Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '11

 
Kategori
Anılar
 

Aşk İnsanı Güzelleştirir

Aşk İnsanı Güzelleştirir
 

1963'de babamın 3 yıl öğretmenlik yaptığı Nazilli'den Antalya'ya dönmüştük. Sonunda kendi evimizde, kendi şehrimizde, akrabalarımızın arasında olacaktık. Çok mutluydum. Yeni ders yılı başlamak üzereydi. 3. sınıfa başlayacaktım. Defterlerimi, kitaplarımı, kalemlerimi almak çok daha zevkli olacaktı artık. Çünkü onları; babama abilerinden, bana da amcalarımdan yakın Hasan amcamın kırtasiye dükkânından alacaktım. O yıllarda şehrimizin en gözde kırtasiyecisi Hasan amcamdı üstelik.

Hasan amcamın dükkânının kokusunu, bu satırları yazarken bile duyuyorum sanki. Dükkânında, kâğıt kokusundan başka bir koku daha vardı, mazot kokusu. Bu koku şehrimizdeki pek çok dükkânda vardı zaten, çünkü hepsinin tabanı tahtaydı. Tahtayı tahtakuruları ve diğer böcekler kemirmesin diye mazotlarlardı. Zaman içinde tahtaların rengi siyaha dönüşürdü sürülen mazot yüzünden. Hasan amcamın dükkânının tabanı da kapkaraydı. Ama vitrini rengârenkti, bakmaya doyamazdım.

3. sınıfı bitirdim, 4. sınıfın ders kitaplarını almaya gittiğimde de aynı coşkuyu yaşadım, aynı kokuları içime çektim ve bir yıl daha geçti. 1965 yılında 5. sınıfa başlayacaktım, kocaman kız olmuştum artık.

5. sınıfın ders kitaplarını, defterlerini almak için gittiğim günü hiç unutamam. Babamla Hasan amcam sohbet ederken ben de vitrini inceliyordum. Birden bir kitaba takıldı gözüm. Yeni çıkmış kitaplar rafındaydı. Beyaz kapaklı, üstünde kırmızı bir resim olan bir kitaptı. Resmin ne olduğunu net hatırlamıyorum şu an, kalp olabilir büyük bir ihtimalle. O kitaptan gözümü alamama nedenim kitabın kırmızı-beyaz kapağı değil, adıydı; Aşk İnsanı Güzelleştirir.

Bugün bile; o kitabı elime almak, sayfalarını karıştırmak ve koklamak için duyduğum arzuyu çok net hatırlıyorum. Bana ilk kitabımı dedem vermişti. Kendi dükkânında sattığı ayıcık şeklinde kesilmiş bir öykü kitabıydı. O yıllarda o tür bir öykü kitabı bulmak neredeyse mümkün değildi. Çünkü o yıllarda Antalya taşra sayılırdı. Dedemin verdiği kitabı elime alır almaz koklamıştım. O günden bu yana, tek bir kitabı bile koklamadan okumaya başlamamışımdır.

Aşk İnsanı Güzelleştirir...Aşk İnsanı Güzelleştirir...Aşk İnsanı Güzelleştirir...

Bu cümle sanki büyülemişti beni. Güzelleşmek...12 yaşında bir kız çocuğu için çok özel bir kavramdı diye düşünüyorum bugün bile. Ve tabiî aşkın; o yaşlarda konuşulmaması, hakkında soru sorulmaması, bilmezlikten gelinmesi gereken bir kavram olduğunu da biliyor / sanıyordum. Bütün bunlar yüzünden Hasan amcamın vitrininden alıp koklayamamıştım o kitabı.

Ömrüm boyunca, aşk üzerine söylenmiş en yalın, en anlamlı, en temiz cümle olarak kaldı aklımda Aşk İnsanı Güzelleştirir cümlesi. Özellikle çocukken, ne zaman güzel bir insan görsem, o insanın aşık olduğunu düşündüm, düşünürüm. Çiçeğe, böceğe, gerçeğe her daim âşık bir insan olarak; aşk, en önemsediğim kavram oldu büyüme sürecimde. Büyüme, adı üstünde bir süreç. Bu süreci aşkla dolu yaşayabilmektir insanı insan yapan. Aşkla dolu yaşayabildiğiniz sürece güzelleşebilirsiniz ancak. Çünkü aşk, gerçekten güzelleştirir insanı.

Not 1; Kitabın yazarı Rakım Çalapala ve pek çok eserini birlikte yazdığı değerli eşi, Nimet Çalapala'yı rahmetle anıyorum, ışıklar içinde uyusunlar.
Not 2; Dün kitabı bulabilmek umuduyla sahafları dolaştım. Hayat yayınlarından olduğunu söylediler. Bir hafta sonra uğrarsam bir ihtimal bulabileceklerini de eklediler. Umarım bulurlar da, 45 yıl sonra elime alıp koklama şansını bulurum:)

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..