Aşk'ı doğuracağız

Sakın ha!
Mızıkçı demeyin bize.
Bakınız biz eşikte beklemekteyiz..
Sokaktaki çocukların, çiftli oynadıkları oyunların, seslerini işitmekteyiz…
Sonrasını biliyorsunuz.
Nikahların dahi kıyılmadığı, yastığımız ve düşlerimizle birlikte o derin ve anlatılamayan sohbetteyiz..

Melekler ve gölgelerinin çıkardıkları sesleri duyabiliyor musunuz?
Siz iki gözümüzsünüz.
Alın, iki gözümüzde sizin olsun.
Bizde, sizlerle olabileceğimiz o muhtelif ''insan zamanlarda.''

Biliyor musunuz kapı olmak çok mühim?
Kapıdan gelip geçmek isteyenlerse, en mühim!
Demek istediğimiz!
Gönüller, katran olmuşsa eğer, geceyi de boyar, gündüzüde.
Renginde olmaya suç, çünkü;karanlık örtüsü olmuş gecenin...

Aydınlık sıcak geceler ve yarınlar dileyebilmeliyiz yine birbirimize ve hiç unutmamalıyız ne birbirimizi ne kendimizi..
Bizler yıllardır kuluçkadayız..
Kozasını örüyoruz doğacak çocuklarımızın..
Az kaldı.
Düğünümüz var.
Aşk'ı doğuracağız...

Sizler diyorsunuz ki Tarih 16 Aralık 2005 Dünya zamanı. Onlar da diyor ki doğdu doğacak zamanı.. Bizler diyoruz ki sakın sormayınız neden diye, çünkü; bir ''Miladi Muamma.'' Ve biz yine diyoruz ki! Tarih 26 Kasım 2005 Zamanı (bugün 26 Kasım 2007 ve hiç bir şey değişmemiş) bizce yine yüzlere tükürmenin tam zamanı.. Aslında yanımızda ''Lama Ailesi'' bulundurmanın zamanı..

Yedi düvel gönüllere ''Beyaz Düşler'' paylaşımıdır...

Sabiha Rana

Gönülden bir hatırlatma! Onlar KOCAMAN çocuklar: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=77783

Fotoğraf:Milliyet.com