Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '17

 
Kategori
Güncel
 

Aşk mı Cinayet mi

Aşk mı Cinayet mi
 

Helin Palandöken daha 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Gencecik ve daha ömrünün baharında iken platonik bir sapık sevgilisi yüzünden öldürüldü ve o güzeller güzeli Helin artık hayatta değil. Kadın cinayetlerinin her gün daha da arttığı toplumumuzda bu vaka ne yeni ne de sondur. Toplumda sosyolojik, psikolojik bir travma geçiren ve bunu kişiler üzerinde bir cinayet bir rahatlama, nefret suçu olarak gören bir prototip kişilik türedi. Bu konuda emininm uzmanlar ve yetkili kişiler ve devlet olarak toplum olarak üzerinde durulacaktır cinayetin sebebi ve vakası. Gerek yasa gerek kanunlarla bunun önlenmesi ve toplumun bilinçlendirmesi, kişilerin eğitilmesi ile iyi bir rehabilite desteğine tabi tutulması ve din platformunda ele alınması kaçınılmazdır. Toplumda ve ailede bu tür kişiler nasıl yetişiyor ve sonucu ölümle cinayetle vahşetle biten kişilik bozukluklarının derin bir analizi ve üzerinde durulması bir hayati mesele olarak herkesin taşın altına elini koyması bir zorunluluk.

Benim üzerinde durmak istediğim konu ise aşk mı cinayet mi sorununa bir cevap aramak ve olayın bu boyutuna değinmek. Şunu söylemeliyim ki toplumda ve genellikle genç kesimde aşk ve sevgi cinayetleri bir rahatlama ve öc alma psikolojisiyle nefret ve çekememezlik sendromu ve kıskançlık tabanlı bir sorun olarak ilerliyor. Aşkına ve sevgine karşılık vermedi diye öldürmek ve sen nasıl benden başkasına varırsın ve benim eski sevgilimle çıkarsın sorunsalı ve travmasıyla bir nefret suçu işlemekle sonuçlanan cinayet ve ölümler, şunu bize gösteriyor ki özellikle genç kesim olarak aşkı ve sevgiyi sahiplenmeyi başka türlü anladığ bir tatmin psikolojisi tabanında zihniyetinde görüyor ve kavrıyor. Oysa ki aşık olan ve gerçekten sevgi ile bağlı olduğu birini öldirmek ve kıskançlık nefretle kabullenmemesi bir duygusal karmaşası ve hissiyatın yanlış anlaşıldığını belirtmek zorundayım. Herkesin sormak istediği soru şu olmalı, bir insan aşık olduğu ve bütün benliğiyle bağlı olduğu sevdiği kişiyi nasıl olur da ayrılma ya da karşılık bulmadığı için öldürme cesareti gösteriyor ve ardında da kendisini intihara sürükleyen bir duygusal ve akli, psikolojik süreç yaşıyor. Burda vicdan muhasebesi ve merhamet duygusunun da devreye girdiği ve malesef bu ikisinin de iflas ettiğini söylemek durumundayız.

Toplum olarak temennimiz bu vakanın son bulması ve özellikle kadın cinayetlerinin son bulması ve toplum olarak bu durumdan bir an önce kurtulma ve bütün insani değerleri gereği gibi yaşamak yansıtmak ve nesilleri eğitmek. Devlet olarak ta bu tür cinayetlerin önlenmesi açısından caydırıcı yasaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtmek lazım.

 

 
Kayıt tarihi
: 15.04.17
 
 

Gazeteci - Yazar ve Tarihçi.. ..