Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk hikayesi

Ben size başka bir aşk masalı anlatacağım. Leyla ile Mecnun'un aşkından çok farklı... Öyle bir aşk ki yaşayanda da okuyanda da derin izler bıraktı.

 

Elif'le Vahit'in aşkı...

 

Elif bir mağazada tezgahtardı. Vahitlerin oturduğu evin tam karşısındaki mağazada... Sabahları görürdü onu. Elif dükkanın kepenklerini kaldırırken Vahit azıcık araladığı perdenin arasından izlerdi. Elif ilk başlarda farketmemişti ama sonraları görmüştü Vahit'in aşkın en masum halini barındıran bakışlarını... Vahit'i farkettikten sonraki günler aheste aheste kaldırır oldu kepengi... Arada döner bakıverirdi Vahit'e.

 

Vahit'in içi erirdi, delikanlı yüreği tekerlekli sandalyesinde yanıverirdi. Çekiniyordu Vahit Elif'e aşkını söylemeye. Yürüyemiyordu çünkü Elif'te sakat bir adamı istemezdi herhalde... Gel zaman git zaman, Vahit'in annesi anlayıverdi Vahit'i yakan aşk ateşini. Oğlunun gizli sevda çekip gizli gizli erimesine izin vermeyen yüreği yaşlı kadını düşüncelere sardı. Geceleri uyku girmez oldu gözlerine...

 

Bir sabah erkenden kalkıp çıktı yola, Vahit camda Elif'i bekleyedursun anası kesti kızcağızın önünü. Anlatıverdiolup bitenleri, Vahit'in aşkını ve tutmayan bacaklarını...

 

Elif'in yüreği cızetti o an, demek Vahit yürüyemiyordu. Ondan gelip deyivermemişti sevdasını. Ama Elif'te Vahit'e sevdalıydı. Hiç soğukluk düşürmedi yüreğine Vahit'in tutmayan bacakları... Vahit'in annesine o da kendi sevdasını anlattı, yürüyemiyor diye Vahit'ten uzaklaşmayacağını aksine kendi gidip tanışmak istediğini söyledi. Annesi bu sözlere çok sevindi.

 

Elalem ne der, uygun olur mu olmaz mı, diye düşünmeden aldı götürdü Elif'i evlerine.

 

Bir anda Elif'i karşısında gören Vahit önce durdu, sevdiğine uzun uzun baktı. Sonra gözleri doldu konuşamadı, tekerlekli sandalyenin tekerleklerini hızlı hızlı çevirerek odasına kapandı. Elif'le annesi saatlerce dil dökseler de çıkaramadılar. Vahit "Olmaz..." diyor başka bir şey demiyordu. Vahit içerde Elif kapının önünde ağlıyordu. Vahit Elif'in ona acıdığı için geldiğini sanıyordu ama işin aslı astarı öyle değildi. Elif'te sevdalıydı kömür gözlü Vahit'e...

 

Ayaklarını sürüye sürüye çıktı yüreği çarpa çarpa geldiği evden. Bir ay kadar da görünmedi. Vahit her gün camda onu bekledi. Ama Elif'in gölgesi bile görünmedi o sokaklarda.

 

Bir ay sonra bir sabah tekerlekli sandalyesinde bir kız göründü sokakta. Vahit'in kapısının önünde durdu. Vahit'te gördü kızı... Dikkatli baktığında şaşırdı, Elif'ti bu!

Oturduğu tekerlekli sandalyesinde dizlerine siyah bir şal örtmüş, her zamanki gülümsemesiyle Vahit'e bakıyordu. Eve gelmek istediğini işaret etti. Vahit'in annesi alele acele açtı kapıyı, aldı Elif'i eve...

 

Elif'te Vahit'in karşısına geçip başladı anlatmaya...

O ilk geldiği gün, Vahit'in kendisinden kaçtığı gün, ağlaya ağlaya giderken araba çarpmıştı kızcağıza. Sonra da yürüyememişti bir daha...

 

Elif tüm bunları anlatırken Vahit ne diyeceğini bilemedi. Tüm suçu kendine yükledi. Elif o anda hiç beklemediği bir soru sordu Vahit'e; Artık dedi, artık sevebilir misin beni?

Vahit ne diyeceğini bilemeden ağlayarak, "Ben hep sevdim seni..." dedi.

 

O günden sonra Elif'le Vahit'in aileleri tanıştılar. Düğün hazırlıklarına başladılar. Bir sene içinde evlendiler. Vahit ise engelli işçi alan bir fabrikaya işe girdi.

*

Vahit'in evde olmadığı bir gün, kayınvalidesi geldi gelininin evine. Kendi anahtarıyla girdi, kapıyı çalma gereksinimi duymadan... Gelininin tekerlekli sandalyesini boş görünce neye uğradığını şaşırdı.Banyoda gördü Elif'i. Elif iki ayağının üstünde abdest alıyordu! Kayınvalidesini görünce utandı. Yalanı ortaya çıkmıştı...

 

Evet, Elif Vahit'le evlenebilmek için numara yapmıştı. Kayınvalidesine anlatmak zorunda kaldı.

Kayınvalidesine anlattığında sadece sarıldılar. O da sırdaş oldu gelinine... Vahit ise bu fedakarlığı hiç bilmedi...

 

Ama derler ya, Allah'tan çok seversen birini Allah alırmış onu, diye... Elif'te çok sevmişti Vahit'i ve bir sabah uyanmadı Vahit! Elif'in kollarında can verdi. Cenaze namazı kılınırken Elif yine sandalyesindeydi...

Zaten Vahit öldükten sonra hiç kalkmadı sandalyesinden. Şayet biricik sevdası görüyorsa onu yürürken görsün istemedi.

 

Ve bir gün onunda kalbi dayanmadı Vahit'siz yaşamaya. Her gün olduğu gibi Vahit'in toprağının başındaydı. Tam toprağını öperken sevdiğinin duruverdi kalbi oracıkta...

 

Elif'in kalbi durmuştu fakat ruhu mutluydu.

Ölüm onun için Vahit'iyle randevusuz gelen son ve sonsuz buluşmasıydı.

 
Toplam blog
: 37
: 219
Kayıt tarihi
: 05.10.12
 
 

Anadolu İletişim Meslek Lisesi & Radyo TV mezunuyum. Özel bir radyoda çalışmaktayım, köşe yazarlı..