozulmuş bir beyin hormonlu hıyar olarak ya da hormonlu patates ortaya çıkar.

Aşk ; o kadar şeffaftır ki renginin değiştiğini , genetiği ile oynandığının hemen farkına varır, uyanır, fark ettirir, uyandırır.

İçtenlik, samimiyet, Masumiyet, Şeffaflık…

Ellerinin, avuçlarının, yüreğinin, gözlerinin, aklının genetiğini bozanlardan içtenlik, samimiyet, masumiyet , şeffaflık beklenir mi ? Elbette beklenemez. Beklenmemelidir…

Yalnız bu ellerinin, avuçlarının, yüreklerinin, gözlerinin akıllarının genetiği bozulmuşlar , içtenliğin, samimiyetin, masumiyetin ve şeffalığın da genetiğini bozar üstüne hormonlu olanını isterler. İsterler .

Aşk o kadar içlidir ki ; doğasıyla oynayanın kendini aldattığını , rengini değiştirmeye çalıştıkça , renginin sulandığının ve mikroplara karşı direncinin kırılmaya çalışıldığını bilir.

Bu yüzden doğasına aykırı büyümesini sağlayacak olan antibiyotiklerin daha öncesinden şırınga edilmesinin, sonrasında mikroplara karşı mücadelesini kıracağını bildiğinden genetiği bozulmuş bir aşkı reddeder.

Aşk ; genetiği bozulmuş eli, avucu, yüreği, gözleri, aklı reddetme cesaretidir.

Aşk; genetiği bozulmuş içtenliği, samimiyeti, masumiyeti, şeffaflığı reddedebilme yüreğidir.

Aşk; mikroplara karşı direncini kıracak olan uygulamalara karşı başını dimdik tutup, onurlu mücadelesini sürdürerek genetiğinin bozulmasına engel olabilme kararlılığıdır.

Aşk; mikroplara karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için doğal olana yönelme ve doğal olanı yaşama tercihidir.

Aşk ; doğallıktır sevgilim, anam, babam, bacım, kardeşim, ablam ve geriye kalan tüm akrabalık ilişkilerim ..

Çok büyük bir aşkın öyküsünü anlatmak isterdim. Hiç o kadar ağdalı büyük aşk öykülerini anlatacak kadar yüreğini yitirmedi yüreğim.

Hiç o kadar çektikçe sağa sola çektikçe çekilen, başı, sonu belli olmayan, uzadıkça başkalarına uzanan o büyük aşk öykülerini anlatacak kadar elleri hissizleşmedi ellerimin.

Hiç o kadar şekeri fazlaca kaçırılıp karamelize olupta insan genzini yakan, limonu fazla sıkılmış , ağdalı aşk öykülerini anlatacak kadar gözlerim kaybetmedi ışığını gözlerimin.

Büyük aşk öykülerinin böylesi olanı insanın kalbini, aklını kötürümleştirip, vicdanını kör, dilini koparanı, gözlerini susturanı o kör, sağır, dilsiz büyük ağdalı aşk öykülerini anlatacak kadar yüreğini ıssızlaştırmadı yüreğim.

Çok büyük bir aşkın öyküsünü , bu türden ağdalı olanını değil de bir aşk masalını anlatmak isterdim; yüreği adımı duydukça çarpan, saçlarımın savruluşunda tenimin kokusunu duyan, ellimi tuttuğunda yürüdüğü yolun aydınlığında göğsünü gere gere yürüyen, gözleri hala titrek bir mum alevi gibi bakan, avuçlarının içinden yüreği çarpan ve baktığında yüreğimi yakan küçük bir aşk masalını anlatmak isterdim.

Aşk ; dokunabilmektir hiç dokunulamamış olana, dokunulamamış olanı bulup çıkarabilmektir yürekten, yürekten isteyebilmektir.

Aşk ; ellerini uzatabilmektir, ellerini uzatıp sevdiğinin ellerinden tutabilmektir, sıkmadan, gevşetmeden , yüreğine dokundurabilmektir. Yüreğine dokunmasını istemektir sevdiğinden.

Aşk ; bir rüyanın içinde gibi sevdiğinin ellerinde kalem olabilmektir, yüreğinden gelene yol olup akabilmektir satır satır.

Aşk ; kavuşup, kavuşup yeniden yeniden kavuşabilme halleridir. Hep kavuşmadır.

Aşk; Genetiği bozulmamış İçtenlik, samimiyet, Masumiyet, Şeffaflıflığı, yine , genetiği bozulmamış bir elin, avucun, aklın, yüreğin içinde mikroplara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmesi üzere doğal olanı tercih etme, doğalı yaşama arzusu olup, dimdik, onurlu yaşamı sürdürme kararlılığıdır.

Aşk ; doğallıktır sevgilim, anam, babam, bacım, kardeşim, ablam geri kalan tüm akrabalarım.

Aşk; sevdiğinin genetiği bozulmamış içtenliği, samimiyeti, şeffaflığına güven duymak ellerini, avuçlarını, yüreğini isteyebilme cesaretidir. Aklını yüreğine yoldaş edebilme kararlılığıdır.

Aşk ; sevdiğini sevdiğini söyleyebilmektir, bir çiçek iliştirip “seni özledim “ diyebilmektir .

NOT: Önerilerim ;

Yavuz Bingöl “sensiz yapamam http://www.dailymotion.com/video/x1vbk9_yavuz-bingol-sensiz-yapamam_music

Yavuz Bingöl “Gitme “ http://www.dailymotion.com/video/xjmz8_yavuz-bingol-gitme_music

 
Toplam blog
: 43
: 1843
Kayıt tarihi
: 24.06.07
 
 

72 istanbul doğumluyum.  Yağmur yüklü buluttan pamuk şekeri, Yağmurdan sonraki gökkuşağı, to..