Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aşk ile aşk!

Aşk ile aşk!
 

Kaynak: İnternet


Bazen insanlar pek aymaz oluyorlar, aşk halleri gibi, yaşayan bilir, yaşamayana anlatmak zordur az biraz, anlayamaz! Ah, nasıl anlasın ki yaşamadan göze bağlanan kurdelenin, kulağa tıkanan kuş tüylerinin ve mantığa geçirilen pembe tülden berenin nasıl da mutlulukla takıldığını, birileri çıkartmak istedikçe nasıl sahip çıkıldığını!...

Mümkün değil, kendine gel diyen sövüyor sanılır, adamın kaşı gözü oynuyor, yakışmıyor yanına diyen olsa, gözü var zannedilir, ondandır feveranları, ahh ayırsın da bizi, koynuna girsin ister o cadı!

Şekerim kaptırma kendini bu kadar diyene gıcık olunur, kendi mutsuz ya, hasetleniyor haspa!

Siz aşkı nasıl yaşadınız bilemem, ama kurdelemi, kuş tüylerini ve pembe beremi çok sevmiştim ben!...

……

O kurdele çözüldüğünde, kuş tüyleri epridiğinde ve pembe berenin rengi çamura döndüğünde ancak anlamıştım cadının melek, haspanın mert olduğunu!

……

Allah aşkı ile yoğrulan beyinlere, bu anlamda ne dense nafile!...

……

Oysa inanç, kul ile inanılan arasında kaldığı sürece inançtır, diğer türlüsü reklamdır!

……

Yar aşkı ile tutuşmaya günah bakana anlatmaya çalışsam, bak, böyledir bu işler desem, kendimden örneklesem, tuuhh Allahsız der geçer, desin, hoşlukla karşılarım, ona acıdığımı da saklarım hatta, hoş değildir acıdığını göstermek bir insana, hoş olan acınmayacak duruma gelmesi için çaba harcamak!

Anlamıyor diyenleri duyuyorum, anlayamaz ki!

Gözü, kulağı, mantığı bağlı!...

……

O zaman ne yapmalı?

……

İkili aşk olsa konu, ömrü maksimum üç yıl, hepi topu!

İlahi aşk öyle midir, öyle bir korkuyla zikredilmiştir ki, aslında zikredilen Allah sevgisi de değildir, korkudan ibarettir ve korku sevginin zıt anlamlısıdır!

……

Sevmeyi öğrenmesi gerek…

Sevgi öyle bir güçtür ki, aşka inat, görür, duyar ve bilir!...

Allah'ı da böyle sevmek gerekir...


Ancak, ikili aşkı yaşamayan sevginin de ayırtına varamaz ki!

Yani, insanca dürtülerinden korkmadığında insan, hata da yaptığında ki, elbette yapacak, Tanrı değiliz ya eninde sonunda, oluşumuz deneme yanılma üzerine kurulu, mantık süzgeci başka nasıl devreye girer ki?

Yani, demem o ki, mantık süzgecinden geçmeyen her bir bilgi maalesef yalnızca ezberdir ve ezberler diktedir!

Gelişim odaklı değil, konservatiftir!

Bu nedenle sanıyorum ki Kuran’da aramızda kalsın denmiş inanç ve denmiş ki zamana uyun!

Gelişin demiş yani, konservatif olmayın, söylenene değil, akıl süzgecinizden geçirdiklerinize inanın!

……

Korkmayın!

İnsan olmayı deneyimleyin…

Deneyimleyin ki, artı ve eksilerinizi görün!

Görün ki, eksikliklerinizi giderin...

......

İlahi varlık değiliz hiç birimiz, yalana gerek yok, üş aşağı beş yukarı birbirimize benzeriz…

Aşık da olmak isteriz, sevişmek de…

Öpüşmeyi de severiz, kim sevmez Allah aşkına, anne-çocuk-baba öpüşüyor da, sevgililer mi öpüşmekten keyif almayacak!

İnançlarımız da var elbet, sevgili sevgili olarak yerini alsın, bırakalım, Allah da sevgili yerine konmasın!

Siz neden utanıyorsunuz ki, Allah’tan mı yoksa?

Pek hoşsunuz, sizi yaratana yoksa inanmıyor, kafa mı tutuyorsunuz ki, yarattığından başka olmaya çalışıyorsunuz?

Şahsen, sizler gibi dindar değilim, iyi ki değilim bir anlamda, sizlerden daha iyi anlıyorum dediklerini aslında!

İyi ki inançlıyım yalnızca ve Allah aşkı adına yapılan reklamları, güdümleri, hırslarına alet edenleri, insanları harcayanları şıp diye ayırt edebiliyorum, gören gözüme, duyan kulağıma, süzen mantığıma şükürler olsun!


Gülgün Karaoğlu
Şubat,22/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..