Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '10

 
Kategori
TV Programları
 

Aşk-ı Memnu'dan herkes memnun, memnun da!!

Aşk-ı Memnu'dan herkes memnun, memnun da!!
 

Maşallah..

Bakıyorumda Aşk-ı Memnu dizisinden herkes memnun, memnun da..

Ya ben!

Ben mi??

İzledikçe, dizi de uzadıkça sinir oluyorum valla.

Niye mi?

Hikaye bu ya!

Binlerce genç insan konser salonunda sahnede şarkı söyleyen ünlü bir sanatçının şarkısı ile gayet memnun bir şekilde çoşup eyleniyormuş.

Şarkı bitmiş.

Sanatçı sahnede çığlıklarla, heyecanla alkışlanırken gençlerden biri birden yanındaki sandalyede oturan yaşlı bir adamın hüngür, hüngür ağladığını görmüş. Sormuş;

- Amca sen neden ağlıyorsun?

- Sorma evladım sorma. Ben ağlamayayımda kim ağlasın.

- Yoksa, yoksa mutluluktan mı ağlıyorsun?

- Mutluluk mu!!. Üzüntüden ağlıyorum evladım, üzüntüden.

- Hay Allah!. üzüntüden mi!!.. İyi ama bütün insanlar bu ünlü sanatçının şarkısıyla mutluluktan çığlık atıp alkışlarken sen neden üzülüp ağlıyorsun?

- Ah evladım aahh.. Biliyor musun bu şarkının yazarıda, bestekarıda benim.

- Eee..

- Eeesi bu işte evladım. Ben bu şarkıyı böyle mi yazdım. Böyle mi besteledim. Benim şarkımı yıllar sonra değiştirmişler ne hale getirmişler. Ona üzülüp ağlıyorum demiş.

Servet-i Fünun edebiyatı'nın 1900 yılında basılan realist akımın iyi bir örneği olan ve Türk Edebiyatı'nın roman, hikaye ve mensur şiir yönünden bana göre bir numaralı adamı Halit Ziya Uşaklıgil'in çocukken okuduğum eseridir.

"Aşk- ı Memnu"

Roman Peyker ile Nihat Beyin evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter in annesi Firdevs hanım duldur. Eşini kaybeden Adnan Bey ise varlıklı, asil bir aileden gelmiştir. Firdevs Adnan Beye gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Firdevs ten değilde Bihter den çok hoşlanmaktadır. Bihter le evlenir.

Bihterin annesi bu evliliği hiç kaldıramaz.

Bütün aile bir gün toplanıp pikniğe giderler. Adnan beyin yeğeni Behlûl Peyker e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlı birisidir. Behlül ardından Bihter e göz koyar. Ondan çok hoşlanır. Bihter in fiziki görünüşü Behlûl u çıldırtma seviyesine getirir. Bihter in kendisinden hoşlanmasını sağlar ve o günden sonra her gece beraber olurlar.

Behlül ve Bihter in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlül le evlenmeyi düşünmektedir. Nihal in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi ile hayalleri yıkılır..

Adnan beyin de bütün olayları öğrenmesiyle her şey değişir.

Adnan bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlül ne de Bihter olacaktır.

Romanın da kısaca özeti böyle, böylede..

Senaristlerin kitaptan alıntı yapıp düzmece Aşk, entrika, ihtiras, aldatmak gibi aile fertleri arasında kaydırak oyununa dönüştürülen, mide bulandıran ensest ilişkilerle abartılıp daha karmaşık hale getirilen bütün aile fertlerinin bir arada izlediği reyting rekorları kıran olaylı diziyi bu gün Halit Ziya Uşaklıgil oturduğu yerde izlese, iki gözü iki çeşme ağlar ve heralde kederindende ölürdü.

Elinde kadife, cila ile boynuzlarını parlatmaktan başka bir iş yapmayan Adnan bey in bu kadar boynuzlandığını, çatallaşmış boynuzlarının ağırlığından dolayı gözlerinin geyik gibi melun, melun baktığını, adamın kafasını bile sağa, sola yalpalayarak taşımaktan, kapılardan girerken bile zorlandığını, köşkte yaşanan edep dışı olaylar karşısında zatı muhterem Adnan bey in hala ısrarla "anlamıyorum, anlayamıyorum" dediğini gördükçe sinirim tavan yapıyor.

Sinirleniyorum çünkü bir ucuda bana dokunuyor.

Haksızda değilim hani.. Bakınız şimdi bir örnekleme daha yapmak istiyorum;

Bülent Ersoy un cinsel dönüşüm yaptığı operasyondan dolayı 30 yıldır hiç kimse doğan oğluna Bülent ismini vermiyor.. Vermek istemiyor.

Neden??

Çünkü Bülent ismi çağrışım yapıyor.

Annen, baba ister istemez iç güdüsel olarak “Ya bizim de çocuğumuz öyle olursa” fikrine kapılıyor.

Bundan dolayıdırki;

Şu aralar birisi bana " adınız ne?" sorduğunda iç güdüsel olarak bende ismimi vermekten kaçınıyorum.

Niye?

E benim de adım Adnan da ondan..

Hele bu en son yaşadığım olay beni iyice zıvanadan çıkardı.

Benim 15 lik kızı hanımla Çapa da cilt doktoruna götürdük. Hemşire ile doktorun masada otururlarken karşılıklı sohbetlerine istemiyerek kızımla birlikte kulak misafiri olduk.

- Geçen hafta Aşk- ı memnu yu izledinmi hocam?

- İzledim ya.. İyice saçmalamaya başladılar.

- Adnan bey bu hafta her şeyi öğrenecek galiba.. Hıı.. ne dersiniz.?

- Eee.. Öğrensin artık. Ziyagil Köşkünün üst kattakileri bütün odalarına tren raylarını döşediler maşallah..

- Hihihihii.. alt kattakiler de boş durmuyor yani:)

Gülmelerle bize dönüp “ Ver bakalım kızım, nufus kağıdını kaydını yapalım." Doktor nufus kağidini alır almaz kahkahalar atmaya başladı.

- Kızım, kızım senin adın Bihter mi?

- Evet doktor bey.

- Aaa.. Babanın da adı Adnan mış!!..

- Evet doktor bey

- Hahahaha.. Sizdede Behlül varmı? Hahahaa..

O anda bende sigortalar attı tabi..

- !!.. Hocam, hocam siz ne demek istiyorsunuz!!

- Hahaha afadersiniz. Afadersiniz, hahaha bu kadarda tesedüfmü olur. Hahaha şaka, şaka yaptım şaka.. hahaha..

- Çık, çık, çık. ( ?=)(/&%+^'! keli, kafasına bi tane geçirecektim ama neyse) Töbee, töbee..

İşte böyle..

"Aşk- ı Memnu" dan herkes memnun, memnunda, ben değilim.

Bu yüzdendirki izledikçe, dizi de uzadıkça sinir oluyorum.

Allah için söyleyin, haksızmıyım yani..

 
Toplam blog
: 97
: 1839
Kayıt tarihi
: 13.03.07
 
 

İnsanım, eşitlikten ve hak’tan yana olan. Hiçbir şeye duyarsız olamadım. İnsanım ve merak ediyoru..